•••
Tamio'nun gelişinden bir hafta sonra
Bakugou: Deku o Yuvarlak surata teklif edecekmiş.
Kumi: Ne teklifi?
İkisi de bugün ofisteydi. Kumi her ne kadar üç gün üst üste ofiste kalmak istemese de en başından bu işleri o yaptığından takibini de o yapabiliyordu bu yüzden uzun süredir devriyede değildi. Bakugou ise dünkü devriyeden sonra bugün için programında ofisi görünce mızmızlansa da en azından inat edip Kumi'nin yanından ayrılmayacağı için çok üzün sürmemişti serzenişleri.
Bakugou: Evlilik.
Gözleri bilgisayar ekranından çekip kocaman açmıştı ve Bakugou'ya döndü.
Kumi: Sonunda!
Bakugou: Becerebilirse...
Kumi: Aranızda bu konuda en cesur oydu. En iyi şekilde üstesinden geleceğinden eminim. Hem sen de gördün o kadar da zor bir şey değil.
Bakugou: Değil mi? Değil mi?! Ne demek zor değil?! Hayatımda başıma gelen en zor şeydi! Hayır hayır... TEK zor şeydi! Midem bulanmaya başladı, arabayı sürerken bile gözlerim kararıyordu. Kaç kez arabayı yolda tutmakta zorlandım o akşam haberin var mı senin?!!
Kumi kocaman bir kahkaha atmıştı. Altı üstü bir evlilik teklifinin onu bu kadar germesi...
Kumi: Vay bee... Bakugou Katsuki'ye bile zor gelen bir şey varmış bu hayatta. Tüm rutinlerini tek tek mahvettiğimi görmek güzel~
Bakugou: Evet, benim de seni "mahvettiğim" gecelere sayarsın.
Yüzündeki pis sırıtışıyla Kumi'ye bakarken, Kumi de ona sahtece gülümseyip orta parmak çekmiş ve işine geri dönmüştü.
Bakugou: Bir de bana terbiyesiz derler.
Kumi: Körle yatan şaşı kalkıyor demek ki.
Bakugou: İnan bana, beni hiç mi hiç rahatsız etmiyor.
Kumi: Zahmet olacak.
|
O günkü mesaileri akşam içindi ve artık akşam yemeği vakti de yavaş yavaş geliyordu. Kumi de nişanlısını alıp dışarıda yemeklerini yemek için odadan çıkmış ve aşağı iniyorlardı. O sırada bugün devriyede olan Shinso'nun biraz aceleci bir tavırla içeri girdiğini gördü. Tam yanından onu fark bile etmeden geçip gidiyordu ki Kumi onu durdurdu.
Kumi: Toshi!
Shinso: A-aa Doshi şey selam, sonra görüşürüz.
Kumi: Hey! Bir dakika dur bakalım.
Attığı bir iki adımı geri alıp, çiftin yanına gelmişti.
Kumi: Yemeğe gidiyoruz bizimle gelsene?
Shinso: Şey... siz gidin birlikte. teşekkürler.
Bakugou kıstığı gözleriyle Shinso'yu inceliyordu.
Kumi: Ya gel işte zaten senin de molan değil mi?
Shinso: Evet öyle amaaa... Bakugou! birlikte gitmek ister seninle, yalnız.
Bakugou: Yoo.
Hala kıstığı gözleriyle ve yarım belli belirsiz gülüşüyle cevaplamıştı. Zor bir durumda kaldığını fark etmişti çünkü.
Shinso: Ne demek yoo? Sen- *derin bir nefes alır* nişanlınla baş başa yemiş olursun yemeğini işte, bunu istemez misin her zaman?
Bakugou: Yani saatlerdir baş başayız zaten. Sen de gel bizimle.
![](https://img.wattpad.com/cover/283926507-288-k838917.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOW I MET YOUR FATHER (Bakugou x reader)
Fanfictionbir haftasonu oturup, çocuklarınızın ısrarı üzerine, onlara ''babalarıyla'' nasıl tanıştığınızı anlatıyorsunuz. hikaye sizin 35 yaşlarınızdan sonrasıyla başlıyor ve küçük bir geçmişe dönüş yapıyorsunuz. Smut soracaklara cevabı şimdiden vereyim. eve...