Medya çok şirin gebereceğim... Pekala bölüme geçelim. LET'S GO!
♔
Aizawa: Herkes beden formalarını giysin ve bahçeye insin.
Tüm sınıf bu net duyurudan sonra hazırlanmak için soyunma odalarına doğru yola koyuldular. Ama neden kahraman kostümleri değil de beden formalarını giymelerini istediğini çözememişlerdi. Erkeklerin odasında da ortalık biraz karışıyordu. Niye mi...
Mineta: Keşke şimdi kızların odasında olabilseydim düşünsenize bir sürü kız hem de üstlerini so-
Iida: Mineta-san! konuştuklarına dikkat et lütfen! Onlar bizim sınıf arkadaşlarımız (arkadaş ayağı g*t ayağı Tenyaaa bırak bu işleri) onların hakkında bu şekilde konuşmamalısın!
Mineta: Amma oyunbozansın ne var yani en azından sadece birine baksam... Eğer seçme şansım olsaydı yeni kızı seçerdim! kırmızı saçları altın sarısı gözleri ve o kocaman gö-
Bakugou: *Mineta'nın kafasına okkalı bir tokat geçirerek* APTAL APTAL KONUŞMAYI KES İĞRENÇ HERİF! BURAYA SENİN AZGINLIKLARINI DİNLEMEYE GELMEDİK!
Aniden çöken sessizlikten sonra kapının diğer tarafından kızların sesi duyulmaya başlamıştı. Anlaşılan üstlerini çoktan değiştirmiş ve bahçeye gidiyorlardı. Tabi onların uğraşması gereken bir sapık olmadığı için işlerini daha çabuk halletmişlerdi. Kızların sesinin duyan Mineta koşarak kapıdan çıktı. Aklı sıra kızlara asılacaktı.
Mineta: Heeyy Kumi-saannn~ Nasıl gidiyor? beden forması bile sana böyle yakışıyorsa kim bilir kahraman kostümün nasıl oluyordur!?
Tam Mina öne atılıp Mineta'yı azarlayacaktı ki Kumi elini önüne tutarak onu engelledi.
Kumi: Sakin ol bebeğim ben hallederim. Sana gelince yer cücesi... O bir türlü harcayacak yer bulamadığın libidonu benden hatta bizden uzak tut. Aksi taktirde sana bir daha yaklaşmamam için bana yalvaracak hale getiririm seni. Anladın mı!
Yüzünde çok sakin bir ifadeyle başladığı bu cümleleri herkesi şaşırtmış olsa gerek odalarından çıkan erkekler bile dehşet içinde Kumi'ye bakıyorlardı. Birkaçının gözünde ise gurur duyan bir ifade vardı. Kızlar ise gurur ve güven duyan bir ifadeyle Kumi'ye bakıyorlardı. Nihayet bahçeye çıkabilmişlerdi.
Aizawa: Bu zamana kadar yoğunlukla özgünlüklerinizi geliştirmek üzerine durduk. Ama sizin de farkettiğiniz gibi bazı durumlarda özgünlüklerinizi kullanmanızı engelleyecek şeyler olacak. Peki bu durumda geriye elinizde ne kalacak? Beden gücünüz.
Evet bu zamana kadarki eğitimlerde özgünlüklerine yoğunlaşmışlardı. Şimdi ise sıra ''beden eğitimi''ndeydi.
Aizawa: Dövüşmeyi biliyor olabilirsiniz ama teknik saldırılar konusunda zayıfsınız. Bugün bunun üzerinde duracağız özgünlük kullanmak yok.
Sınıfın bir kısmından olumsuz homurtular çıkıyordu ama genel olarak hoşlarına gitmişti bu fikir. En çok da Kumi'nin...
İsimlerini rastgele seçen Aizawa teker teker öğrencilerini karşı karşıya getirip onların başlangıç seviyelerini şöyle kabaca bir ölçüyordu.
Aizawa: Kirishima ve Sero. Ortaya gelin.
İlk kurbanlar seçilmişti işte. Dövüşe başlamışlardı ve Sero Kiri'nin karşısında biraz idmansız kalmış gibiydi. Böyle böyle sınıfın çoğu birbiriyle karşı karşıya gelmiş belirli bir galip ve ya mağlup olmadan yerlerine geçmişlerdi. Sıra Bakugou'daydı. Ve Sensei'in hiç acımadan karşısına koyduğu Kaminari'de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOW I MET YOUR FATHER (Bakugou x reader)
Fanficbir haftasonu oturup, çocuklarınızın ısrarı üzerine, onlara ''babalarıyla'' nasıl tanıştığınızı anlatıyorsunuz. hikaye sizin 35 yaşlarınızdan sonrasıyla başlıyor ve küçük bir geçmişe dönüş yapıyorsunuz. Smut soracaklara cevabı şimdiden vereyim. eve...