-Gerçekler-

193 19 4
                                    

Sevgili günlük ;

Bugün ağaç evdeki ikinci günümüz , Poyraz uyuduğu için yazabiliyorum şuan saat gece 3 civarları. Bugün çok güzel geçti yazmazsam unuturum diye yazmak istedim. Sabah kahvaltı yaptıktan sonra biraz yürüyüş yaptık. Elini omzuma koydu bende beline sarıldım ve bütün ormanı o şekilde gezdik. Ona çaktırmadan kokusunu içime çekmeyi çok seviyordum , öyle huzurlu bir kokusu vardı ki alıp kavanozda saklayasım vardı ama maalesef imkansızdı işte. Çok güzel bir manzarası olan bir bank bulup oturduk. Başımı omzuna koydum ve o da saçlarımla oynamaya başladı. Hiç konuşmadık ama o yanımdayken konuşmaya ihtiyaç bile duymuyordum. En sonunda dayanamayıp beni kendine çevirip gözlerimin içine baktı. O an ki heyecan maraton koşsam bile olamazdı. Ama tabii boşuna bir heyecandı.

''Telefonlarımı açmamanın asıl nedeni ne?''

''Dedim ya kimseyle konuşmak istemiyordum.''

''Beni herkes gibi görüyosun yani? Bence bu gerçek nedeni değil.''

''Alakası yok ya başka taraflarından anlama.''

''Gerçek nedenini söyle o zaman?''

''Bişey yok işte.''

''Söyler misin , lütfen?'' diyip çenemden tutarak yere bakan kafamı kaldırıp gözlerine bakmamı sağladı.

''Kırıldım.''

''Neye?''

''Beni ekip bi kızla buluşmana.''

''Ne kızı? Hangi kız?''

''O gün randevum var diyip gittiğin kız.''

''Sana o günü anlatsam bana inanır mısın?''

''Sana hep inanırım , yalan söylesen bile.''

''Bende yalan olmaz bilirsin , anlatıyorum. O gün sizin eve gelmeden 5-6 dakika önce mesaj geldi. Çok sevdiğim ama güçlü olmayan cılız bir arkadaşım mesaj atmıştı , bu erkek tabii. Onun cüssesinin iki katı çocukların tehdit ettiğini , evine gelip onu öldüreceklerini söylediğini falan yazmış mesajda. Seni ekmek istemezdim tabii ama o çocuğu öldürmeseler bile çok kötü döveceklerini biliyordum çünkü karşılık veremeyecek bir çocuktu. Benden başka yardım isteyecek kimsesi de yoktu. Bende sana kavgaya gidiyorum desem göndermeyeceğini adım gibi biliyordum itiraz etsem deli gibi peşimden gelirdim eminim. Bende o yüzden randevum falan var dersem üstelemezsin diye düşündüm. Kavgada biraz kafama darbe aldığım için o akşam acile gittim ve orada kaldım o yüzden yanına da gelemedim. Ondan sonra geldiğimde de evde yoktun , meraktan ölmek üzereydim. Bide telefonlarımı açmayınca iyice delirdim anneni ve babanı aradım bilmediklerini söylediler. Sonra seni arayıp bana geri döndüler , nerede kaldığını öğrenince biraz seni izledim dışarıdan. Kafanı dağıtmak için geldiğini sandım biraz kafanı dinlemen için bırakıp daha sonra yanına gelmek istedim. Dün de yeterince kafanı dinlediğini düşündüğüm için yanına geldim. Seni kırdıysam çok özür dilerim gerçekten hiç tahmin edemedim kırılacağını , çok çok özür dilerim.''

Söylediklerini çok dikkatli bir şekilde dinledim. Gözlerim dolmuştu. O kadar şey düşünmüştüm onun hakkında. Kendime bildiğim bütün küfürleri ettim. Daha sonra sıkıca sarıldım.

''Ben özür dilerim , çok özür dilerim Poyraz.''

''Özür dileme bitanem hadi gel hava soğur şimdi eve gidelim.''

''Olur gidelim.''

Yine elini omzuma koydu ve bende beline daha da sıkı sarıldım. Eve geldiğimizde evin de soğuduğunu fark ettik. İkimiz de bi tane battaniyenin içine girip birbirimize sarıldık.

''Hadi bugün dertleşme günü olsun sen başla Yağmur hanım.''

''Ya ne anlatacağım ki ben her şeyimi biliyosun zaten.''

''Aşk hayatından hiç söz etmiyosun ama güzellik.''

''Çünkü bir gelişme yok neyinden söz edeyim?''

''Sevdiğin falan da mı yok?''

''Sevgilim yok işte sevdiğim olsa ne fark eder ki ?''

''Sevdiğin varsa ve erkekse normal olduğunu düşüneceğim yoksa lez olduğunu falan düşünmeye başlayacağım ondan korkuyorum.''

''Ya pislik misin?'' diyip kafasına yapıştırdım bi tane.

''Değilim bitanem de seni 11 senedir tanıyorum ve tanıdığımdan beri yalnızsın. Zaten 11 seneden öncesinde sevgilin olması da çok zor.''

''Belki pembe atlı prensimi bekliyorum , sanane?

''Beyaz atlı prens değil miydi lan o?''

''Benim farkım o , pembe istiyorum.''

''Al işte , bu yüzden yalnızsın kızım sen.''

''Ben memnunum halimden sana ne oluyor?''

''Düşünmek de kabahat ulan tamam düşünmüyorum geber mutsuzluktan.''

''Mutsuz olduğumu kim demiş?''

''Sevgilisi yoksa bir kızın , genelde mutsuzdur.''

''Mutlu edenim varsa ama sevgilim değilse?''

''Kimmiş o?''

''O da bende kalsın Poyraz Bey.''

''Söyle lan şunu , kim o?''

''Şş sır o susar mısın gerizekalı?''

''Lan bak Yağmur deli etme de söyle.''

''Olmaz dedik be niye ısar ediyosun sen? Ben sana soruyor muyum sevgililerini?''

''Sor sorma banane ben soruyorum cevap ver.''

''Olmaz canım üzgünüm.''

''İyi ne halin varsa gör.'' diyip evin kapısını çarparak çıktı. Ne olduğunu şaşırmıştım. Dalgaya vurduğunu sanıyordum. Ama o kişinin kendisi olduğunu söylersem yanlış anlayabilirdi. Yani aslında yanlış değil de doğru olanı ama anlamaması gereken şeyi anlayabilirdi. Bunu göze alamazdım. Nasıl olursa siniri geçince gelir diye uyumaya çalıştım. 1-2 saat uyumuştum sanırım. Uyandığımda bana bakan bir çift göz gördüm.

''Hala sinirli misin? Özür dilerim.''

''Değilim , sorun yok.''

''Emin misin?''

''Tabi.''

''Poyraz.''

''Efendim?''

''İyiki varsın.''

''Sende iyiki varsın.'' Diyip belimden çekerek ona sarılmamı sağladı. İyiki vardı , iyiki ona aşıktım. Tam anlamıyla her şeyimdi , en sevdiğimdi , dostumdu , sevdiğimdi. Bir tek sevgilim değildi. Benim değildi. Ama vazgeçmeyi aklımdan bile geçirmiyordum. Ondan vazgeçmek yapacağım son şeydi kesinlikle.

O sırada sarılırken öküz uyuya kalmıştı. Onun romantizm anlayışı bu kadardı işte.

Onu yavaşca koltuğa düzgün bir şekilde yatırıp bende gögsüne yattım ve onunla hayal kurarak uykuya daldım yine...

POYRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin