Okunmaların artması votelerin düşük kalması ile sınır yeniden getirildi
Sınır:10 vote
İyi okumalar~
"uumay?"
"Jjin hyung?"
Burası çok korkunçtu. Ayağımın altındaki taşlı zemin sıcaktan nemlenmişti. Beni, İleriye doğru itiyordu. önümüzde asmalı bir köprü vardı. Kenarlarından yukarı fırlayan lav parçalarıda cabasıydı. Jin hyungdan destek almak istercesine elini tutmuştum.
"Buraya kadar geldik şimdi pes edemeyiz."
"Biliyorum."
Elimi bırakmadan köprünün yanına ilerlemişti. Sıcaklık seviyesi çok yüksekti şimdiden sırılsıklam olmuştum. Jin hyung'un da benden farkı yoktu. alnında ki terler çenesine doğru yol alıp ordanda kaygan zemine düşüyordu. Önümüzde ki asmalı köprünün bazı tahtaları yanmış yerinde delikler oluşmuştu. aşağıya bakmaktan korkuyordum.
"Hyung, ççok tehlikeli!"
"Biliyorum ama üyeler için çıkışa kadar onları bulana kadar savaşmalıyız.
"Korkuyorum."
"Ben seni koruyacağım. Korkma."
"Tek kendim için değil, sana birşey olmasından da korkuyorum."
"İkimizede birşey olmayacak."
Gözyaşlarım yanağımdan çeneme doğru süzülüyordu. Umursamayıp Jin hyung'a bakmayı sürdürmüştüm. Bana baba şefkati ile bakıyordu. güç veriyordu o iyiki yanımdaydı...
"Beni asla bırakmayacağına söz ver."
Dudağımdan, çıkan cümle bunca zaman söylemek istediğim tek şeydi. Jin hyung'unda gözleri bu cümlemden sonra dolmuştu şefkatle yanağımdaki yaşları eliyle silmiş;
"Seni asla bırakmayacağım söz veriyorum. Hem, senin gibi bir cadı'yı nasıl bırakabilirim? tae'nin saçlarını yolla yolla zavallı çocuğu kel bırakırsın."
Dramatik ortamı yok etmek için söylediği cümleler üyeleri ne kadar özlediğimi farketmemi sağlamıştı. Jin hyung'da. Çok özlemiş olmalıydı. Kurduğumuz cümleler sadece acılarımızı gizlemek içindi. Aslında, ikimizde mutlu değildik sadece içimizdekileri birbirimize göstererek canınımızı daha fazla yakmak istemiyorduk.
Bende sahte maskemi takarak bağazımda ki hıçkırığı durdurup, zorla dudaklarıma gülümsememi yerleştirmiştim."Hehe o kadar değil. "
"Emin misin?"
"Yani...beni çok çıldırtırsa bir gecede saçsız bırakabilirim."
"Hahaha umay benimde saçlarımı yolmayı düşünüyorsun değil mi?
"Ahaha hayır "
"Himm, inanmadım ama neyse.."
Arada sinir ediyor birazcık yollasım gelmiyor değil.
"Karşıya, geçelim o halde?"
Bir anda gözlerimi korku bürünmüştü Jin hyung'un elini daha sıkı tutarak başımı sallamıştım. İlk adımımızı atmamız ile köprü sallanmaya başlamıştı korkudan titriyordum. gözlerim azıcık aşağı kaydığında lavların bir nehir oluşturduğunu görmüştüm. cidden çok korkunç, aşağı düşmeden kül olurduk Jin hyung önden ilerlerken arkasındaki ben titriyordum. köprü böyle sallanırken ortayı biraz geçince tahtaların üzerine çökmüştüm.
"Hyung beni bırak ben geçemem karşıya bu..bu çok sallanıyor. aşağı düşerim."
"Umay, güçlü olacağız dedik beraber geçeceğiz bu yolları dedik şimdi beni tek mi bırakacaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛
Fanfic[TAMAMLANDI] Bir grup genç vardı; geçmişleri bir olan, yaraları aynı yerden kaynayıp aynı yerden sarılan bir grup genç. Onlar çoğu zaman üzgün olduklarını göstermez her şeyi şakaya vururlardı ama geçmişleri böyle değildi. Ya geçmiş kapanmamışsa? Lif...