Bölüm 3 BU ÇOCUK DA KİM?

829 60 5
                                    

Multimedya:Caleb

Kitaba o kadar dalmışım ki pilotun anonsu ile irkildim. Pilot iniş için London City Airport alanına alçaldığını söyledi. Kitabımı kapatıp çantama koydum. İniş bitince kemerlerimi çıkardım. Uçaktan indikten sonra bavul alma yerine gittim. Cep telefonumu açtığım gibi annemin telefon numarasını tuşladım ve ara butonuna bastım. Bir yandan bavulumun gelmesini beklerken bir yandan da annemin, aramama cevap vermesini bekliyordum. Annemin telefonuna cevap vermeyeceğini düşünüyordum. Tam telefonu kapatacakken tatlı bir ses beni yumuşattı.

''Alo, kızım nasılsın? Yolculuğun bitti mi?''

Annemin sesini duymak bana huzur veriyordu. Onu çok seviyordum. Onun, beni merak ettiğini düşündüm.

''İyiyim anneciğim. Evet yolculuğum bitti. Bavulumu aldıktan sonra taksiye binip eve geleceğim. '' dedim.

''Hayır kızım taksiye binmene gerek yok, baban seni almaya gelecek.''

İşte son isteyeceğim şey bu olurdu! Babam mı? Hayır. Bu olamaz. Olmamalı. Onu istemiyordum.
''Hayır anne, gelmesini istemiyorum.'' sesim sitem dolu ve kırgın çıkmıştı.

''Hanna seni anlayabiliyorum tatlım ama bizim babanla aramızda olan tartışmalar seni etkilememesi lazım. O senin baban. Bırakta gelsin. Hatta...''

Sözünü keserek konuşmasına müdahale ettim. Sinirlenmiştim.

''Onu istemiyorum anne! Senin her şeye karışmanı ve beni düşünmeni de istemiyorum. Üstelik bunun için baba diyemeyeceğim bir insana da ihtiyacım yok!!!''

Bu zamana kadar anneme sinirimi ifade etmekten hep kaçındım. Fakat şimdi bana ne olduğunu veya benim neden bu şekilde davrandığımı ben bile anlayamadım. Pişman olmuştum ama iş işten geçmişti.

''Tamam Hanna, görüşürüz.''

Sesi çok üzüntülüydü. Yutkunarak konuşmuştu. Sanki ağlayacak gibiydi.

''Anne özür dileri...''

Beni dinlemeden telefonu kapattı. Gerçekten çok pişman olmuştum. Sanki kafamdan kaynar sular iniyordu. Ellerim titriyordu. Onu üzmemem gerekiyordu. Çünkü çünkü.... Düşündükçe üzülüyordum. Bir anda ağlamaya başladım.

Aniden koluma birinin dokunduğunu hissettim. Kimin dokunduğuna baktım. Karşımda uzun boylu, siyah saçlı, hafif esmer bir adam gördüm.

''Afedersiniz, galiba bu bavul size ait. '' dedi.

''A evet şey ben, ben çok teşekkür ederim.''

Lafı gevelemeseydim belki daha farklı bir izlenim yaratabilirdim.

''Hiç önemli değil. Lütfen merakımı mâzur görün. Tabiki beni ilgilendirmez ama, siz az önce neden ağlıyordunuz?''

Bu şimdi sorulacak soru muydu? Ne diyeceğimi bilemedim. Aniden

''Ailemle ilgili bir konu, önemli değil.'' diye geçiştirdim.

Fakat adam meraklılıkta ısrar ediyordu.

''Sizi üzen bir olay olduğuna göre epey önemli bir konu gibi görünüyor. İzin verin de yardım edeyim.''

Annemin hastalığına ve babam ile ilgili sorunlara mı? Asla yardım edemezdi. İşte bu yüzden bunu söylemek istemedim.

'' Liseyi teyzemlerin yanında New York'ta bitirdiğim için uzun zamandır annemle görüşmüyorduk. Sesini duyduğumda onu özlediğimi hissettim ve ağlamaya başladım. Hepsi bu!''

İnanmamış gibi görünüyordu.

''Emin misiniz? Az önce onun gelmesini istemediğinizi söylüyordunuz. O kim? Sizi üzen kişi kim?''

İlk defa tanımadığım biri benim hakkımda bu kadar şey öğrenmek istiyordu. Fakat bu durumdan rahatsız oldum.

''Bu konu sizi ilgilendirmiyor.'' dedim. Aslında bu kadar sert çıkışmamalıydım. Ama yinede tanımadığım ve hayatımda olmayan birisi olduğu için ona ne dediğime takılacak değildim.

''Pardon, tabiki beni ilgilendirmez. Üzgünüm. Size kendimi affettirmek için bir şey yapabilir miyim? Mesela gitmeniz yere kadar bırakabilirim. Tabi isterseniz.''

Aslında beni annemlere bıraksa iyi olurdu. Zaten babam olacak adamın gelmesini de istemiyordum. Taksi de biraz pahalı olabilirdi. Bu yüzden teklifi geri çevirmedim.

''Tamam gidebiliriz. Teşekkür ederim.Bu arada adınız ne?''

''Caleb. Siz?''

''Hanna.''

''Tanıştığıma memnun oldum Hanna.''

''Bende memnun oldum.''

Unutulmaz Kalpler (Pretty Little Liars)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin