Ji-yong gözlerini açtığında hala Look At Me Gwisoon çaldığını duyuyordu ama neler olduğuna anlam veremiyordu. Kafası sanki kazan gibi kaynarken doğrulduktan sadece bir kaç saniye sonra geri yatağa düşmüştü ama garipsediği ilk şey yanından Taeyang'ın yatıyor olmasıydı. Diğer yanında da Seungri yatarken anında doğruldu. Daesung kafasında ki beyaz aslan şapkasıyla ayağa kalktığında Ji-yong'un gözleri kocaman açılmıştı. Bu sırada hem T.O.P hem Taeyang kendi gözlerini kaşırken Seungri'de yavaşça doğrulduğunda, Ji-yong gerçekten yüksel desibelli bir çığlık atmıştı. Herkes bir anda ona doğru dönerken o kalbinin git gide daha hızlı bir şekilde attığını hissediyordu. Bu yüzden daha sık sık nefesler almaya başlamıştı.
''Sen iyi misin?'' dedi rejiden bir adam ama Ji-yong kesinlikle cevap veremiyordu.
''Ji-yong?'' dedi Taeyang ama Ji-yong sadece hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
''Bir su getirsenize'' dedi T.O.P, Ji-yong'un titremesiyle beraber. Menajerlerden biri hemen bir bardak su getirirken Ji-yong bir şeyleri kafasında oturtmaya çalışıyordu. ŞİMDİ BUNLARIN HEPSİ BİR RÜYA MIYDI?! JI-YONG'TA ASLINDA BİR TUZLUK MUYDU?!
''Hyung'' dedi Seungri ama Ji-yong kafasını o kadar hızlı bir şekilde ona doğru çevirdi ki boynu acıdı.
''Kabus falan mı gördün?'' dediğinde Ji-yong'un artık tek gözü seğiriyordu. Birden ayağa kalktığında derin bir kaç nefes almak zorunda kalmıştı.
''Burada neler oluyor?!'' dediğinde herkes ona kaşlarını kaldırarak bakıyordu ama kimse bir şeye anlam veremiyordu.
''Kızlar nerede?''
''Hangi kızlar?''
''Hyorin, Sonia, Sam, Daewi, Kira ve ya Melody herhangi biri?''
''Onlar kim?'' dedi Daesung oldukça şaşkın bir şekilde ama Ji-yong'un gözleri mümkünmüşçesine daha da açıldı.
''Ne demek onlar kim?! Sam, eski nişanlın. Sinirlenip onu aldattığın için ayrıldınız Hobi'ye kaptırmamaya çalışıyordun-''
''Hobi?'' dedi Seungri tek kaşını kaldırırken.
''BTS'den Ho-seok?''
''BTS?'' dedi T.O.P hiç bir şey anlamadan. Onlar daha debut falan yapmamışlardı ki, sadece bir kaç üyesi belliydi hatta.
''Pekala'' dedi Ji-yong ve tekrar derin bir nefes aldı.
''Sonia?'' dedi abisine doğru dönerek.
''Hyo-chan Nur diye kızınız var''
''Hyo-chan Nur mu?'' dedi T.O.P şok olan bakışlarla.
''Hyo-chan tamam da Nur?'' dedi Taeyang ensesini kaşırken.
''Türkçe, Sonia Türk diye''
''Bence sen iyi değilsin'' dedi Taeyang onaylamaz bakışlarla.
''Abi Hyorin, uğruna Kore'yi karşına alabilecek kadar çok sevdiğin karın'' dedi Ji-yong, en çok buna şok olmuştu şu an.
''Sanırım Young-bae Hyung ve benim değil senin bir tarafların açıkta kalmış Ji-yong Hyung. Kendine gelir misin? Anlaşılan dünya saçması bir rüya görmüşsün'' dedi Daesung gözlerini devirirken.
''Of, görevi de yapamadık'' dedi Seungri gözlerini devirerek ama Ji-yong bir şeyleri kafasında oturtmaya çalışıyordu. O kadar çok programa katılmışlardı ki şu an hangisinde olduklarını hatırlayamıyordu. Bu yüzden kafasını iyice zorlamaya çalıştı.
