sadece kendimi korumaya çalışıyorum

25 3 6
                                    

"Asıl sorun siz değilsiniz, beni ürküten daha çok kırılmak, musmutlu olduktan sonra yeniden mutsuzluğun karanlığında boğulmak. Sadece kendimi korumaya çalışıyorum, çok değil."

---------------------<3---------------------

"Sana hasta olacağını söylemiştim değil mi? Yağmurda ıslanmanın artık seni rahatlatmadığını söylemiştin, yine neden ıslanmaya gittiğini anlamıyorum."

"Abartmıyor musun? Sadece öksürüyorum, ıhlamur içince hiçbir şeyim kalmaz."

Ecem kendine bol gelen uzun krem renkli eşofman altının beline yumruk yaptığı ellerini koymuş, onaylamazcasına kafasını iki yana sallamıştı.

"Sen iflah olmazsın."

Kafasını yastığa yaslamış, tavana bakıyordu. Başka bir şey kafasını kurcalıyordu. Gözlerini dökülmeye başlayan tavandan çekmeden mırıldandı.

"Ona nedense iyi davranmak istedim bugün, Ecem sevmek ve sevilmek nasıl bir şey? Acı çekiyormuş gibi gözüküyor, siz de birbirinize açılmadan önce içten içe acı çekiyordunuz. Canınız bu kadar çok yanarken neden birine karşı hâlâ bir şeyler hissediyorsunuz?"

Ecem uzun soluklu bir nefes aldı. Salaş açık renkli tişörtünü düzeltti ve yatağına bağdaş kurup oturdu.

" Çünkü onun üzüldüğünü görünce onu daha fazla üzmek istemedin bu yüzden sorularını cevapladın ve terslemedin.Uzun zamandır arkadaşlık etmenin getirdiği bilgi birikimi."

Nida kafasının altındaki tek elini rahat pozisyona getirdi ve arkadaşına döndü.

"Bilmiyorum, o an acıdan ziyade sevgi daha ön plana çıkıyor sanırım. Bazen onu sevmeyi bırakmak istedim, evet. Denedim ama kalbimi pek yönlendiremedim. Onu gördüğüm zaman kalbime hızlı atmaması gerektiğini söyledim ama dinlemedi. Bazı durumlarda etkisinden eleman oluyoruz yalnızca. Sevimli bir hareket yaptığında istemsizce gülümsememi durduramıyordum sanırım. Bilmiyorum, dört yıl uzun bir süre. Bazı geceler hüngür hüngür ağladığımı biliyorum, aşkımı karşılıksız bildiğim için. Üzülmedim diyemem ama o çok güzeldi, üzüntüme değen bir adamdı. Bu yüzden gocunmuyorum."

Ecem konuşurken bir yandan da bol paçaları ile oynuyordu cümlesini bitirince ocağını Nida'ya çevirdi.

"Asıl sen söyle, Hazin sana aşk itirafı falan herhangi bir şey yapmadı diye biliyorum, onun seni sevdiğine nasıl emin olduğunu anlamadım ben. Evet, sana güzel bakıyordu ama ilerisini ben bile anlamamıştım."

Nida iç çekip yatakta bağdaş kurdu ve elleriyle oynamaya başladı.

" Ege istedi. "

Ecem kaşlarını çatmış, oturduğu pozisyonu değiştirmişti.

"Neyi Ege istedi?"

"Ömer ve Egelerin tanıştığı günü hatırlıyor musun? O gün buluşmadan önce bir yere kaybolmuştum."

Ecem hızla kafasını salladı.

"Eee?"

"O gün Ege'yle buluştuk, daha doğrusu benimle konuşmak istediğini söyledi. Hazin'in gördüğü bir rüyadan bahsetti. Aldığı küpeden bahsetti. Zaten benim küpeden haberim vardı.
Hazin'in hemen etkilenecek biri olmadığını söyledi, benimle ilgilendiğini ve eğer ondan hoşlanmıyorsam da onu düzgünce reddetmemi söyledi. "

" Ve sen de şarkıyla reddettin? "

Nida omuz silkti.

" Ne var konuşmayı sevmiyorum. Şarkıları da seviyorum, çok kırılmaz diye düşünmüştüm ama o kırgın gözleri hâlâ aklımda. İçime dert oldu. "

Ecem şakaklarını ovdu.

" Çok abartıyorsun, her istediği olacak diye bir şey yok. Her kırdığının arkasından yas tutacaksan yaşarken ölmeye hazır olmalısın. Ki görüyorum, sen yaşarken ölme konusunda çok başarısızsın. "

Nida yavaşça sağ elini saçında gezdirdi.

"Cümlem daha bitmedi aslında Ecem.
Ege, ben Hazin'i reddettikten sonra benimle bir daha buluştu. Hazin 'in odasından çıkmadığını söyledi ve onu çok üzdüğüm için bana kızdı. Bir tanecik arkadaşını kırdığım için beni uyardı. Ona kötü davranmamalıymışım. Yoksa bir dahakine benim kalbimi daha çok kırarmış. "

Nida dudaklarını büzdü ve yatağa kendini geri attı.

" Puff, Ege komik görünüyor ama iş sevdiklerine gelince aslan gibi biri. "

Ecem ağzı bir karış açık Nida'ya bakıyordu. Nida çoktan gözlerini kapatmış o anı tekrar yaşamaya gitmişti.

" İnanmıyorum, neden sana bu kadar çok yüklendiğini anlamadım. Sana çok kötü davranmış. Demek o yüzden Hazin'le konuşuyordun. İnanmıyorum ya, gerizekalı herif. Hazin'in kalbini kırmamak için seni üzmüş. Sana karşı ne garezi var anlamadım ki. Sinirimi bozdu. "

" Beni pek sevmedi ondan böyle davranıyor. Sorun değil, alışık olduğum için çok takmadım ama Hazin'le ne zamana kadar konuşabilirim bilmiyorum. Çok uzun sürmez sanırım. Biliyorsun pek sabırlı biri değilim. "

" Onunla konuşacağım seni tehdit etmiş resmen it herif. "

" Sorun değil, o istedi diye değil kalbimi ferahlatmak için yapıyorum bunu. "

Doğum günün bi geçsin, ben ona ne yapacağımı iyi biliyorum diye devam etti içinden.

Nida ayağa kalkıp battaniyeyi üstüne aldı. Yatağın içine girdi ve somurtup arkadaşına baktı.

" Uyu artık, sana bunu sen de bil diye değil içim rahatlasın diye anlattım. Ege'nin huylarını biliyorsundur zaten şaşılacak bir şey değil bu. Yoksa tanımadığın adamın neyini sevesin ki?"

Nida da ayağa kalkıp pokemonlu kazağını giydi.

"Biliyorum. Sadece sinirleniyor insan. Bu gece hava soğuk. Al çok seviyorsun yağmurlu havaları, bu gece totişin buz tutsun da gör gününü Nida Hanım."

"Ecem?"

Ecem sırtını dönmüşken mırıldandı.

"Ege'ye bundan bahsettiğimi söyleme. İkinizin arasına girdiğimi düşünecek. Umrumda değil ama sizin tartışmanızı istemiyorum."

"Uyu sen Nida, uyu."

Uyanma Vakti GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin