4. Bölüm: Yardım Et

1.4K 122 44
                                    

¿

Multimedia Karakterler ^^

Şaşkınlıktan kocaman olan gözlerim onu bulduğunda buraya nasıl geldiğimi hatırladım. Yerimde bir kez daha doğrulmaya çalışmıştım fakat ellerini omzuma yerleştirip kalkmamı engelledi.

"Evet, ben küçüğüm."

Gözümün önüne düşen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra derin bir nefes aldı.

"Ben Bora."

"Katilin."

Duyduklarımın şokuyla bedenim kaskatı kesilmişti. Ben iki saattir beni bıçaklayan bir hırsızla mı konuşuyordum?

Gerçi bana da müstahak! Ne diye senin arkandan sürtük diye bağıran bir kadına yardım etmeye kalkarsın ki... Buda bana ders olsun. Umarım...

"O zaman..." diyerek yutkundum. Şuan cidden ondan korkuyordum.

"...neden beni orada bırakıp ölmeme izin vermedin?" Bakışlarını yerden kaldırıp gözlerime dikti. Açıkçası bakışları nasıl hem bu kadar derin hem de bu kadar soğuk olabiliyordu bilmiyordum.

Ama bildiğim tek şey bana mıknatıs görevi görüyordu. Gözleriyle bana bakmadığı sürece ondan uzaklaşıyordum. Ama ne zaman o gözlere baksam içim gidiyordu ve kendimi onun yakınında buluyordum. En yakınında...

Şuan olduğu gibi...

Ne yaptığımı fark edip hemen uzaklaştım bu seri katil tipli heriften. Eğer o gözlerine biraz daha bakmaya devam etseydim ağzının içine düşmek üzereydim. Bu halime gülmekle yetindi. Ama bu sefer alaycı bir gülüş değildi bu. İçten bir gülüştü.

"Hedefim sen değildin çocuk." Dedi gözlerini kısarak.

"Ayrıca ben çocuk katili değilim. 20 yaş üstü tercihim benim." Gözlerim kocaman açılırken ağzımdan çıkan kelimelere engel olamamıştım.

"Sen insanları öldürüyor musun?" Dedim bağırarak. O ise son anda elini ağzıma kapatmış, dediklerimin homurtular şeklinde duyulmasını sağlamıştı.

"Çeneni sıkı tut çocuk, ben yanarsam sende benimle yanarsın." Kulağıma söylediği şeylerle içim ürperirken, sıcak nefesi huylanmama sebep olmuştu. Yerimde huzursuzca kıpırdandım.

"Tamam mı?" Mavi gözleri koyulaşırken tamam demekten başka çarem olmadığının farkındaydım. Sonuçta benim ölmemi istememiş, beni hastaneye getirmişti. Ayrıca ben uyanana kadarda başımda beklemişti değil mi?

Bir katile göre büyük incelik!

Tamam dercesine başımı salladım. Dudağının sağ tarafı alayla kıvrıldı. O da biliyordu hayır diyemeyeceğimi. Elini ağzımdan yavaş yavaş çekerken, başparmağı dudaklarımın üzerinde arsızca gezindi.

"Hala beni öpmek istemediğine emin misin?" dudaklarım sorduğu sorunun karşısında nemini kaybetmiş su diye dileniyorlardı bana. Yüzümü buruşturdum.

"Canın cehenneme." Susuzluğumu bastırmak adına başımı çevirip dudaklarımı yaladım. Ona o kadar yakınlıktayken dudaklarımı yalamam imkansızdı.

Susadığımı anlamış olmalı ki elime su bardağını uzattı. Suyu içerken bütün vücudumda suyun gezintisini hissediyordum. Kaç gündür buradaydım ben?

Beynim kırmızı alarm verince içtiğim suyu püskürttüm. Ben cidden kaç gündür buradaydım? Murat her yerde beni arıyor olmalıydı şimdi. Bu sefer cidden ölümüme imza atmıştım.

Karanlığın DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin