*Erdem'in Ağzından*
"Ev niye karanlık oldu lan?" Dememle yerimde döndüğümde duvara burnumu çarpmam bir olmuştu.
"Sence benim salak sevgilim?"
Muhtemelen çarpma sesini duymamış olan çocuk elindeki telefonla bana doğru geliyordu.
Yanıma gelip telefonunun ışığını gözüme doğru tuttuğunda kanayan burnumdan elimi çekip gözüme götürmüştüm.
"Yavrum ne oldu!?"
"Yovrom no oldo!? Bana salak diyeceğine hemen yanıma koşsaydın görürdün" diye inleyerek konuştuğumda ağzımın içine kanlar girmeye başlamıştı bile.
"Salaksın işte dikkat etsene!"
Beni azarlamasına rağmen telaşla banyoya götürüp kafamı lavaboya sokmuştu. Avcuna suyu alıp burnuma burnuma çarptıktan sonra yandaki havluyu da alarak burun kemerime bastırmış ve ensemde tutup kaldırmıştı kafamı.
Gözlerim karanlık tavanı bulduğunda gülmeden edememiştim bu salak halimize.
"Bebeğim niye dikkat etmiyorsun!?"
Eli hala burnumu sıkarken gözlerimi kapatıp beni yönlendirmesine izin verdim. Gerçi bir şey gördüğüm de yoktu ya.
"Ya bir anda dönünce şey oldu" diye miyavlar gibi açıklama yaptığımda ensemden kedi gibi çekip saçlarıma dudaklarını değdirmişti.
"Gören de beni saf olan sanacak, peh!" Dedikten sonra kanepeye yatırıp, kafamın altına da yüksekçe iki yastık koymuştu.
"Sakın hareket etme aşkım"
Elini tutarak gitmesini engelleyip yavaşça yerimde kaydım ve yanıma yatmasını söyledim.
"Kuzum yanıma çöm"
Kahkahası kulaklarımı doldurduğu da ben de onunla birlikte gülümseyip biraz daha yer açarak yanımı pat patladım.
"Hadiiii!"
"Tamam güzelim"
Elini enseme atıp hafifçe kaldırarak yanıma geldi ve başımı sert göğsüne koydu. Elim hemen karnındaki elini bulurken sevecen bir biçimde gülümsemiştim.
"Burnun moraracak" dediğinde elini öptüm.
"Boşver balım, kırılırsa falan estetik yaptırırız, zaten kocamandı"
Kafasını hafifçe kaldırıp bana baktığını hissettiğimde yerimde gülüyordum. Şu an yüzünü görmesem de ifadesinin aşırı komik olduğuna emindim.
"Seni döverim"
Kısa ve öz cümlesiyle elini tekrar öpmüş ve hafif hafif acıyan burnuma baş parmağımı değdirmiştim.
"Çok acımıyor ama bir müddet palyaço gibi dolaşırım ortalıkta"
"Yerim o palyaçoyu ben" diyerek kafamı öptükten sonra bir anda ışık girmişti gözümüze.
"Ulan bu ne be? Kaçıncı yüzyıldayız hala elektrikler gidiyor"
Söylene söylene çaktırmadan bebeğimin kucağına yerleştim ve yüzük olan parmağını öptüm.
"Sen çok fenasın demiş miydim hiç?"
Gülerek dudağını öptükten sonra çatık kaşlarıyla sorduğu soruyu cevapladım.
"Her gün diyorsun aşkım" dememle dudağına tekrar yapışmam bir olmuştu.
Bir müddet dudaklarını emdikten sonra omzumdan itilmemle kanepeye düşmüş ve sevdiğimin yüzüne şaşı şaşı bakmaya başlamıştım.
"Ulan burnun kırıldı sen hala sevişme derdindesin" dudaklarımı yaramazca bükerek yerimde doğrulup tekrar öptüm ve kollarımı boynuna sararak kendime çektim.
"Burnumun kırılması sevişmemize engel değil bence" dedikten sonra dudaklarını yalayıp kendime çeksem de yine beni engellemişti.
"Olmaz burnuna buz koymayı unuttuk hem. Bekle beni" dediğinde gözlerimi devirerek üzerimden kalkmasını izlemiştim. Tabi mutfağa giderken götünü de kesmeyi ihmal etmiyordum.
"Yavrum götün çok güzel, öpebilir miyim?"
İçerden gelen sabır çekme seslerini duyduğumda kahkahalara boğulsam da burnumun acımasıyla bu çabam da son bulmuştu.
Ulan ne acayip gündü neyi istesem elimde kalıyordu.
"Al bunu koy burnuna" diyerek kafamda dikilen soğuk nevaleyle bugün ikinci kez gözlerimi devirmiştim.
"Az romantik ol ve sen koy burnuma"
"Bunun romantiklikle ne alakası var ki?"
Sitem ede ede yanıma oturup burnuma buzu koydu ve gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Her şey bir yana da ben seni çok seviyorum biliyor musun?" Diye iç çeke çeke beni sevdiğini belirttiğinde burnumdaki elini çekip buzu halıya fırlatmış ve bebeğimi boynundan sararak kendime çekmiştim.
Çok romantik bir an gibi gözüküyor değil mi?
Değil.
Bunu yaparken fazla hızlı çektiğim için salak sevgilim üzerime düşmüş ve burnuma bir de onun kafası çarpmıştı.
"Ulan sevişme de hayal oldu!"
"Buna mı takıldın dingil herif!?"
Koşarak fırlattığım buzu almış ve havlu ile birlikte burnuma koymuştu.
"En azından bu sefer kanamadı" duraksadım ve burnumdaki acının elverdiği biçimde gülümsedim. "Demek ki kafan sandığım kadar kalın değilmiş aşkım" dediğimde ifadesi başta sert olsa da sonra yumuşamış ve burnumun üstü ile almının birleştiği yeri öpmüştü.
"Ne olursa olsun seni seviyorum"
"Ben de Ümit'im benim"
~SON~
Aha bu iki şapşala da son yazdım. Yerim ben bunları shdjs. Bir de şey fark ettim bu ikisini hiç seviştirmemişim ben özel bölümlerde ekleyeyim shdjsjf.
Çiçeklerim ciddi ciddi bu kurgu da bitti ve ben yine ve yine çok duygusalım. Diğer finalde de dediğim gibi kütüphanenizden çıkarmayın bence çünkü özledikçe özel bölüm yazacağım bu kurguya.
Neysem ben kaçayım fazla konuşmadan. Diğer kurgularım ve özel bölümlerde görüşmek üzere.
Öptüm kocamannnn.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞÇİ / GAY
Romance(TAMAMLANDI) Bir inşaat işçisi ve evden çıkmayan bir çocuğun aşkını anlatır. *Argo, küfür ve cinsellik içerir.