İnan ile alice hazırlıklarını yaptı ve bir portalın önünde durdular. Alicenin üstünde zırhları vardı ve tüm eșyaları hazırdı. İnanın üstünde ise hiç zırh yoktu ve tüm eșyaları tamdı.
Alice : "hazırmısın?"
İnan : "bunu benim sana sormam lazımdı."
Alice : "yapma ya?" güldü sesizce. O sırada inanda sesizce güldü
İnan : "hazırım."
Alice : "hadi o zaman!"
İnan : "önden buyrun hanfendi."
Alice : "heh.. Teșekürler beyendi."
Alice yavaș adımlarla portala girdi ve hemen arkasından inanda portala girdi. Portal chennemin ikinci dünyasında açıldı. Burası yașam alanının olduğu bir dünya.
Portal bir kağanlığın az uzağında açıldı. Ve alice ile inan portaldan geçip chenneme geldiler. Alice hafif bir biçimde etrafa göz gezdirdi.
Alice : "chennem burası mıymıș!"
İnan : "burası hayatı olan bir chennem. Ölünce gidilenden farklı! Burası doğduğum boyut!"
Alice : "oh.."
İnan : "bak! Bir kağanlık!"
Alice : "Ne nerde?" alice hemen o tarafa döndü.
Alice : "gördüm!"
İnan : "hadi gidelim"
Alice : "tamam!"
Hızlıca kralllığa gitmeye başladılar. Alice yürürken ayağı bir taşa takıldı ve Inan gülerek elini ona uzattı, Alice dengesini kurarken elini tuttu ve Inan onu yanına doğru çekti hafifçe.
Inan:"iyi misin Alice?"
Alice:"hmhm... takıldım sadece..."
Inan:"dikkat et!" Güldü ve yürümeye devam etti. Alice'nin gözleri gülümsüyormuş gibi kısılmıştı. Ağzı yüzündeki beyaz sıvıdan gözükmüyordu inanınki gibi
giriște önlerini iki tane 1.96 boylarında insanımsı bir yapıya sahip canavar kesti. Üzerlerinde zırh vardı. Belli ki șovalyelerdi.
Alice : "AAAA-"
inan : "merhaba!"
Șovalye : "...." șovalye anlașılmayan șeyler söyledi birden bire
İnan : "sanırım dilimizi bilmiyor."
Alice : "normal değil mi?"
İann : "doğru!"
Șovalyeler birbirlerine baktı ve sağdaki gene anlașılmayan șeyler söyledi. Sol tarafdaki de boș boș baktıkdan sonra bir ses çıkardı ve sağdaki omzunu sirkip güçlü bir șekilde anlașılmayan bir ses çıkardı. Tam 2 saniye sonrasında ise 5 tane șovalye daha geldi ve inan ile aliceyi ortaya alıp kemik ile altından yapılma mızraklarını inan ile aliceye çevirdiler.
İnan : "oh. Hızlı bir karșılama oldu. Burda koruma sistemi ne kadar hızlıymıș."
Alice : "...ne demezsin."
Șovalyeler mızrakları ile alice ile inanı ittirmeye bașladı șatonun girișine doğru.
İnan : "hey hey. Tamam sakin olun bizde buranın yerlisiyiz yani."
Alice : "..ne saçmalıyorsun?!"
İnan hafifçe güldü
İnan : "iblisim ya hani."
Alice : "..." ciddi misin der gibi bakıyordu İnana
Șovalyeler iyice ittirmeye bașladı
İnan : "ah... Tamam ya, tamam ya."
İnan hafif adımlar ile yürümeye bașladı. Alicede hemen yanından gitmeye bașladı, beraber krallığa girdiler ve krallığın meydanından geçmekteydiler. Șovalyeler inan ile aliceyi durdurdu ve iki tane șovalye șatoya doğru yürümeye bașladı. O sırada inan etrafa bakınmaya bașladı
Alice : "inan?"
İnan : "mimarisi çok güzelmiș bu evlerin.. Kaça satarlar acaba."
Alice : "ciddimisin sen?!"
İnan : "ne?" aliceye döndü
Aice : "biz buraya son boyuta gitmek için gereken portalın gücünü almaya geldik! Ev bakmaya değil"
İnan : "haklısın.. Ama hazır gelmişken bir ev alalım ya.."
Alice : "daha para birimini bile bilmiyoruz! Ayrıca kafan hala aynı yerde! İşe odaklan"
İnan : "şu anda bir kağanlığın ortasındayız ve belkide idam edecekler bizi ama sen hala işin peşin peșindesin alice"
Alice : "ya... Offf..." kafasını yere eğdi
İnan : "tamam tamam üzme kendini makara yaptım ya! hallederiz bir şekilde ama önce kendi hayatımızı düşünmeliyiz"
Alice : "neden? Ölünce geri canlanıyoruz."
İnan : "ya kalbimizden vururlarsa"
Alice : "doğru. İki canımız kalır."
Alice ile inan sohbet ederken onların arkasındaki iki șovalyese onlara bakıp ne konuștuklarınıanlamaya çalıșmaktaydı. Gelen geçen bùtün iblis veya canavarda aynen öyle onlara bakarak yanlarından geçiyordu.
İnan : "tüm herkesde bize bakıyor."
Alice : "uhh.. Evet."
İnan : "sanırım dilimizi bilmiyorlar."
Alice : "yani.."
Alice hafiften etrafa iyice bakınmaya bașladı ve o sırada șovalyeler geri gelsi alice ile inanın yanına. O sırada inan ile aliceyi ortaya aldılar ve mızraklarını çektiler.
İnan : "wooah.. Sakin sakin... Koca oğlan?"
Alice : ".....eeee..."
İnan : "bizi öldürmeye kalkmayacaksınız herhalde."
O sırada șovalyelerin arkasından uzun boylu beyazımsı saçları olan kırmızı gözlü, beyaz üstlü ve gri bir pelerini olan birisi oraya geldi.. Ve anlașılmayan dilde șeyler söyledi kafasında kral. Tacı bulunmaktaydaydı. Ve göz bebekleri ateș sembolündeydi.
Kiși anlașılmayan șeyler söyledi ve șovalyelerden birisi kafasını hayır anlamında salladı. Ardından kiși inanın kral tacını gördü ve șovalyelere bakarak elini hafifçe yere indirdi. Bu haraketin ardından korumalar mızraklarını indirdi ve inan ile aliceye döndü..
Alice : "a-"
İnan : "hmm..."
?? : "...?" ellerini kaldırdı ve açtı. Ardından yere döğru hafifçe eyip onlara bakmaya bașladı. Birșey demelerini bekliyordu.
Alice : "pekii.. Ya șimdi?"
İnan : "bilmiyorum.."
?? : "ah. Sonunda konuștunuz."
Alice : "e-"
İnan : "sonunda? Bir dakika.. Sen dilimizi biliyorsun!"
?? : "evet. Biliyorum, hangi dilde konuștuğunuzu örenmek için konușmanızı bekledim." yavașça ellerini indirdi.
Alice : "haaa..."
?? : "ben kralXeris Zerison" (zeris diye okunuyor)
İnan : "kral demek ha! bende kağan inan crimson."
alice : "bende alice..."
Xeris : "afedersiniz kağan olduğunuzu bilmiyordum. Siz nerenin kağanısınız.?"
İnan : "dünyadaki bir kağanlığa sahibim. Adı kita"
Xeris : "hiç ziyaret etmedim sanırım... Herneyse uzun yoldan gelmișsinizdir. Biraz dinlenmeye ne dersiniz?"
İnan : "harika olur!"
Alice : "hı hı."
Xeris : "gelin o zaman"
Șatoya doğru gitmeye bașladılar
Șatoya gittiklerinde ise xeris, inan ve alice ile biraz sohbet etmek istemiștir ve bahçede oturmaya karar verdiler. Yerlerdeki çimenler kırmızıydı ve manzaralarında lav șelalesi vardı. Bu durumdan dolayı așırı sıcaktı o ortam alice için. İnan ile aliceyi karșısına almıș konușmaya bașlamıșdı xeris.Xeris : "evet... İnandı sanırım?"
İnan : "șey.. Evet"
Xeris : "boynuzlarınız ilgimi çekti açıkcası. İblissiniz sanırım sizde?"
İnan : "ah.. Evet iblisim bende, buralarda 4 yașıma kadar yașadım."
Alice : "...."
Xeris : "anlıyorum. Bu arada ağzınız neden yok acaba?"
İnan : "ah..șey-"
Xeris : "yanlıș anlamayın ama merak ettim yani nasıl konușuyorsunuz diye. Cünkü alice içinde aynısı geçerli gibi"
İnan : "ah... Tabii ki.. Çekinmeyin kral xeris. Sormak ayıp değildir, aslında benim ağzım var ama nefretimin altında, nefretim olmasa ağzım haraket edebilirdi"
Alice : "șey... Ben bilmiyorum.. Konușmaya çalıșıyorum ve konușuyorum... Daha hangi ırktan olduğumu bilmiyorum"
Xeris : "üzücüymüș."
İnan : "bu arada tarzınız güzelmiș."
Xeris : "teșekürler. Bu arada ne için geldiniz benim topraklarıma?"
Alice : "șey... Aslında șovalyeler bizi zorla getirtti.. Tabii șovalyeler ise"
İnan : "aslında bizde içeriye girmek istiyorduk ama bu șekilde değildi yani"
Xeris : "anladım.."
Alice : "aslında chennem șatosuna gidecektik... boyutların sonuna gitmeye çalıșıyoruz"
Xeris : "șu ejderha için mi?"
İnan : "evet"
Xeris : "haaaaa... Bașından desenize yahu. Tamam tamam, merak etmeyin sizi burdan hızlıca kurtarırım ben."
İnan : "huh?"
Alice : "?"
Xeris : "portal incileri yüksek basınç ve havasız ortamda portalı açabilecek enerjiye sahip olurlar, bir diğer adı ile inci gözü olurlar"
İnan : "haaa..."
Alice : "iyide portal incisi ne?"
İnan : "enırkinlerim incileri."
Alice : "haaaa.... Tamm"
İnan : "iyide nasıl yapıcaksınız incileri?"
Xeris : "incileri yakacağım ve kendiliğinden olucaklar, chennem havasız bir yer zaten"
Alice : "bir dakika- biz nasıl nefes alıyoruz?!?!"
İnan : "harbi-"
Xeris : "orası da ișin büyüsü." göz kırptı.
İnan : "ha-"
Alice : "pekiii.."
Xeris : "herneyse. Sizi daha tutmayalım isterseniz?"
İnan : "ah șey.. Evet gidelim, sizede rahatsızlık verdik."
Alice : "evet."
Hafiften kalkmaya bașladı alice ile inan
Xeris : "lafı mı olur, dilediğiniz zaman gelin"
İnan : "sağolun."
Alice : "teșekürler."
Xeris : "ah bir dakika" xerisde kalktı. Ve cebinden 12 inci çıkarttı. Ardından elleri ateș aldı ve aniden inciler parladı. İncinin içinde bir sürü göz vardı, ve haraket ediyorlardı
İnan : "..."
Alice : "ıyyhh..."
Xeris : "biraz iğrenç biliyorum."
İnan : "bunları biz mi alacağız?.."
Xeris : "ben mi tutacağım. Alsana"
İnan : "ah... Pekala.." incileri yavașça aldı ve pantalonunun cebine attı hepsini.
İnan : "onları nasıl yaptın bu arada??"
Alice : "evet, nasıl yaptın??"
Xeris : "hah... Ben ateș kralıyım. Yaparım, sonra konușuruz hadi halledin siz ișinizi sohbet kaçmaz"
İnan : "heh... Teșekürler tekrar, görüșmek üzere"
Alice : "teșekürler herșey için."
Xeris : "heheh.. Ne demek, her zaman. Yolunu açık olsun bol șanslar, sizi tekrar ve tekrar bekliyorum buraya."
İnan : "elbet geleceğiz"
Alice : "hehh.." inan ile alice hafifçe içeriye girdi ve șatonun girișine gidip krallığın çıkıșına doğru gidip krallıkdan ayrıldılar.Bölüm üç sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müthiş Bir Krallık : K'ita
FantasyK'ita krallığının başına gelen facialarla yüzleşen bir ekibin yanlış kararlar sonucunda kötü yola düsmesi ve yol ayrımlarına girmesi.