Arkadaşlar panomda bazen bölümlerle ilgili minik bölümler paylaşıyorum bazı kelimeleri çıkartarak bundan haberdar olmak için beni takip etmeyi unutmayın :)
Bol bol yorum bekliyorum 😊
Kitaplığın önündeki pufa otumuş 'Ben, kirke' kitabını okuyordum. Kitaba başlayalı 1 saat olmuştu ve bırakamıyordum. Aynı zamanda sabah olanlar hakkında da fazla düşünmüyordum. Onların beni kabul edip etmemeleri çok umrumda değildi. Ama gelip benden af dilerse kolay kolay affedecek biri değildim.
İkizim ve kardeşime çabuk alışmıştım. Nedenini bilmiyordum. Neticede 17 yılımı yırtıp atmıştım ve bir anda alışmak ? Bilmiyorum belki de 17 yıllık yalnızlığıma iyi gelmişlerdi. Yinede yaşadıklarım zor şeylerdi. Babam yüzüme bile bakmamış kızını alıp, eşyalarımı getirtip gitmişti. bu kadar mıydı ? 17 yıl boyunca yalnızca onu sevmemi istemişti. Bu yüzden ülke bile değiştirdik. Bu kadar mıydı bana sevgisi ? Onu hiç bir şekilde baba kavramına layık görmüyordum. Asla da görmeyecektim.
Ne yapacağım ben ?
Gelen arama 17 yılımın çöp olması
başlığı altındaki düşüncelerimi dağıttı. Telefonumu elime alıp aramaya baktım. Yabancı bir numaraydı. Başta biraz korksamda yavaşça aramayı cevaplayıp kulağıma koydum. "Alo, kimsiniz ?" Dedim ince sesimle. karşıdan nefes sesleri geldi bir süre. Tam kapatacaktım ki bir kahkaha yankılandi kulaklarımda. "Devrim SOYDAN'ın kızı Mira SOYDAN ha ?" Dedi alaylı sesiyle. Kaşlarımı çattım. "Bir sorun mu vardı bilader ?" Sizi biriyle tanıştırmanın vakti geldi galiba...Nam-ı değer keko Mira. Kendisi en olmadık zamanda gaza geldiğim anda çıkıyor. Hayır yani adam kim onu bile bilmiyorsun. Belki şuan arkanda ve böbreğini çıkartıp 15 liraya pazarda satıp sonra sattığı kişiyide kaçırıp yemek için seni bekliyor. Ama sen 'Hayırdır bilader' falan diyosun. Allah bana akıl fikir versin.
Sen İNGİLTERE'LERDE BÜYÜMÜŞ KIZSIN AMK BİLADER NE ?!
Orta ve baş parmağımı gözlerime koyup kendi kendime söverken karşıdan bir kahkaha daha duyuldu. Yeter amk çok mu komik gül gül bir bitmedi ?! Göz devirip yerimde dikleştim. "Cesursun..." e yani ? Konuşsana aq. "Eee ?" Dedim rahatsızca kıpırdanarak. "Benim kim olduğumu biliyor musun ?" He amk ondan bu stresim. "Nerden bilebilirim ?" Dedim sesimi biraz yükselterek. "Ben Erkan amcan güzelim. " dedi sakin sesiyle yine. İnsan bir duygu gösterir aq gülmesi bile duygudan yoksun. "Amca derken ?" Dedim merakla. Benim amcam mı varmış ? "Öğrenirsin merak etme. Her şey sırasıyla. " dedi. Ve telefonun kapandığını anladım.
Korku film mi çekiyoruz hayır ne bu havalar anlamadım ki ?
Oturduğum puftan kalıp lavabkya gittim. Güzelce yüzümü yıkadım. Ne olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu. Ama bunu en azından bir süre saklamaya karar vermiştim. Zaten Devrim Bey bir amcam varsa bana söylerdi.
Acıktığımı hissederek aşağı indim.
Salon, yemek odası, spor odası, SİNEMA ODASI BİLE VAR LAN ?! MUTFAK NERDE ? odaları tek tek gezmemin sonucu bulamamıştım. Şasırdık mı ? Hayır. Bende ki bu zeka herkese lazım. Hele bu evi inşaa eden kişiye. Nasıl ev bu lan labirent gibi ? Zaten yer-yön duygum yok.Kendi kendime fısır fısır etrafta dolanırken sonunda mutfağı buldum. Kimsenin olmamasını fırsat bilip dolabı açtım. Tam o amda kapıdan gelen "kızım" sesiyle yerimde sıçradım. Elimden kaçırdığım dolap kapağı hızla kapandı. Arkamda kahkaha atmaya başkayan Nergis Hanım'a baktım. Aşk olsun valla öldüm burda ben. "Sakin sakin, benim" dedi hâlâ gülerken. Bende dayanamayıp güldüm. İkimizde gülmeyi kesince Nergis Hanım bana yaklaştı, "kızım hadi hazırlan alış-verişe çıkalım. Hem orda bir şeylerde yeriz. " bak yemek dedin hemende ısındım bu fikre. "Hazırlanıp geliyorum o zaman." Dedim. Nergis Hanım kabul etmemi beklemiyor gibi tedirginlikle beklerken bir anda gülümsedi. "Tamam kızım." Dedi. Aynı anneme benziyordu oda. Beni gerçekten sevdiğini anlamıştım ama ona anne demek zordu benim için. Benim annem ölmüştü sonuçta.
Odama çıkıp giysilerime baktım. Elbise giymeyi severdim, e havada sıcaktı. Bu yüzden kısa, mavi, üzerinde beyaz ve pembe çiçek desenleri olan göğüs kısmı V şeklinde açılıp yana doğru kumaşı olan güzel bir elbise giymiştim.
Sıcak olduğu için makyaj yapmamıştım. Bilen bilir sıcakta makyaj hiç çekilmiyordu. Saçımı at kuyruğu yapıp iki tutamını önüme attım. Artık hazır olduğumu düşünüp bilekliklerimide taktım ve odamdan çıktım. Aşağı merdivenlerden inerken 2. Katta Alkan abi ile karşılaştım. Beni gördüğünde kaşlarını çatıp üstümü inceledi. "Nereye böyle ?" Dedi yarım ağız gülerek. Ama gözlerinde başka bir duygu var gibiydi. "Sanane !" Dedim düz tuttuğum sesimle. Paşa hazretlerine bir de hesap mı vericez amk ! "Düzgün bir cevap versen !" dedi arkamdan. Ona gözlerimi devirip arkama doğru döndüm. "Zorunda mıyım ?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Bir sey söylemeyince "bende öyle düşünmüştüm. " diyip aşağı indim.
Nergis Hanım'ı görünce gülümsedim. Yanında Ege'yi görünce ona doğru gittim. "Sende mi geliyorsun ?" Dedim. "Hayır annem idin vermedi." Dedi huysuzca yerinde kıpırdanıp dudağını büzerken. Ona güldüm. "Merak etme sana haber vermem ikiz " dedim göz kırpıp kahkaha atarken. Gözlerini kıstı. "Görürsün sen şimdi. " diye tısladı. Beni kovalamaya başlayınca kahkaha atarak koşmaya başladım. Nergis Hanım ise gülümseyerek izliyordu bizi. Ege bana yaklaşınca Nergis Hanım'ın arkasına saklandım. Nergis Hanım kahkaha attı. "Bulaşma benim kızıma Ege. Gidiyoruz biz." Dedi. Kapıdan çıkarken ona dil çıkardım. Aynı şekilde karşılık vermişti. Gülerek önüme döndüm.
Eveet başlayalım bakalım bio anne ile alış-verişe.
_
Eveeet kestik
Ay heyecanlandim. Bu arada ben Kirke'yi okuyanlar :)
Nasılsınız bu arada ?
Hepinize teşekkür ederim bu arada arkadaslar oylama sayıları bir anda artmaya başladı. Onu görünce çok sevindim. Yorumlarınız da oldukça motive edici oluyor bu yüzden teşekkür ederim 😊
Bölüm nasıldı sizce ?
Baş karakter hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir sonraki bölüm başks birinin bakış açısından gelsin mi ?
Evetse kimin gelsin istersiniz ?
Olmasını istediğiniz bir sahne var mı ?
Anlayamadiğiniz bir nokta varsa diğer bölümde o konuya değinebilirim.
Sizleri çok seviyorum kendinizie iyi bakın
Sevikiyorsunuuzzzz
❤⭐🌟
Sınır: 25 oy 40 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mira
Teen FictionMira doğumundan itibaren çok fazla şey yaşamıştı. Yaşına göre ise çok şey görmüştü. Her gün gözyaşı döküp çığlıklarını duyuramamak herkesin katlanabileceği bir şey değildi. Ancak bir gün bir ailenin fark ettiği bir şey ile 2 bebeğin karıştırıldığı...