Hemen bir taksi tutup Ozan'ın evine gittim. Kapıyı anahtarla açarken bir yandan da Ozan'a sesleniyordum.
"Ozan." diye bağırdığımda karşılık gelmedi. Tekrar bağırdım. Yine ses gelmedi.
"Ozan nerdesin?" dedim odaları dolaşırken. Emindim, kimse yoktu.
En son terasa baktığımda yere düşen bir saksı gördüm. Kötü düşünmek istemiyordum fakat kesinlikle bir şey olmuştu. Ve benim acilen Ozan'a ulaşmam gerekiyordu.
Telaş içinde rehberimden Ozan'ın numarasını çevirdim. Açmadı. Yine aradım. Yine açmadı.
"Ne oluyor..Allah'ım yardım et." diyebildim. "Ozan ne yapıyorsun?" dedim ağlamaya başlayarak. Hızlıca evden çıktım. Kapıda bekleyen taksiye geri binip Zümrüt Teyzelere gittim. Ozan'ın Annesi. Elif ve Teyzesi de ordaydı.
Taksiden indim. Koşarak kapıyı yumruklamaya başladım. Elif çatık kaşlarıyla kapıyı açtı.
"E-Elif Ozan, Ozan nerde?" dedim telaşla.
"A-abim burd..." demeden Ozan kapının arkasından belirdi. O kadar rahatlamıştım ki.
"Ozan.." dedim ve hemen boynuna sarıldım. Yanağından öptüm. "Neden açmadın telefonu. Eve gittim yoktun. Aklıma binbir türlü şey geldi. Terastaki saksılar yerdeydi. Ödüm patladı Ozan. Sana bir şey oldu sandım. Yapma böyle şeyler." dedim tekrar boynuna sarılarak.
"Şşşş, burdayım.. Burdayım. Telefonum da içerde duymamışım. Özür dilerim. Gerçekten. Çok özür dilerim. Çok kötü hissettim kendimi. Buraya geldim. Gayet de sağlıklıyım." dedi. Gözyaşımı silip yerine öpücük kondurdu.
"B-bir bir saniye ya! Bi dakika. Siz beraber misiniz? Yeniden?" dedi Elif şaşkınlıkla bize bakarken.
O kadar telaşlıydım ki Elif'in yanımızda olduğunu bile görmemiştim. Ozan kaşlarını kaldırarak Elif'e doğru yöneldi. "Abicim.." dedi.
Elif tersledi. Kaşlarını çattı.
"Anlatacaktım.." dedi Ozan.
"Abi sen benimle dalga mı geçiyorsun?" dedi.
"Abicim anlatmaya vaktim olmadı."
"Ya ne demek olmadı. Olsun.." dedi ve sonra yavaştan gülmeye başladı. "Ya şu an mutluluktan geberiyorum!! Bana bunu daha önce niye söylemediniz şapşallar!!!"
Ozan'ın yüzünde anlık bir rahatlama ve mutluluk belirdi. Elbet benimde.
"Gelin buraya ya! Kurban olurum size!" dedi Elif. Ve ikimize de sarıldı.
"HAYIR!" diye bir ses duydum biz sarılırken. Zümrüt Teyze.
"Şıllık git oğluşumun yanından!" dedi ve bizi ayırdı.
"Zümrüt Hanım şıllık ne demek ya? Düzgün konuşlalım." dedim.
"Anne.. Ne yapıyorsun?" dedi Ozan'da anlamsız ve kızgın bakışlarıyla.
"Oğluşum görmüyor musun? Seni esir almış ahtapot gibi sarmış bütün kollarını sana. Kim aklında ne planlar var. Sinsi!! Git evimden!" dedi bana doğru yürürken. Ozan tuttu.
"Anne! Yeter." dedi bağırarak. "Kimsenin esir aldığı falan yok." nefes aldı ve gülümsemeye başladı. "Esra benim sevgilim. Ve gelecekteki yeniden olacak karım." dedi bana doğru içtenlikle gülümserken.
Ozan annesini bırakıp yanıma gelip elimi tuttu. Elif bizi çıldırmış bir mutlulukla izliyordu. Zümrüt Teyze oldukça şaşkındı. Teyzesi de duygulanmıştı.
Elimden öperek ailesine karşı, "İster kabul edin ister etmeyin. Ben Esra'yla mutluyum. Ve hep de öyle kalacağız." dedi.
Ay şapşal ya! Herkesin önünde utandırmıştı beni. Kıyamam ya. Çok seviyordu beni. Annesini karşısına alacak kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WELCOME HOME | EsZan
FanfictionAşktan korkan bir kız, deli aşık bir oğlan. Üstelik geçmişleri var. Esra ve Ozan