"yerimizi daha ne kadar saklayabiliriz" diye sordu can, gerçekten bilmiyordum, herkesi öldürmeye çalışan insanlar o kadar çoktu ki ormanlara yayılmaya başlamışlardı bile, her şey çökmüştü, hiç bir kanun yoktu artık ama o insanlar başkalarının aileleri ,akrabaları , sevdikleri insanlardan oluşuyordu... nasıl koruyabilirdik herkesi
"ne yapacağız, ailelerimizi geride bıraktık" dedi lara ,her şey o kadar yeniydi ki , çok hızlı gelişmişti ne olduğunu anlamaya bile şansımız olmamıştı
"ailelerimiz yok lara, sadece biz varız anla şunu" diye kısık sesle konuştu barın
"doğru söylüyor, duygusallık yapmayın hepimizin ailesi artık yok, olsalar ne fark ederdi ki bizi ne zaman önemsediler" dedi akay, haklıydı bu kaçtığımız ev bizim ailelerimizden kaçıp geldiğimiz yerdi, biz sadece birbirimize iyi gelmiştik başkaları bize iyi gelmemişti, ailelerimiz bile
"onlarsız bir hayat, sanırım daha mutluyum" dedi can , cidden hepimizin içinde duygusuzluk var gibiydi, ne ekersen onu biçersin lafını da zaten aileler öğretmiyor muydu? onlar ektiklerini biçemeden gitmişlerdi, şanslı pislikler
"bizi bulanlar olursa ne yapacağız?" diye sordum, olan olaylardan 3 gün geçmişti ve arada anons veriliyordu, devlet herkesi öldürücü silaha çevirmek için gazlamıştı bunu da sonunda açıklamak zorunda kalmıştı çünkü yaptığı şeyden ötürü onu linç'leyecek insan kalmamıştı daha doğrusu öldürecek gazlanmış insanlar kalmıştı
"silah bulmalıyız"
"onları öldüremeyiz" diye bağırdı lara, barın ayağa kalkıp laranın yanına gitti, karşısında dikilip gözlerinin içine bakarak konuştu
"sen mi ölmek istiyorsun" lara kafasını hayır anlamında sallamıştı " ama yapamayız barın onlarda bizim gibi insan"
" hayır değil, sen onları yakından gördün mü!" bağırarak konuşmuştu , lara da ayağa kalkıp barının tam karşısında durmaya başlamıştı ,akay barını kolundan tutup laradan uzaklaştırmıştı
"her şeyi sindirmek kolay olacak diyen olmadı zaten"
"arınma gecesi gibi düşünün" dedi can
"silah bulmalıyız lara artık güvenli bir dünya da değiliz, gerçi eskiden de güvenli değildi" dedim ,olan şeylerden sonra her duygumuz birbiri ile harmanlanmıştı, doğru düşünemiyor olabilirdik ama biz sokağa atıldığımız gecelerde birbirlerine sarılarak ısınan bir grup gençtik, dışarıdaki insanlar bizi görse de yardım etmezdi, peki şimdi biz neden onlara yardım etmeliydik ki
anons sesleri gelmeye başladığında ,dinlemek için sessizleşmiştik " HAYATTA KALANLARA ÇAĞRI- HAYATTA KALANLARA ÇAĞRI, SİZİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞAN İNSANLARI ÖLDÜRÜN ONLAR İNSAN OLSA DA AKLI BAŞINDA OLMAYAN İNSANLAR , SAKLANIN,KAÇIN YA DA ÖLDÜRÜN"
anons bittiğinde hepimiz birbirimize baktık, bu koca dünya da ilk kez çaresiz kalışımız değildi ama işler artık çok farklıydı, ya uyum sağlardık ya da yeni dünya bizi öldürürdü
"geç olmadan gidelim" dedi barın, herkes ona katılıyordu zaten ama insan öldürmek düşünüldüğü kadar kolay değildi
"bundan sonra kendimizden başka kimseye güvenemeyiz" dedi akay
"zaten güvenmiyorduk" diye sessizce konuştu can
laranın yanına gidip omzunu okşadım ,bana bakıp gülümsedi
"annelik mi yapacaksın bana"dediği ile gülümseyip kafasına vurdum, kafasını ovarken fırsat bu fırsat diyerek yanından uzaklaşmıştım, bizimkilerde evden çıkmaya başlamıştı çoktan , evden hepimiz çıktığımızda güneşin parlattığı ormana baktık bir süre belki bir süre sonra bu kadar kusursuz olamayacaktı, adımlarımız şehrin yolunu tutmuştu , silah bulmak için en mantıklı yer ama gitmek için hiç mantıklı olmayan bir yerdi , barın ve can ın koluna girdiğimde bir süre bana bakıp tekrar yola bakmışlardı
"ne oldu akayın yanına gitsene" dedi barın
"adam öldürmenin cezası yok biliyorsun"
"adam mı dedin bana sen,bu iltifatını kabul edebilirim gece hanım"
"gitsene harbi her an ne olacağı belli değil söyle artık sevdiğini"dedi can, haklıydı akayı lise 1 den beri seviyordum ,herkesle konuşmayan biriydi , arkadaş olmakta epey zorlanmıştım ama yaşadıklarını anlattığı zaman onun eksik kalan yerlerini, yaralarını sarıp sarmalamak istemiştim, ama başaramamıştım çünkü korkağın tekiydim
"yapamam biliyor sunuz"
"neden ama sadece söyle gitsin" dedi can, bu çocukları gerçekten seviyordum ama akayı kaybetme düşüncesi ile savaşamıyordum
"heey her zaman yanındayız böyle yapma" diyerek sırtıma atladı lara, öne doğru sendelenince can ve barın düşmeme izin vermeden tutmuştu beni
" ne konuşuyorsunuz bakalım" yanımıza gelirken bir anda hepsi bana "hadi hadi" demeye başlamıştı
"seni seviyorum akay" dedim bir anda, neden dedim ki böyle bir şeyi, saniyesinde pişman olmuştum işte, dışardan görseler korkusuz, umursamaz, sinirli biri gibi gözükürdüm aslında öyleyim de ama neden akaya karşı farklıyım ,bu duygulardan hep nefret etmiştim ama engel de olamamıştım, bizimkilerden başka herkese kabaydım zaten ama akaya karşı çekingendim, çekingen olmak benlik bile değilken hem de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JANMA
FantasyDünya nufüsunun aşırı fazlalaşması sonucunda ekonomik kıtlık çeken fakirler tarafından Dünya genelinde savaşlar, ayaklanmalar yaşanmaya başlamıştı, kaçabilenler dağa kaçmış kaçamayanlar ise hayatını kurtarmaya çalışmıştı, sonradan öğrendiğimiz şey i...