16

125 29 89
                                    

Medya Cassius Del Donovan.

"Belki de çok daha ileri bir geçmişte, tekrardan buluşmak umuduyla..."

|

|

|

Güzel bir bahçe, muhteşem bir tablo, bir sürü de hizmetçi. Muhteşem bir aile. En ufak bir kusur bulunmaz ya da sorgulanmazdı. En başında onlar şeytan boyutunda ki en güçlü ailelerden biriydiler. Geleceğin Dük'ü olarak ailesinin başı olduğunda bile, annesinin ve babasının gururlandığı bir oğuldu. Dük Donovan, kusursuzdu.

Böyle kusursuz bir adam tahmin edilebileceği üzere kusursuz bir kadın ile evlendi.

Sarı saçları ahenk ile dans eden kadın, oldukça sakin bir yapıya sahipti. "Hayatım, hamileyim." Böyle kutlu bir haberi bile oldukça sakin bir şekilde vermişti. Cassius, sadece gülümsedi. Ona bu yüzden aşıktı.

Her olaya karşı sakin olması bazenleri gözünü döndürse de, ona hayrandı. İkisinin de en çok korktuğu şey başlarına gelmişti. Leydi Darlene, ikinci hamileliğinde kız çocuk istese de erkek olmuştu. 

Dük, her ne kadar taht için hiç kimse ile kavga etmese de Darlene, bu konuya hakimdi. Abileri o kadar fazla kavga edip birbirlerine girmişlerdi ki. Kendini taraf tutmak zorunda olduğu bir konumda bulmuştu. Çocuklarının mutluluk içinde büyümesini istiyordu.

Ama Lucas'ın doğumunun ardından evde huzur kalmamıştı. Dük'ün işleri çoğalmıştı. Aynı zamanda da Darlene'ye olan ilgisi de azalmaya başlamıştı. Sanki artık eşini sıkıcı buluyor gibiydi. Darlene umursamadı. Sadece çocukları için yaşamaya karar verdi.

İlk oğul Claude, yapmadığını bırakmamıştı. Sadece Lucas'ı dışlamakla kalmıyordu. Evin uşaklarına ve hizmetçilerine de, onunla konuşmaması için tembihliyordu. Olaydan bir haber olan Dük ise sadece ilk oğluna odaklı bir şekilde Claude'yi övüyordu. Darlene ise aniden hastalanmış, çocuklarına ilgi gösteremez olmuştu.

Lucas artık dayanamıyordu. Ağlamak için sessizce annesinin odasına girdi. Annesi her zaman ki gibiydi. Sarı saçlarının ışıltısı gitmişti. Çökmüş ve bir o kadar da solmuş, narin sarı renkte bir güle benziyordu. Gözleri kapalı bir şekilde yatan annesine baktı. Yatakta tek başına duran bir resime benziyordu.

-"Anne. Hık-* Hık-* Annee. Yoruldum." Sona doğru kısılan hafif ses çaresizdi. Lucas tekti. Ne bir dayanağı ne de ona sarılan biri vardı. Annesinden aldığı sevgi bile belirli bir yerden sonra elinden alınmıştı. Ağladığı esna da uyanan annesi sadece yattığı yerden oğlunu izledi.

Onun göz yaşları için kendini bile öldürebilirdi. Ama ne elini kaldıracak ne de gülümseyecek bir gücü kalmamıştı. Darlene farkındaydı. Ölüyordu. Her geçen gün daha da, acı çekiyordu. Buna rağmen zorlukla oğluna kısık sesle seslendi.

-"Lucas." Aniden kafasını kaldıran oğlan, annesini gördü. Saçlarının rengi solmuş olabilirdi. Ama gözleri. Annesinin gözleri hala parlıyordu.

-"Benim bir tanem. Ne oldu?" Annesi doğrulmaya çalıştı. Böylece oğlunun yüzünü görebilirdi. Canı o kadar acıyordu ki, sanki bir parça kopuyordu kendisinden. Buna rağmen inat etti. Oğlunun yüzünü görecekti. Ona gülümseyecekti. Her şeyin iyi olacağını söyleyecekti.

-"Anne. Babam beni sevmiyor."

Darlene bir kaç saniye oğlunun yüzüne baka kaldı. Küçücük oğlunun ağzından çıkanlara inanmadı. Sadece bakmaya devam etti. Yutkundu.

Demon Priestess | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin