End

118 29 15
                                    

Medya Cyrus Ellen ve Veronica Sakamaki.

"İyisi ve kötüsüyle, mutlu olanı ve mutsuzuyla... Bunların hiçbiri önemli değil. Sonuçta bu sadece; Sözde mutlu son."

|

|

|

Herkes bu anı beklemişti. Ailenin tek Prenses'inin evliliği!

"Anne!!! Elbisem oldu? Değil mi?" 

Diane kızına "Ciddi misin?" dercesine baktı. Sabahtan beri kızının tek dediği buydu. Her ne kadar güzel olsa da sormadan edemiyordu. Veronica, evlendiği adamı seviyordu. Bu yüzden sorun yoktu. Shuu her ne kadar, öldürme girişiminde bulunsa da başaramamıştı. Ona göre kızı hala minik bir bebekti.

Giydiği bej renkli düğün elbisesini anne ve babasına gösterirken Shuu'nun hayatı boyunca yapabildiği en asık suratı yaptığı, tahmin edilebilirdi. "Acele etmiyor musunuz? Hala çok gençsiniz." Hala kızını vazgeçirme çabaları içerisinde olduğunda kaynaklı, Diane gülmesini engellemeye çalışıyordu.

Diane gülümseyerek kızına yaklaştı. "Çok güzel oldun."

"Anne sen babamla nasıl evlendin?"

"Tatlım. Ben şansımı beyazdan yana kullanmıştım. Ayrıca sen benden daha mutlusun." Sadece bir kaç saniye, Shuu ve Diane göz göze geldi. Bilirsiniz, ikisi de ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. Yaşananların ardından sessizce anne ve baba, odayı terk etti.

Veronica ise nişanlısını aradı. "Alo! Cyrus, neredesin?" 

"Yoldayım. Hemen geliyorum." İkisinin mutlu konuşması devam ederken, kapının önünde nasıl kapıyı tıklatması gerektiğini bilmeyen biri duruyordu. İçeri girmeli miydi? Kız kardeşi ona kızar mıydı? Ona veda ederken ağlamaması gerekiyordu. Ama ya ağlarsa?

Kapıyı tıklattı. Belki bir ihtimal kız kardeşi ona kapıyı açardı?

Saito, hafifçe gülümsedi. Kız kardeşi ise telefonu kapatmış, kapıda bekleyen kardeşine doğru yaklaşıyordu. Kapıyı açmak istiyordu. Ama en çok evliliğe karşı çıkan ve nişanlısı ile kavga eden kişi abisiydi. Yapmalıydı.

Evlenmeden önce barışmalı, gülümsemeli ve abisine kollarını sarmalıydı. Kapıyı heyecanla açtı. Sanki iki kardeş de bu anı bekliyordu. İkisi de birbirine baktı. Evet, ikisi de gülümsüyor. Evet, ikisi de çoktan birbirlerini gördüğü anda en içten şekilde barışmıştı ve evet, ikisi de birbirlerine kollarını sardı. 

"Özür dilerim."

"Sorun değil." Sonuçta abisi ne yaptığını biliyordu. İki kardeş birbirinden ayrılıp gülümsemeye devam etti. "Gelinlik güzelmiş."

"Teşekkür ederim. Babam hala evlenmemem gerektiğini söylüyor!" İki kardeş bir anda gülmeye başladı. Arkalarından odaya gelen Cyrus, eniştesinin omzuna kolunu attı. "Nişanlımı almaya geldim."

"Fark ettim." Gözlerini devirerek kolunu aşağı indiren Saito, Cyrus'a baktı. "Neyse, tebrik ederim Cyrus."

"Teşekkürler. Veronica, artık inmemiz gerek." Gülümseyerek el ele tutuşan çift mutluydu. Aşağı indiler ve herkese mutluluklarını gösterdiler. En azından aralarından biri mutluydu. Bu Diane ve Shuu için yeterliydi. Ufak tefek işlemlerin ardından, akşam partisi düzenlendi.

Herkes kendi aralarında takılırken üç kişi balkona kaçmış ve birlikte sohbet etmeye başlamıştı. "Sizce her şey iyi mi?"

"Elbette. İstediğimizi başardık. Kızımız da, oğlumuz da ve yeğenlerimiz de mutlu."

"Ben Violet'e olan sözümü tutmaya devam ediyorum." Ayato, ay ışığının yarattığı bir şaheserdi. Diane artık buna alışmıştı. Bu yüzden sadece bakıp Shuu'ya döndü. "Biz ne yapacağız peki?"

"Ne demek istiyorsun Shuu?"

"Diane dürüst olalım. Beni sevmiyorsun. En azından artık beni sevmediğini biliyorum."

"Sana bunu hissettirdiğim için üzgünüm."

"Sorun yok. Beni aldatmadın. Bana olan saygının ve en azından güveninin farkındayım."

Shuu, Diane'nin ellerini tuttu. "Ama sen benimsin. Zihninden ayrılmakla ilgili en ufak bir şey geçirme." Shuu ciddi bir şekilde Diane'ye bakıyordu. Diane ise çok normal bir şeymiş gibi kabullendi. "Biliyorum."

"Kusacağım. Ben gidiyorum." Ayato'nun uzaklaşması ile Shuu ve Diane yalnız kaldı. Artık yalnız olduklarından çok daha rahat bir şekilde konuşmaya başlamışlardı. "Diane mutlu musun?"

"Evet, ama kendi mutluluğuma değil. Çocuklarımızın mutluluğuna."

"Bende mutluyum. Aynı senin gibi."

"Shuu, artık dinlenmek istiyorum."

"Biliyorum. Beraber dinlenebiliriz." Diane yavaşça Shuu'ya yanaştı. Evet, artık dinlenme vakti gelmişti. İkisi de uzun zaman boyunca yorgunluklarını bir kenara koymuştu. Yaslarını unutmak ve hayatlarına bakmak zorundalardı.

Ama artık dinleneceklerdi. Her hikaye de olduğu gibi onlarda artık son cümledeydi.

|

|

|

Bu son bölümdü. Hikaye için ayrı bir kitap daha var. İsteyen bakabilir.

Demon Priestess | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin