''Kusurun yok ki.''

137 16 3
                                    

Sevgili günlük ;

Sinir krizimden sonra olanları anlatacağım sana. Sorumdan sonra gelen cevap aynen  şöyleydi ;

''Ben polisim telefonda 'sevdiğim' diye kayıtlısınız sanırım sevgilisisiniz. Sevgilinizi dağlık alanda baygın halde bulduk , hastaneye götürülüyor bizde herhangi biri yapmış mı diye araştırma yapıyoruz hanımefendi.''

Ve tabiiki kendimi kaybetmiştim 'sanırm sevgilisisiniz' cümlesi içime oturmuştu. Büyük ihtimalle nöbet geçirmiş olmalıydı hastanenin adresini öğrenerek oraya gitmek için annemleri ikna ettim. Poyraz bile üzülmüştü , hastaneye hiç reddetmeden getirdi. Hastaneye geldiğimizde Rüzgar'ın tek yakını bizdik , bizden başkası yoktu. Annesini aradıklarını ama ulaşamadıklarını söylediler. Üzülmüştüm , kaderine. Yalnızım dediğim her ana lanet ettim. Asıl yalnız olan oydu ama ben bunu fark edemedim.

 

Doktor odadan çıktığında durumunu sormak için yanına koşarak gittim.

''Durumu nasıl?''

''Yoğun bakımda tutuyoruz , durumu pek iyi değil. Hastalığını biliyorsunuzdur zaten?''

''Evet biliyorum , iyi olacak mı peki?''

''Bu nöbet onu fazla sarsmış olmalı , iyi olsa bile bilinç kaybı yaşaması olası bir durum.''

''Anladım , teşekkürler.''

Gözümden birkaç damla yaş akmıştı. Belki bilinç kaybı onun yararına olurdu , belki beni de unuturdu. İyi olsa yeterdi şuan sadece onu istiyordum.

 

''Bahsettiği ne hastalığı Yağmur?''

''Boşver.''

''Söylesene merak ettim.''

''Epilepsi diye bir hastalık arada sırada nöbet geçirmesine neden oluyor ve nöbetin sonucu kötü olabiliyor.''

''Baya bilgilisin herhalde çok anlattı sana Rüzgar.''

''Hayır o anlatmadı , her neyse sen git ben bugün buradayım.''

''Seni yalnız bırakır mıyım sence?''

''Bırakırsın hadi git sen.''

''Tamam ama sadece işim olduğu için gidiyorum yarın gelirim.''

''Gelirsin tabi , hadi görüşürüz.''

Öptü ve gitti. Yine bir kıza gitti ama karışamıyorum zaten hakkım da yok ve onu düşünecek de değilim. Şuan benim için önemli olan Rüzgardı.

 

Sabaha doğru doktor tekrar kontrol etmişti ve gün içinde uyanabileceğini söyledi. Elini tuttum ve uyanana kadar bırakmadım ama uyandığında olanları yaşamamış olmak istedim.

 

Uyandığında ilk önce etrafına bakındı ve sonra da elime. Hızlıca elini çekti ve işte başlamıştık , korktuğumuz şey olmuştu.

 

''Sen kimsin? Neden elimi tutuyosun?'' gözümden bir damla aktı sonra gülümseyerek konuşmaya başladım.

POYRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin