23

100 28 30
                                    

Medya Arashi Daisuke Jin Sakamaki.

"Artık bu bir son. Beni son kez duy, beni son kez duy. Ellerimi son kez tut ve bana asla unutamayacağım bir masal söyle.."

|

|

|

Sadece uzun zaman geçmişti. Umutsuzluğun verdiği keder ve bununla birlikte yeni doğan umut ve hayaller. Ayato, yavaşça ormanda yürümeye devam etti. En sonunda iki kişinin yaralarını sardığı yere geldiğinde yerde yatan biri daha gördü.

Ayato istemsizce gülümsedi.

Daha yeni bir saat önce kucağına aldığı oğlunun saçlarını okşadı. Hemen ardından da üşümediğinden emin olmak için alnını öptü. Sıcacıktı. Ayato yanına gelen Diane ile yavaşça göz yaşlarını akıttı. Diane ise elinden bebeği alarak yavaşça salladı. Hala uyanık olan bebek yeni yeni gözlerini açmış, etrafında ki kişilere bakıyordu.

Diane, annesizliğin ne demek olduğunu biliyordu. Yıllardır tanıdığı kadının çocuğuna iyi bir şekilde bakacağına söz verdi. "Onun adı ne?"

"Arashi, Violet Arashi olmasını istedi." Ayato göz yaşlarını akıttı. Dişlerini birbirine kenetleyerek hıçkırıklarını gizledi. Şu anda ağlamanın zamanı değildi. Bir an önce söz verdiği gibi oğlunu alıp gitmeliydi.

Aynı Violet'te verdiği sözde olduğu gibi...

2 Saat Önce:

Kan vardı.

Yerde, merdivenlerde, bahçeye doğru giden kapının üstünde...

Zar zor Diane'nin abisini taşıması ile bahçeye gelmişlerdi. Diane bir yandan ağlarken abisi, kız kardeşini izliyordu. "Ağlama." Tek söylediği kelime buydu. Başından beri bunu diyordu. Diane abisini taşımaya devam etti.

Şu anda ortalık karışıktı. Her şey Shuu'nun babasını yenmesine bağlıydı. Ama Shuu'dan en ufak bir işaret yoktu. Daine abisini iyileştirmek için diğer yandan büyü yapmaya devam ederken bir yandan da abisini taşıyordu. Ormana yeni gelmişlerdi. Bu yüzden Diane hızlıca Agnes'i aradı. En azından şu anda daha fazla güvendeydiler.

"Agnes!!"

"Efendim?"

"Abimin durumu kötü. Hızlıca arabada olan acil çantasını alıp batı tarafında ki ormana gel."

"Evet!" Hızlıca telefon kapanmıştı. Diane ise abisine dönerek büyü yapmaya devam etti. Beş dakika sonra Agnes'in gelmesi ile ormanın bir tık daha derinlerine doğru gittiler. Diane büyü yapmaya devam ediyordu. Ama olmuyordu!

Yapamıyordu!

"Neden? Neden... Böyle bir zamanda? Neden şimdi..." Bir anda çığlık atmaya başladı. Agnes Diane'yi tutmaya çalıştı. Diane yalvarmaya devam etti. "NEDENNN. HAYIR BİR YERDE HATA OLMALI! HATA YAPTIM! EĞER BÜYÜYÜ TEKRAR EDERSEM olacak! OLACAK!" Ani iniş çıkışları ile Agnes hiçbir şey diyemedi.

Diane ısrarla dakikalar boyunca büyü yapmaya devam etti. Elleri abisinin kanına boyanmıştı. Lucas ise hiçbir şey demedi. Sadece kardeşinin yalvarışları karşısında göz yaşları akıttı. Konuşmadı. Konuşamadı. Şayet diyeceği en ufak bir şey yoktu.

Diane yarım saatin ardından boş boş abisine bakmaya başladı. Artık pes etmişti. Abisi ölecekti. Lucas, Diane'ye bakmaya devam ediyordu. İki kardeş birbirlerine bakıp sessizce vedalaşıyorlardı. Lucas artık sessizliğin verdiği cesaret ile konuşmaya başladı.

Demon Priestess | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin