Geçmişten
Geniş odanın içinde tek yankılanan ses Poyraz'ın öfkeyle sallayıp durduğu ayaklarının sesiydi. En sonunda bu durumdan sıkılıp geniş odanın içinde yürümeye başlamıştı. Gözlerini yere dikmiş, içerideki kimseyle göz göze gelmemeye çalışıyordu. Sonunda boş binanın alt katlarından ayak sesleri gelmeye başlayınca gözlerini kapıya çevirdi. Kapı gıcırtıyla açıldığında Berfin nefes nefese kalmış bir şekilde içeriye ilerleyip, sırt çantasını kenara fırlattı. Poyraz'ın tam önünde gözlerini ona diktiğinin farkındaydı ama ona bakmak istemiyordu. Her zamanki gibi geç kaldığının farkındaydı ama onun için bu toplantılardan ve güçlerini geliştirmek için yaptıkları antremanlardan çok daha önemli şeyler vardı.
O güne az zaman kalmıştı ve zamanını sevdikleriyle geçirmek istiyordu. Sonunda güçlerini geliştirmek için daha çok zamanı olurdu değil mi?
Hızlıca Naz'ın yanındaki sandalyeyi çekip oturduğunda pek hoşlanmasa da onun sırıtan yüzünü görmeye mecbur kalmıştı çünkü Poyraz'dan en uzak masa burasıydı. Naz'dan pek hoşlandığı söylenemezdi. Bu kız her yerde olur olmadık espriler yapıyor, her şeyi şakaya vurmaya çalışıyordu. Naz'ın da ondan pek hoşlandığı söylenemezdi ve Berfin'le uğraşma fırsatını aslh elinden kaçırmazdı. Kızın kulağına doğru eğilip fısıldadı.
"Yine geç kaldın." Berfin sesli bir şekilde nefes verip ona döndü. "Senin aksine beni seven insanlar var ve onlarla vakit geçirmek istiyorum." Naz gülüşünden hiç ödün vermedi. "Seni seven insanların o gün yaşayacaklarından haberi var mı? Buna rağmen seni severler mi?" Berfin Naz kadar iyi rol yapamıyordu, onun aksine gardını hemen indirip bozulduğunu belli etmişti. Burada herkes sevdiklerinden vazgeçiyordu tabi ama bunu tekrar tekrar hatırlamak Berfin'in canını her seferinden daha fazla yakıyordu.
"Berfin bize kendini ne kadar geliştirdiğini göstermek ister misin?" Berfin Naz'la tartışmaya o kadar dalmıştı ki Poyraz'ın dibine girdiğini bile yeni fark ediyordu. Zaten düzene girmeyen nefesi şimdi daha da hızlanmıştı.
Cevap vermek yerine başını öne eğip bir çocuk gibi parmaklarıyla oynamaya başladı. Antremanlara gelmediği için kendini hiç geliştirememişti. Elinden en ufak bir ışığı bile zor çıkartıyordu.
"Bende öyle düşünmüştüm." Berfin Poyraz için hep umutsuz vakaydı ama üzülmüyordu çünkü onun için oyundan çıkartması zor bir parça değildi. İşine gelmediği an hiç düşünmeden onu gözden çıkartırdı. Berfin'se Poyraz'ı hayal kırıklığına her uğratışında üzülüyordu.
Kapı bir kez daha açıldığında yüzünde geniş bir gülümsemeyle Hilal içeriye ilerledi. Elinde tuttuğu zarfı sallayarak masaya ilerledi.
Poyraz Hilal'in elinden kağıdı kaptığı gibi yırtarcasına açmıştı. Kağıdı açarak masaya bıraktı ve ellerini de iki taraftan masaya dayayıp eğildi.
"Onu gördün mü?" Ateş'te bunu sorarken cevabı biliyordu ama artık kim olduğunu bile bilmedikleri birini dinlemekten bıkmıştı. Hilal başını olumsuz anlamda sallayıp sandalyelerden birine oturdu.
"Onu hala görmedik." Ateş Poyraz'a hitaben konuşmuştu ama onun dışında herkes bir cevap vermişti. Poyraz'sa gözünü zarftan ayırmıyordu.
"Sonunda zamanı geldi."dedi kağıttan bakışlarını çektiğinde. "Yarın."
Gizemli Kişiden
Bugün her zamankinden farklı olacaktı hissediyordum. Aylar sonra ilk defa onun burada olduğunu tekrar hissetmiştim. Uykuya dalmak üzereyken duyduğum suyun hışırtısıyla hemen uzandığım yerden kalkıp suya doğru koştum. Her zaman ki gibi ne yüzünü görüyordum ne sesini duyuyordum ama biliyordum işte buradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜÇ KAÇKINI
Fantasy"Ee"diye mırıldandım elimdeki içecekleri onlara uzatırken "Ne zaman taşındınız buraya?" "Yeni."diye geçiştirdi kumral saçlı olan kız ikizine bakarken . Kardeşi elimdeki bardağı masaya bırakıp ayaklandı "Biz gidelim." "Aynı yaştaymışız mağdem belki a...