25. Aptal

233 158 315
                                    

Okumdan önce oy verirseniz mutlu olurum.

Sınır: 15 oy 260 yorum 4000 görüntüleme

Bizi kovalayan adamlar bir önce ki sokaktan geçmiş olmalılardı ki sesleri kesilmişti. Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda ki yabancı adamın bana çok yakın durduğunu farketmiştim.
Geri çekilmek istiyordum ama bahçe duvarı buna engel oluyordu.
Onun yerine aklıma gelen planı uygulamaya koyulmuştum.
Entarimin içinde ki çakıyı bir çırpıda çıkarıp boğazına dayamıştım Daha o ne olduğunu anlamadan döndürerek sırtını az önce benim durduğum bahçe duvarına sertçe çarpmıştım.

" Sen kim olduğunu sanarsın, hadsiz!"

Çatık kaşları ile suratıma aval aval bakması daha çok sinirlenmeme sebep olmuştu.

" Konuşsana dilin yok mu?"

Kaşlarını düzelterek gülmeye başlayıp daha sonra dilini dışarı çıkararak benimle dalga geçmeye başlamıştı.

" Deli misin? Divane mi? Aklını başına toplayasın sana ciddi bir soru sordum!"

" Her zaman böyle çok konuşur musun?"

" Sen ne hakla çok konuştuğumu söylersin!"

" Baksana elini tutuğumdan beri lak lak konuşuyorsun başım şişti. az sus! "

" Çenemi çekmeyeceksen neden peşinden sürüklüyordun beni?"

Biraz suratıma baktıktan sonra yeniden sırıtmaya başlamıştı.

" Demek yabancısın, zaten bize de hiç benzemiyorsun."

Boğazına dayadığım çakıyı benimle beraber iteklediğinde bir kaç adım geriye gitmiştim.

" Eğer birini öldürmeyeceksen kınında kalması daha iyi olmaz mı?"

Bu sefer ben onun suratına aval aval bakmaya başlamıştım çünkü dediği şeyi tam olarak anlamamıştım.

" Anlamadım."

" Neden aptal mısın?"

Gözlerimi devirip omuzuna bir tane çakmıştım.

" Sensin, başlığımı neden çıkardın?"

" Hala senin aptal olduğunu düşünüyorum çünkü aptal olmasan neden çıkardığımı anlardın."

" Nereden bileceğim."

Elini anlına vurduktan sonra " Joon ki ve adamları bizi tanımasın diye çıkardım." Demişti.

" Jun ki, bun ki bilemem tanımam da niye beni peşinden sürükledin."

Beni umursamayarak ellerini arkasında birleştirerek yürümeye başlamıştı.

"Hey nereye gidiyorsun daha sona sorucak sorularım var!"

" Başım ağrıdı rahat bırak beni!"

peşinden koşarak ona yetişmiştim.

" O bun ki kim?"

" Joon ki o ve hırsız çetesinin başı. "

"Hiii beni seninle gördüler böbreklerimi pişirip yerler mi?"

Yüzünü buruşturarak bana bakıp tekrardan önüne dönmüştü.

" İnsan eti yemiyorlar diye biliyordum istersen seni onlara vereyim? Hem senden kurtulurum."

Sanırım yıllarca sarayda kalıp halktan uzak durduğum için saftım.

" Nereye gidiyoruz?"

Tekrardan durarak bana bakmıştı.

𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin