o t u z i k i

18.5K 860 97
                                    

Medya: Lana Del Rey - Summertime Sadness



İyi okumalar🍁❣

ººº

Nerden baksan on defa bastığım zile rağmen açılmayan kapıya elimle vurdum birkaç sefer. Hâlâ bir değişiklik olmayınca cebimden telefonumu alıp Defne'ye, derste olmadığını umarak, mesaj attım.

Yaklaşık 40 dakika önce öğrendiğim Toprak'ın hastalığı nedeniyle okuldan bir hışımla çıkıp kapısına dayanmıştım.

Tabi kapıyı açacak birinin olmamasını hesaba katmamıştım. 7. Katta oluşumuz da girebileceğim herhangi bir balkon kapısı fikrini suya düşürüyordu.

Ne diye kimseyi aramadan şak diye gelmiştim ki? Neyim ben? Türk yaz dizisi başrol kızı falan mı? 

Bir taraftan da arasam kimi arayacaktım? Toprak'ı her aradığımda çıkan robotik sesli kadını mı? Sonunda kendimle girdiğim zıtlaşmadan çıkıp kapının arkasından gelen seslere kulak kesildim. Boğuk bir ses mırıldanarak kapıya doğru geliyordu.

Şükür boşa gelmemiştim.

"Hayır, bir kere çaldınız açan olmadı. İki kere çaldınız açan olmadı. Hadi Allah'ın hakkı üçtür deyip üçüncüyü de çalıyorsunuz da, 30 defa çalmak nedir ya?! Allah aşkına bir bırakın da rahat rahat hasta olalım." 

Yaklaştıkça netleşen homurdanmaları komikti. Kendimi tutamayıp güldüğümde kapıda açılmıştı zaten. Bakışlarımı çelik kapıdan çekip kahverengi harelere diktim. Üstüne aldığı battaniye yüzü hariç tüm vücudunu kapatıyordu. Toprak değil de 1.85 battaniye evi dolaşıyormuş gibi komik bir görüntü çıkmıştı ortaya.

Konuşan Toprak "Elis?" diye mırıldandı ve ardında derince öksürdü.  

Şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle konuştum bu sefer. "Ben oluyorum?"

Yeni fark ettiğim peçeteyle burnun silip, güldü bu sefer. "Hoş geldin." demesiyle yüzümü buruşturup dalga geçercesine "Pek hoş bulmamış gibiyim." dedim. Tekrardan öksürüklü bir gülme bahşedip içeriye davet etti.

 İtiraz etmeden içeri geçerken o da kapıyı tutuyordu. Elimdeki poşetleri yere bırakıp, çantamı ve mevsimlik ceketimi kapının hemen yanındaki ayakkabılığa asarken Toprak daha fazla ayakta durmasın diye ona hitaben konuştum. "Sen geç içeriye ben kapıyı kapatır gelirim."

İtiraz istemeyen halime uyum sağlayıp içeri geçti. Arkasından bakarken çıkan görüntü ise gerçekten komikti. Dayanamayıp arkasından kıkırdarken aldırmayıp oturma odası olduğunu düşündüğüm yere çoktan geçmişti. 

Ayakkabılarımı çıkarıp, kapıyı kapattıktan hemen sonra ben de arkasından girdim. Elinde peçete kutusuyla koltukta oturan Toprak'tan önce, bir haftadır evde yalnız olmasına rağmen, hiçbir yerin dağınık olmaması dikkatimi çekti. Ben odamı sabah toplasam akşama yine dağılıyordu.

Toprak başak burcu diye yorumladım.

Koltuğun en köşesine sinmiş iri bedenin yanına yavaş yavaş yürüdüm. Odaya girdiğimden beri üzerimden hiç çekmediği baygın bakışlarıyla takip etti hareketlerimi. Yanına gidip ateşini ölçmek için elimi alnına dayamıştım ama ateşi olup olmadığını anlayamadan irkilerek kafasını geri çekti.

"Ellerin...Ellerin çok soğuk."

Battaniyeye iyice sarılıp konuşmasıyla dudaklarımı büzdüm. Bu gidişle çocuğu daha da hasta edecektim. 

Benimle Konuşur Musun? | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin