Çınar'ın arabasında uyuya kalmıştım. Uzun bir yolculuktu. Gözlerimi yavaş yavaş açmıştım. "Günyadın uykucu." dedi.
"Çınar ne zamandan beri yoldayız biz?"
"Oldu baya. Az kaldı geliriz birazdan."
Koltukta esneye esneye arkamdaki arabalara baktım. En önde biz vardık. Arkamda Ozan. Şöför aynasından ona baktım. Beni görünce hemen rotası bana döndü. Bakışlarında bir hırs hüzün görüyordum.
Bu adam beni be zaman Çınarla görse böyle oluyordu?
Gülümsedim ona karşı ve yerimde kendimi düzelttim.
"Ozan var mı arkada?"
"Evet Ozan var."—gece—
Bodrum'a gelmiştim. İlk defa gelmiştim buraya. Daha önce Ozan'la balayı için bir kere Marmaris'e gitmiştik. Onun dışında hiç tatil yerlerine gelmemiştim.
"Çınar ne kadar güzelmiş burası. Her yer cıvıl cıvıl." dedim etrafımda dönerek.
"Güzeldir. İlk defa mı geldin?"
"Evet."
"Şaka?"
"Daha önce Marmaris'e girmiştim onun dışında hiç böyle yerlere gelmedim."
"Tatilini nerde yapıyordun?"
"Evde." diyip kahkaha attım.
"İyi ki gelmişsin o zaman. Bak bende olmasam tatil yüzü göreceğin yok."
"Evet.. Çınar.. Ya sen çok iyi birisin gerçekten. Çok sağol. İyi ki tanıştık."
Gülümsedi.
"Arkadaşlar hadi gelin fotoğraf çekeceğiz." dedi Feraye Hanım.
Çınar elimden tutup topluluğa götürdü.
Kıyafetlerimi düzeltip fotoğrafa hazırlanırken arkamda Ozan'ı gördüm. Elini belime sardı. Kameraya doğru gülümsemeye başladı. Bir an şaşırdığım için yandan ona bakmakla kaldım.
"Esra kameraya bakar mısın lütfen?" dedi Feraye Hanım.
Hemen kafamı çevirdim ve kameraya doğru gülümsemeye başladım. Tam göremesemde yandan bana baktığına emindim. Eli hala belimdeyken, "Bir Çınar olamazsak da." dedi.
"Çınar benim arkadaşım Ozan."
"Tamam canım. Bir şey demedim."
"Elini çeker misin?"
"Yo ben olduğu yerden memnunum."
"Hastasın sen."
Yüzüme baktı. Kısa saçları esintiden yüzüne düşüyordu.
"Senin kadar olamaz."
"Ne hastasıymışım ben?"
"İnatçılık, güzel günler katili."
"Şansını fazla zorluyorsun Ozan."
"İş yerinde Ozan Bey'i kullanırsak çok memnun olurum." dedi ve yerine oturup birasından bir yudum aldı.
Karşısına oturdum hemen. Ben de bir bira söyledim.
"Esra sakın içme onu."
"Size ne acaba?"
"Esra! Tamam al tamam bak ben de içmiyorum." diyip garsondan gelen birayı geri çevirdi.
"Ozan ne yapıyorsun acaba? Geri getiri misiniz?"
"Hayır getirmeyin. Otur yerine Esra sarhoş olup başıma kalacaksın."
"Kalmam senden başka kimse yok mu burda? Ayrıca benim bünyem gayet sağlam. Sarhoş olmam bir şişeden."
diyip onun birasından alıp içtim.
"Al iç. İç iç. İç de Çınar baksın sana."
"Ben kendime bakarım."
"Ya Esra bırak. Sarhoş olduğunda yediğin bokları benden iyi kimse bilemez."
"Çok konuşma Ozan. Çok konuşuyorsun." diyip yanından elimde birayla ayrıldım.
"Bak ya. Bana baksana sen." dedi arkamdan seslenirken.
Duymazdan geldim. Koşarak yanıma geldi. Elimdeki birayı alıp çöpe attı.
"Ozan ne yapıyorsun?"
"İçme."
"Sana ne? Sana ne ya? Ben senin bu tutarsız hareketlerinden çok sıkıldım. Ya bir gün benden nefret ediyorsun ertesi gün gelip belime sarılıyorsun. Ne yapmaya çalışıyorsun? Kafa karışıklığı yaratmaktan başka bir şey yapmıyorsun Ozan. Net ol artık." dedim yanından hızla ayrıldım.
Gerçekten öyleydi. Tutarsız davranışları sıkmaya başlamıştı artık.
Net olsa her şey çoktan aşka dönüşecekti oysa ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WELCOME HOME | EsZan
FanfictionAşktan korkan bir kız, deli aşık bir oğlan. Üstelik geçmişleri var. Esra ve Ozan