Oy vermeyi unutmayın 🥰Bölüm şarkısı olarak demi lovato- no promises'i dinleyebilirsiniz ben onu dinleyerek bu bölümü yazdım 😌
İyi okumalar~
Umay'dan
"Way bee j-hope hyung burayı nasıl buldun? mükemmel! "
Şöyle ki hobi hyung sizi, ev'e götüreceğim diyip bizi ultra lüks ve bilim kurguları aratmayacak bir ev'in pardon ultra lüks villa'nın önüne getirmişti. Bahçede, kocaman ağaçlar ve değişik çiçekler vardı. Bahçeyi geçip ultra lüks villa'nın kapısına gelmiştik diğer üyelere göz gezdirdigimde bahçeyi inceliyorlardı. tae umm o sallanıyordu.
"Savaş'tan sonra insanalar bu bölgeyi terk etmiş ve yılar geçmesine rağmen kimse gelmemiş bu yüzden güven'de olacağımızı düşünüyorum."
"İnsanların, kaçtığı bir yere bizi getiriyorsun artık nasıl güvenli olacaksa."
"Emin ol namjoon, burda ki insanlar yaşayacağın herşeyden daha kötüdür."
"eden yamyamlar mı? Bizi yerler mi?"
"Yani..."
"Şu kapıyı açsanıza artık!"
Sanırım...tae yine tuvaletin yolunu tutacak j-hope daha fazla birşey demeden kapıyı açtığında tae nereye gittiğini bilmiyor ama koşarak ilerliyordu. Jimin ile jungkook en büyük oda benim diyip o odayı aramaya koyulmuşlardı. Suga sonunda yatacak bir yer buldum diyip koltuğa kıvrılmıştı. Namjoon'da kitaplığı inceliyordu. j-hope nereye kayboldu bilmiyorum. Jin heh yanımda duruyordu. Ben nereye gideceğim tabi ki..Jin ile o an göz göze gelmiştik aynı anda;
"Mutfak!"
Diye bağırdık, hemen ardından nereye gittiğimizi bilmiyor ama mutfağı aramaya koyulmuştuk. J-hope nasıl güzel ev sahibi ise hepimizi başı boş bırakmıştı. Sonunda açtığımız bir kapı mutfağa açılmıştı. İlk önce bir göz gezdirip buzdolabına yönelmiştim. Jin'de dolaplara bakıyordu. Kapağı açınca beni çok güzel..boş bir dolap karşılamıştı.
"Yahhh bu boş! "
"Uhuuu buda boş aç kaldık.!"
İkimizde birbirimize bakıp yakınıyorduk. kapatığımız kapı açıldığında j-hope elinde bir sürü hazır yiyecek kutuları ile gelmişti.
"J-hope hyung, hazır yemek mi yiyeceğiz?"
"Beğenmeyen dışarı çıkıp yemek arayabilir."
"Puff tamam."
J-hope elindekileri masaya boşalttıktan sonra içeri gitmişti. Jin hyung ile bende yemekler ile bakışıyorduk daha fazla oyalanmayıp içlerinde ne yemek olduğuna baktım çorba çeşitleri, noodle ve kek neyse noodle varsa sıkıntı değildi ben onu yerdim.
Sanırım, tek bir tane tavuklu noodle vardı. körliyi sevmediğim için elimi ona attığımda Jin elini elimin üzerine koymuştu. Gözleri kısık bir şekilde bana bakıyordu."0 benim. Şimdi o elini çek velet!"
"Hayır, benim. Bak ben senden önce görüp alıyordum ki sen elini uzattın."
"Ben büyüğüm o yüzden benim."
"Büyüklük ile ne alakası var? Ben yiyeyim ki boyum uzasın hıh"
"Umay sen 23 yaşındasın ne büyümesi?"
"Bizim genlerde var geç uzuyoruz bir kere"
"Benim yemem lazım çünkü bak ben çok güçsüz düştüm. hyung'un hasta'mı olsun? ha hım hım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛
Fanfiction[TAMAMLANDI] Bir grup genç vardı; geçmişleri bir olan, yaraları aynı yerden kaynayıp aynı yerden sarılan bir grup genç. Onlar çoğu zaman üzgün olduklarını göstermez her şeyi şakaya vururlardı ama geçmişleri böyle değildi. Ya geçmiş kapanmamışsa? Lif...