''Şimdi kış günü yazlık kıyafetle fotoğraf çekmek zorunda kalacağız'' dedi Taeyang'ta ama onun bunu söylemesiyle Ji-yong'un bağırması bir oldu.
''2 Day 1 Night!'' herkes ona garip bakışlarla bakarken Ji-yong 2010 yılında olduklarını hatırladı.
''Tamam bir deneme yapacağım'' dedi bir bir kaç adım atarak Seungri'nin önünde durduktan sonra derin bir nefes aldı. O kadar şey rüya olamazdı ama eğer gerçekten rüyaysa, biraz sonra söyleyeceği şey kendisi çok fazla rezil ederdi.
''Bir şey soracağım ama dürüst olmanı çok istiyorum''
''Pek-ala'' Seungri hafiften gerildiğini hissederken Ji-yong derin bir nefes almıştı.
''2010 Yılında olduğumuza göre yaklaşık dört-dört buçuk yıldır sen-'' Seungri ani refleksle elini onun ağzına kapatınca herkes onlara kaşlarını kaldırmıştı.
''Kulağıma söyle'' dediğinde Ji-yong onu kafasıyla onaylamıştı. Seungri elini yavaşça onun ağzından çektikten sonra yavaşça onun kulağına doğru yaklaşmıştı.
''Benden hoşlanıyorsun değil mi?'' dediğinde Seungri kıpkırmızı olmuştu.
''Ama bunu'' dedi Seungri yüksek sesle.
''Bunu bilmen imkansız'' Ji-yong sadece gülümsediğinde diğerleri hiç bir şey anlamamış bir şekilde onlara bakıyordu
''Şu an her şey çok saçma ama delirmedim'' dedi Ji-yong.
''Ne oldu gelecekten mi geldin?'' dedi T.O.P gözlerini devirip kollarını göğsünde bağlarken.
''Tamam deneyelim'' dedi Ji-yong ve gülümsedi.
''Şu an Kiko diye bir kızla konuşuyorsun, kimseye söylemedin çünkü çocukken aşırı kilolu olduğun için içten içe hala özgüven problemin var. Küçük bir not düşeyim, iki bin on beş yılında da yanımıza çorapsız gelmiyordun'' dediğinde T.O.P şok olmuştu.
''Büyücü!'' diye bağırdı Daesung çığlık atarak ama Ji-yong gülümsedi.
''Hayır muhtemelen şu an rüya görüyorum çünkü kendime hep o günlere dönebilseydim pek çok şeyi değiştirirdim deyip duruyorum, bilinçaltı muhtemelen''
''Ne gibi?'' dedi Taeyang gözlerini devirirken.
''Mükemmeliyetçi kişiliğim ile Hyung'un özgüvenini kırmazdım, Daesung bir araba kazası yapacak, onu o gün eve göndermezdim, senin albümün çıkacak, o an ki mevcut ilişkime odaklanıp seni boşlamazdım'' dedi Ji-yong ve Seungri'ye doğru döndü.
''Ve bunu kesinlikle bu zamanlarda yapmış olmak isterdim''
''Neyi?''
''Bunu'' dedi Ji-yong ve etrafta ki bir sürü kişi önemsemeden onu birden tutup kendine çekti. Hemen ardından ise ikisinin dudaklarını birleştirdiğinde herkes şok olmuştu. Ah evet Ji-yong kesinlikle şu an yaşadığı zaman da kalmak isterdi. Belki de gerçekten geri dönmüştü kim bilir?
''Bir dakika'' dedi dudaklarını ayırdıktan sonra.
''Bu orospu Sonia'yı ve yavşak Sam'i hayatımıza almamamız için büyük bir fırsat!!''
ANLAMIŞSINIZDIR ZATEN AMA BİR SONRA Kİ BÖLÜM FİNAL. BU YÜZDEN YENİ BİR ABSÜRT KOMEDİ HİKAYESİNE BAŞLIYORUM, BIGBANG KIRIKKALEDE ÜNİVERSİTE OKUYOR İSMİ CVBGHJKIOPĞ PROFİLDE BULABİLİRSİNİZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat IQ Düşüklüğü
FanfictionKwon Ji-Yong Allahım Help grubunu oluşturdu. Kwon J-Yong: Choi Seung Hyun, Dong Young Bae, Kang Daesung ve Lee Seung Hyun kişilerini ekledi.