Odamda bana verilen üç beş raporu hazırlıyordum. Daha sonra onları Hakan Bey'e verip çıkacaktım. Geceyi Ozan'la geçirmek istiyordum.
Hızlı hızlı raporları hazırladım. Dosyama koydum. Ayağa kalkıp Hakan Bey'e dosyaları verecekken Ozan aradı.
Elimde olmadan kocaman gülümsemeye başladım.
Telefonu büyük bir mutlulukla açtım.
"Sevgilim.." dedi bastıra bastıra söylerken.
"Sevgilim mi? Ayy. Sus be şapşal."
Sesli bir kahkaha sesi duydum.
"Napıyorsun şirketin yakınlarındayım. Alayım seni de bir akşam yemeği yiyelim ne dersin?"
"Valla çok iyi olur. Kurt gibi açım. Bugün sadece kahve içtim."
"Süper o zaman. Hadi çık şirketten."
"Geliyorum bekle. Sevgilim." dedim.
"Senin o ağzını.."
Bu sefer ben kahkaha attım.
"Hadi kapatıyorum." dedim.
"Bekliyorum."
Diyince telefonu kapattım. Hızlıca eşyalarımı toplayıp şirketten çıktım.
Etrafta biraz gezinip Ozan'ı aradım.
Sağımda camdan dışarı çıkmış bana doğru gülümseyerek bakıyordu.
Bende gülümseyerek arabaya doğru hızlıca yürümeye başladım. Ulaşınca camdan dışarı sarkmış kafasını avuçlarımın arasına alıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Ve arabaya bindim.
"Çok güzel olmuşsun. Ne ara giydin bunu?" dedi.
"Evden çıkınca mağazaya gittim aldım."
"İyi yapmışsın, eee düşündün mü?" dedi
"Neyi?"
"Şirket olayını."
"Ozan.. Keyfimizi kaçırma şimdi."
"Ya Esra.. Kıskanıyorum seni işte. Paylaşmak istemiyorum. Sende anla beni."
"Ozan sen beni paylaşmayacaksın ki. Hakan'a güvenmediğini anlayabiliyorum. Ama Hakan benim arkadaşım bile değil. Ben bir tek seni seviyorum." dedim elim yanağında okşarken.
Kafasını çevirip elimi öptü.
"Bende bir tek seni seviyorum."
Çok aşıktı bana ya şapşal. Nasıl fark edemedim bu zamana kadar?
Arabayı yavaştan sürmeye başladı. Bir eli direksiyonda bir eli elimdeydi. Yol boyunca elimi hiç bırakmadı.
Vücudumda en sevdiği yer ellerimdi. Bunu evliyken hep söylerdi. Ellerimi tuttuğunda kendini güvende ve dünyanın en mutlu adamı olduğunu söylerdi. Bu huyundan hala vazgeçememiş anlaşılan.
Yaklaşık on dakika sonra şık bir mekana geldik. Arabadan inip kapımı açtı.
"Çok naziksiniz teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.
Yeniden elimden tutup restorana giriş yaptık. Yalan yok Ozan her elimi tuttuğunda bende kendimi dünyanın en güvende kadını gibi hissediyorum. Birbirimize çok aşıktık. Bu çok güzel hissettiriyordu. Aşık olmak. Güzeldi. Ozanla daha bir güzeldi.
"Beğendin mi?" dedi valeye arabasını teslim ederken.
"Evet çok şık. Yemekleri de güzeldir umarım."
"Güzeldir." Biraz durdu ve suratıma baktı.
"Noldu?" dedim.
"Esra hatırlar mısın? Biz evliyken sen hep böyle bir yerde yemek yiyelim istemiştin. Arabamız olsun. Güzel şık kıyafetler. Bir gecemiz böyle geçsin istemiştin.." dedi.
O dediklerimi hala unutmamıştı.
Birbirimize bakarken tekrardan konuştu.
"Sana istediğin hayatı verebilmek, bu zamana kadar benim yüzümden yaşadığın her şeyin telafisini yapacağıma sana söz veriyorum Esra. Dünyanın en şanslı kadını olacaksın." dedi.
Yanağına elimi koydum.
"Ozan.. Benim para da pulda gözüm yok. Bu dediklerim o zamanın yokluğundan. Bunlar gelip geçici. Sen yanımda ol yeter. Sen yanımda olduğun sürece ben zaten dünyanın en şanslı kadını olacağım." dedim.
Alnını alnıma yasladı ve yine ellerimden öptü.fazla romantik ve aşk kusacağınız bir bölüm oldu. bunlar iyi günleriniz tadını çıkarın :))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WELCOME HOME | EsZan
FanfictionAşktan korkan bir kız, deli aşık bir oğlan. Üstelik geçmişleri var. Esra ve Ozan