''Evet teyze sonra?''
''Bitti mi orada? Bu kadar mı?''
''Durun bakalım bir de ikinci karşılaşmamız var.''
''Hadi anlat o zaman teyze.''
'''Anne-babanız' ile birlikte 'anne ve babamı' ziyarete geldim. Yüzlerini bile tam olarak hatırlayamadığım ailem. İlkokul, ortaokul, lise yıllarımda hep onların hasretini çektim. İlk kez okula gittiğimde benim yanımda herkesin aksine annem ve babam değil teyzem ve eniştem vardı. İlk kez birinden hoşlandığım da annemle değil Simran teyzemle konuştum. Beni biri üzünce beni koruyan babam değiş eniştem Raj oldu hep. Onlar da öz ailem gibiler ama bir anne-babanın yerini ne kadar tutabilir ki?
Mezarlarının başında bir sürü dua okudum. Gitme vakti geldiğinde teyzem ve enişteme gitmelerini ve biraz sonra geleceğimi söyledim. Onlar gittikten sonra annemle ve babamla konuşmaya başladım sesimi duyuramayarak ve ardından hakim olamadığım göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı her zaman ki gibi. Bir süre sonra benim ağlama sesime bir ağlama sesi karıştı. Kendime bir arkadaş bulacağımı umarak gözümde ki yaşları sildim ve sese doğru yaklaştım.
Arkasını dönük bir adam.. İçin için ağlıyordu karşımda.. Sesi çok tanıdık geldi kulağıma.''
22 Nisan 2008
"Belki seni hiç görmedim ama hep çok özledim. Keşke yanımda olsan. Senden başka kimsem yok. Babamın bile nerede olduğunu bilmiyorum.'' dedi sesi titreyerek. Kimi kaybettiğini merak ediyordum ve öğrenmek için yanına oturacaktım.
"Çok kötü hissediyorum ANNE"
Buna gerek kalmamıştı. Cevabımı almıştım. Kim olduğunu bilmediğim biri için çok üzülmüştüm.
"Annesini kaybetmiş." dedim her zamanki gibi içimden düşündüğümü sanarak. Sesimi duyan adam hemen bana döndü.
"Sen! Beni mi dinliyordun!?"
''Rahul?''
''Evet Rahul. Neden beni dinliyordun sen?''
"Şey ben.. Çok özür dilerim seni öyle görünce.. "
"Ne seni öyle görünce? Seni neden ilgilendiriyor ki!? "
"Rahul gerçekten özür dilerim. Be..."
"Git."
"Rahu-."
"Sana hemen buradan git dedim Mina."
Arkamı döndüm ve ağlayışımı duymaması için koşarak ailemin mezarlarının yanına gittim. Annemin mezarına sarılarak sesli ağlamaya başladım.
''Yalnız değilim anne. Yalnız değilim, benim gibi başkaları da var.''
''Mina'' dedi yine o tanıdığım ses. Gözyaşlarımdan önümü bile göremiyor ağlama sesimden başka ses duyamıyordum. Sadece annemin mezarına sarılarak ağlıyordum.
''Mina bana bak.. Mina kendine gel. Mina!'' dedi ve bütün vücudumu sarstı Rahul.
Kafamı göğsüne yatırdı ve ellerini saçlarımın üzerinde gezdirdi.
''Ağlama.''
Hiç tanımadığım birinin göğsünde, ilk defa o kadar içten ağladım. İçimi tamamen boşaltana kadar konuşmadı benimle Rahul. Kafamı kaldırdım, gözyaşlarımı silip saçlarımı toparlamaya başladım. Rahul yanımda bana bakıyordu 'İyi misin?' dermiş gibi. Kafamı 'Evet' anlamında salladım ve saçımı toplamaya devam ettim.
''Gel seni evine bırakayım.''
''Gerek yok kendim giderim.''
''Arabam var.''
Cevap vermeden çantamı koluma takıp ayağa kalktım.
''Kendimi affettirmem lazım Mina. İkinci kez..''
Tekrar cevap vermeden yüzüne baktım.
''Yolda tekrar ağlamanı istemem. Ağlarken ne yaptığını bilmiyorsun.'' dedi kolundaki çiziği göstererek.
Gerçekten ağlarken ne yaptığımı bilmiyordum. Rahul'un koluna tırnaklarımı geçirmiştim bu sefer. Çantamdan su ve kuru mendil çıkarıp kuru mendili ısladım. Küçük çiziğin üzerini temizlemeye başladım.
''Özür dilerim.''
''Seni affetmemi ister misin?''
''Tabii''
''O zaman seni evine ben bırakacağım.''
''Çok akıllısın Rahul.''
''Öyleyimdir.'' dedi ve ikimizde güldük.
Çıkardığım suyu yerine koydum ve beraber arabasının yanına gittik. Rahul beni evime bıraktı. O günden sonra bir daha onu göreceğimi düşünmemiştim taki....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM İÇİN YAŞA #BOLLYWOOD
RomantizmBollywood filmlerindeki aşkı bulacağınız hikayem. Devam etmemi istiyorsanız mesajlarını ve yorumlarını eksik etmeyin ❤️