25

5.1K 336 35
                                    

"Hadi bebeğim gel!"

Yine ve yine beni dışarı çıkarmaya çalışan bedene gözlerimi devirerek baktım.

"Buğra bu yağmurda ne yapacağız ki?" Diye mızmızlanmamla gülümseyip beni kucağına çekti ve kanepeden gözüken sokağı eliyle işaret ederek konuşmaya başladı.

"Bak kimse yokken tadını çıkaralım yağmurun" dudağını büzerek bana baktığında elimi yanağına götürüp büzülen dudaklarına gömülmüştüm.

Kısa bir süre öpüştükten sonra geri çekilip çekingen bakışlarımı pencereye çevirdim. Tamam kimse yoktu, güzeldi, hoştu ama kapımın önüne çıkmak bile içimi daraltıyordu.

"Daha hazır hissettiğimde çıksak?" Diye miyavlar gibi konuştuğumda gülümsemesini bozmadan kafasını iki yana sallayıp reddetmişti beni.

"Ne zaman dışarı çıkalım desem bu şekilde geçiştiriyorsun beni"

Sahte bir kızgınlıkla söylediği cümleler beni de gülümsettiğinde tereddütle tekrar dışarıya bakmıştım.

Hız kesmeden yağan yağmur camlara vurup ses çıkarırken ister istemez korkuyorum.

"Bebeğim alçın yeni çıktı bir de hasta mı olacağız?" Diye sorduğumda burnumu ısırıp kalçamdan tutarak bacaklarının üzerinden yakınına çekmişti beni.

"Çıkmadan peteklere koyalım giyeceklerimizi, gelince de hemen banyo yapar sıcak sıcak da üstümüzü giyeriz"

"Yine bir çözüm buldun değil mi?" Diye bıkkınlıkla kendimi boynuna gömmüştüm. Bir müddet bu şekilde kaldıktan sonra pes edip konuşmaya başladım.

"Tamam hadi ayarla her şeyi çıkalım. Ben de o sırada biraz kendimi toparlayacağım" dememle kafama kocaman bir öpücük kondurup, beni kanepeye yerleştirerek dediklerini yapmak için yatak odasına ilerlemişti.

Ellerimi yanaklarıma dayayarak sevgilim gelene kadar pervaza yaslanıp dışarıyı izledim.

Yaklaşık beş dakika sonra arkamdan sarılarak enseme öpücükler konduran bedenle kendime gelip, karnıma sarılan kollara tutunarak yana dönüp yanağını öptüm.

"Hazır mısın bebeğim?" Dediğinde kafamı sallamış ve elini tutarak anlık bir cesaretle kapının önüne getirmiştim. Anahtarları cebime sıkıştırırken titreyen sesimle konuşmaya başladım.

"Hadi vazgeçmeden çıkalım" diyerek eskimiş ayakkabılarımızı ayağımıza geçirip koşarak merdivenlerden indik.

Demir kapı aralandığında kalbimin atışını kulaklarımda hissediyordum. Kalp atışlarımı yanımdaki adam da fark etmiş olacak ki elimi sıkıp, kulağıma yaklaşarak fısıldadı.

"Sakin ol bebeğim, ben yanındayım"

Ben yanındayım demesi bile sakinleşmeme yardımcı olurken kafamı sallayıp yönlendirmesine izin verdim.

Şakır şakır yağan yağmur damlaları bizi ıslatırken hissettiğim soguklukla içim titremişti bir an. Bunu anlamış olan Buğra yanıma yaklaşıp, belimden tutarak kendine çekti ve vücutlarımızın birbirine yapışmasına neden oldu.

Yakınlaşmamızla ellerimi onun boynuna sarıp kehribar gözlerine bakmaya başladım. Birbirimize bakarken gözlerimi gülümseyen yüzünden çekip gökyüzüne çevirdim.

Üzerimize düşen damlalardan dolayı gözümü sıkıca yumup, uzun süredir evimin dışında hissedemediğim özgürlüğü ve rahatlamayı iliklerime kadar hissetmeye başladım.

"Çok güzelsin Eymen çok" diyerek kapalı gözlerimi öpen adama bakıp, ellerimi yanaklarına koyarak dudaklarına yumuldum.

Islak olmasına rağmen sıcacık olan dudakları anında sarmıştı beni. Alt dudağımı yakalayıp çekiştirdiğinde yuvarlanan damlalar öpüşmeyi daha da alevlendiriyordu. Tam bu anda ellerini kalçalarımdan bacaklarıma doğru yavaşça indirip beni kucağına almaya yeltendiğinde ona yardımcı olarak yükselmiştim.

Beni kaldırdığında bacaklarım anında belini bulmuş ve boynundaki kollarım sıklaşmıştı. Aynı şekilde onun elleri de beni bırakmak istemez gibi sıkı sıkı sarılırken kendimi hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyordum.

Son kez dudağımı yalayıp geri çekilerek gözlerimin içine baktı.

"Seni seviyorum" demesiyle yeniden bir gülümseme kaplamıştı yüzümü.

"Seni seviyorum!" Bu sefer daha yüksek sesle söyleyince utanmış ve yüzümü boynuna gömmüştüm. O ise bu hareketime aldırmadan beni yerimde döndürerek tekrar bağırdı.

"Ben bu kucağımdaki güzel çocuğa aşığım!" dediğinde gözlerim mutluluktan dolmaya başlamıştı.

Her yerimiz ıslanmış bir biçimde yerimizde dönerken, söylediği sözlerle heyecanım artsa da umursamadan sarılmaya devam ettim.

"Ben de seni seviyorum" diye saklandığım boynundan çıkıp gülümseyen dudaklarından öperek gülümsedim.

"Ulan iyi ki görmüşüm seni be!" Diye yüzüme sert sert öpücükler kondurduğunda ona ayak uydurarak gözlerimi kapatıp öpmesini bekledim.

Kalbim boğazımda atıyordu resmen.

Sırılsıklam olmuş iki beden olarak sokağın ortasında bu halde olmamızı bile umursamadan uzun süre tekrar tekrar birbirimizi öpüp sarılmıştık.

En sonunda ikimiz de yorulunca pisliğini bile umursamadan ellerimiz birbirine geçmiş bir şekilde kaldırıma uzanıp, kapattık gözlerimizi.

"Bu anı hiçbir şeye değişmem" dediğimde buz gibi soğuğa rağmen yanağımda hissettiğim sıcak dudaklarla mutluluğum artık arşa çıkmıştı.

"Hadi bebeğim yeter yoksa zatürre olacağız" diyerek kollarımdan tutan adama ayak uydurup beni sürüklemesine izin verdim.

Normalde bu anı uzatmak isterdim ama hem dışarda kalmam yavaş yavaş zorlaşmaya başlamış, hem de gücümün azaldığını hissetmiştim. Bu yüzden kendimi sevdiğime bırakarak içimi titreten sıcak eve giriş yaptım.

Titreyen bedenlerimizle hızlı bir duş aldıktan sonra sıcak üstlerimizi giyip kat kat yorgan ve battaniye serdiğimiz yatağın içine girdik.

Hala gülümsemem yerindeyken yanımda bana sarılarak tavanı izleyip gülümseyen bedenin dudaklarına bir öpücük kondurup omzuna koydum başımı.

Sonrasındaysa bu huzurlu anımızı aynı derecede huzurlu bir uykuyla taçlandırmıştık.

Sonraki bölüm seks sjfjsjfsfj.

Çiçeklerim yorum ve beğeniler düştü ve ben ister istemez üzülmeye başladım, yorumlarınızı okudukça yazmaya daha fazla hevesleniyorum ben.

Neyse öyle işte, umarım bölümü sevmişinizdir, hatalarım varsa affola, hepinizi seviyorum vee görüşürüzzzz.

İŞÇİ / GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin