"Ama bazen ona karşı gele bilirsin." Changbin gözlerini silmiş ve kafasını Shulan'a doğru çevirmişti. Yıldızlar vardı gözlerinde, meğersem gecenin tüm güzelliği gündüzler onun gözlerinde saklanıyormuş.
"Nasıl?"
"Sevgi kalbin ihtiyaç duyduğu birşeydir, ama kalbin olmadığını kendine hatırlatırsan eğer...Buna ihtiyaç duymaktan vazgeçersin. Benim gibi."
Garip bir gülümsemeyle devam etmişti.
"Mesela arkadaşım da ilgi sevse bile sevgiye pek ihtiyaç duymaz. Çünkü bizi idare eden şey mantığımız ve beynimizdir, kalbimiz değil."
"Bu garip bir yol. Bayağı da zor gibi görünüyor."
Aniden Changbinin gülümsemesiyle yağmur durmuş ve güneş parlamıştı. Bu gün için son parlamasıydı.
"Ama yapa bilirim."
"İşte bu! Şimdiyse burdan inmeliyiz ve eve gitmeliyiz. Malum yani, merak eden falan olur."
"Teşekkür ederim ShuShu! Sen iyi birisisin cidden." Changbin söylediklerine biranlık inanmadı.
"Uh, önemli değil, kim olsa yapardı."
"Yapmazdı, emin ol."
***
"Haftasonu görüşelim!" Bir-birlerine el sallamış ve evlerinin yönlerine doğru gitmeye başlamışlardı. Muhtemelen onları kimse görmemişti, ya da öyle sanıyordular.
"Bro, sen cidden 'nifrit idiyirim' dediğin kızla çatıda mıydın yani?" Seungmin bacak bacak üstüne atmış ve eline kahvesini almıştı.
"Sen bunu nereden biliyorsun?" Changbin anlık sinirle kafasını kaldırmış ve arkadaşına bakmıştı.
"Hani bilirsin...Bir kız var ya! Şu senin arkadaşına yaptığının aksine benim bayağı konuştuğum ve hoşlandığımı belli ettiğim kız...O söyledi." Sakince gülümsemiş ve kahvesini yudumlamaya başlamıştı.
"Cadıcık." Gözlerini kısmış ve devam etmişti.
"Aslında kötü birisi değilmiş. Yani..."
"Artık o kıza karşı duyguların olduğunu kabullenmelisin."
"O kıza karşı duygularımın olduğunu hiç bir zaman inkar etmedim?"
"Tam bir belasın cidden. Uğraşamayacağım."
"Peki, uğraşma." Zafer bakışını attıktan sonra yeniden önündeki telefona bakmıştı.
mr.seo_bin:Teşekkür ederim!^^
shuwongie:Önemli değil, tatlım!
mr.seo_bin:Tatlım? Oha|
Tatlı|
Tat|
Benim bir kaç işim var, geldiğimde sana yazarım. Bb<3shuwongie:Tamamm, bb.<3
"Sürekli telefona bakıp sırıtmanın sebebi ne Shu? Hani Seungmin de Changbin'i sürekli öyle görüyormuş, ayrıca sizi konuşurken gördük." Ivy dudaklarını büzmüş ve arkadaşının karşısında oturmuştu. "Yoksa Changbin'le mi yazışıyorsun?" Mükemmel 'herşeyi biliyorum gülümsemesini' göstermişti.
"Evet? Yani yaptığım ayıp birşey değil bence?"
"Evet ama...Hani ona nefret ediyordun? Hani ukalanın tekiydi?"
"Yanılmışım işte. Hem senin de başta öyle olduğunu hatırlatırım?"
"Öff, uğraşmıyorum tamam."
"Teşekkürler bir rahat verdiğin için."
çok öyle şeetmeyin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Soulmate Who Wasn't Meant to be , Seo Changbin
Fanfiction! düzenlenmesi gerek ama üşeniyorum arkadaşlar, o yüzden cringe olay döngüsüne aldırmayın. ! Sen ruh eşimsin. Ama olmaması gereken bir ruh eşi. B×G Changbin×fem!reader