Bölüm on dört - bir kaç olay : üç (geçmiş)

24 2 0
                                    

Kağan İnan sessizce göle bakarak düşünceler içinde oturuyordu... iblis kuyruğunu yavaşça suya yöneltti ve suya soktu.. düşünüyordu. kuyruğu suya girince balıklar etrafa kaçıştı.. kendi yansımasına bakıyordu. arkasından bir kaç adım sesinin geldiğini duyabilirdi.. kim olduğunu merak edip aniden oraya döndü. karşısında böyle karşılanmayı beklemeyen beyaz giyinimli, üstünde bir palto, içinde bir gömlek ve beyaz bir pantalonu olan beyaz saçlı ve tatlı bir maskesi olan birisi vardı.. İnan bu kişiyi görünce fazla şaşırmadı. ve iç çekerek geri göle döndü. kişi yavaşça İnan'a doğru yaklaştı
-"Yer var mı?"
"gel Voris. otur yanıma"
Voris -yani beyaz giyinimli- yavaşça İnan'ın yanına oturdu ve ona döndü.
-"vücut dilin bana moralin bozuk olduğunu söylüyor! sorun nedir Kağanım?"
"...." sessiz derin bir nefes aldıkdan sonra yavaşça Voris'e döndü "sanırım sen iyi bir arkadaşsın. ha voris?"
-"ben mi? o da nerden çıktı şimdi dostum."
"ahhh.. ah. son zamanlar da olan dedikoduları hiç duydun mu?"
-"onlar? pff.. bunlar için mi dostum. Bunlara kafa yorma lütfen. sen Kağansın daha ne istiyorsun!"
"...bir Kağan halkını mutlu etmek ister. en azından ben öyle istiyorum."
-"...yapma ya uhh... diyecek pek şeyim yok açıkcası bu durumda... bu arada. haberleri aldın mı?"
"ne haberi?" yeşil gözleriyle Vorisin maskesine bakıyordu
-"şey.... Kağan William gidiyormuş."
"NEREYE?!"
-"...t-tatile.."
". . .özür dilerim.. neden gidiyor??"
-"...şeyy. bilmiyorum. biraz dinlenmeye ihtiyacı olduğunu söyledi bana. sonrasında İnan'a söyle isterse Kağanlığa iletsin dedi.."
"...böyle bir durumda önce bana söyleyeceğine söz vermişti.."
-"vakti yoktu diyelim- ehehh... aslında çoktan yol aldı bile."
"...William... off"
-"sen şimdi bu yüzden mi bu kadar üzgünsün İnan?"
"....bir çok neden var."
-"küçük arkadaşın Voris'e anlatmak istermisin?" yavşaça eğilip İnan'a doğru yaklaştı
İnan bir süre öylece baktıkdan sonra Voris'in bu hariketine güldü ve saçlarını arkaya doğru taradı eliyle. ve göle geri döndü.
"...özel kalması daha iyidir dostum."
-"aaah. anladım... pekii.. Rin nasıl? veya Gül?"
"Gül iyi.. Rin'de iyi. Rin şimdi arkadaşıyla takılıyor.."
-"sende onlarla gitseydin ya inan!"
"..gerek yok ya. yanlız kalmaya alışıyor insan."
-"ne diyorsun sen ya- ne yanlızı! çevrende ne kadar insan var"
"...her zaman değil"
-"...her zaman olmalarını mı bekliyorsun?"
"ne kadar insan var ? illaha birisi yanımda durmalı mantıken değil mi? bir gün durmaz diğer gün durur, durmadığı gün başkası durur."
-"....ah inan."
inan iç çekti ve yavaşça ayağa kalktı.
"...Shadow'u Hapishane'ye attırmam gerek."

-"neden??"
"...bir Kağana saldırdı."
-"ama Gül'ü korudu!"
"...."
-"hem onun sorununu sende bende biliyoruz.."
"tıh... o halde biraz daha hava almaya gideyim."
-"...sen bahane arıyorsun"
"ne- ne alakası var Voris!"
-"bayağı bahane.... tamam dostum. nasıl istersen öyle yap... bende beraber gezeriz diye düşünmüştüm oysa ki."
"aaa- madem sende gezmek istiyorsun kalk hadi beraber gezelim. sen burda oturup durursun diye"
-"pf... tamam seni mi kıracağım" yavaşça kalktı ve üstünü sirkeledi
"ne kırması- sen gezeriz diye düşündüm dedin"
-"normalde şu anda gezme kararında değildim. vaz geçmiştim"
"ne-... neyse hadi gidelim" Kağan yavaşça yürümeye başladı. ve Voris'de arkasından takıldı. beraber rahat rahat geziyorlardı. Kağanlığın köprüsüne vardılar. Voris derin bir iç çekerek kenarlardaki demirlere doğru yöneldi ve suyun rahatlatıcı sesini dinledi. İnan'da yanına geldi ve sırtını demirlere verip etrafa bakmaya başladı
-"ne harika bir yer ama değil mi.."
"eh... bence en güzel köprü bu oldu."
-"evet... adı da güzel. Taç köprüsü.."
"daha çok fikrimiz vardı William ile. ama yapacak bir şey yok. ertelenmesi en makul olanı olucaktır."

Müthiş Bir Krallık : K'itaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin