4

502 30 32
                                    

Medya: lara

bombanın patlaması ile büyük bir gürültü şehri esir almıştı, şanslıydık bir yandan ,gürültü her yerde olduğu için bilemezlerdi sesin kaynağının nerede olduğunu, bir yandan da şanssızdık ,bilemedim çok fazla yıkım getireceğini, üstümdeki beden hareket etmiyordu ve yükünü vermişti bana, altında yüz üstü duruyordum, sırt üstü dönmeye çalışmak bile beni zorluyordu öküz gibi ağırdı akay ,bir yandan da hiç bir şey duymuyordu kulaklarım , sırt üstü dönmeyi başardığımda akayın göğsü vardı kafamın üstünde arkama doğru baktığımda ise kafasını görmüştüm, gözlerini sıkıyordu, göğsünü yumruklamaya başladığımda açtı gözlerini, bana bakıp hemen kalkmıştı üstümden

"kulak zarım patladı"

patlayan tek şey kulak zarımız değildi, ama en azından silahlar duruyordu yerinde o kadar ilerlememişti bomba, ilerlerdi belki ama o kadar gazlı insan cesedi vardı ki önümüzde, bütün şehrin insanları ayaklarımızın altında gibiydi, akayın elini tutup dışarı çıkardım onu, duyamıyorduk belki birbirimizi ama hissedebiliyorduk

"duyabiliyor musun gece"

dediğini az buçuk duyuyordum ama o da yeterdi bana, kafamı "evet" anlamında salladığımda ,gülümseyip kafasını aşağıya eğdi

"ben duyamıyorum, senin duyman yeter ama"

gülümseyip tekrar elini tuttum, ve bizimkilerin olduğu yere doğru koşmaya başladım, yaptıklarımız doğru muydu? yoksa hepimizin başını yakıp yakmamız umurumuz da değil miydi, ya da sadece birbirimizi düşündüğümüz için algılarımız körelmiş olamaz mıydı ?, akay da elimi daha sıkı tutup koşmaya başlamıştı, akayın sıcak eli benim soğuk elime daha sıkı bağlanırken buzlarımın eridiğini hissediyordum adeta ,ben bunları düşünürken onların bizden ayrıldığı yere gelmiştik bile, daha hızlı koşmaya çalışıyorduk ikimizde ama yavaşlamalıydık, gözümüzden kaçmamalıydı hiç bir şey

"lara ,can, barın!" ikimizde bağırıyorduk, isimlerini haykırıyorduk her birinin ve fark etmiyorduk hala ellerimizin birbirine kenetli bir biçimde olduğunu,o kadar bizimkilere odaklanmıştı ki beyinlerimiz, kalplerimizin çırpınışını duymuyordu belki de...

"buradayım!" sesin geldiği yöne baktım, akayda ilk bana bakıp sonra baktığım yere bakmıştı, kulakları duymuyordu hala, lara 1.katta olan bir evin balkonunda yere çökmüş ve dizlerine sarılmış bir halde bize bağırıyordu

"lara!, iyi misin diğerleri nerede"

"b-bilmiyorum, kaçarken beni korumak için buraya bıraktılar, size ürktüğümü söyledim beni neden yalnız bıraktınız"

akay elimi bırakıp tam balkonun altında durup kollarını açmıştı "hadi atla tutarım seni" lara bir akaya bir de arkasına bakıyordu, bir şeylerin ters gittiğini anladığımda sırtımdaki bir silahı elime almıştım, lara ayağa kalkıp balkonun dışına geçmiş ve kendini aşağıya sarkıtmaya başlamıştı

"eğer beni tutamazsan düşeriz  ve canı yanan ben olmam"

lara kendini akaya bıraktığında, akay larayı zorlanmadan yakalamıştı, laranın indiği balkon kapısı açıldığında akay ve laranın üstüne atlamaya çalışan gazlı insanları tek tek vurup lara ve akaya baktım iyi olup olmadıklarını anlamak için "lara bana bunu bir dahakine söylemelisin" dediğimde lara anlamamıştı ilk beni ama sonra kafasına dank etmiş olmalı ki öldürdüğüm insanlara bakmıştı, biliyordum o da çok panik yapmıştı korkmuştu belli ki, hepimiz suçluyduk zaten plan yapmadan çıkan biz değil miydik?

"o ses neydi öyle iyi misiniz, bomba patlattılar sanırım"

akay larayı yere bırakmıştı, ikiside yanıma geldiğinde yürümeye başlamıştık her yerde can ve barını arıyorduk

"biz patlattık"

"hadi canım"

laraya bakıp gülümsemiştim "akayın niye sesi çıkmıyor, hey koca oğlan" akayı dürttüğünde akay laraya baktı "bomba yüzünden duyamıyorum lara"

"hiç mi"

"bu nasıl soru" laraya bakıp güldüğümde o da güldü, akayın elini tuttuğumda tekrar hızlanmaya başlamıştık, çok fazla gevezelik ediyorduk

"nereye gittiler gördün mü"

"hayır bilmiyorum"

etrafa bakınırken sokağa atılmış bir dolabın etrafında 2-3 gazlanmış insan görmüştüm, koşarak oraya gittiğimizde gazlanmışlar bizi fark edip üstümüze gelmeye başlamışlardı, akayı arkama çekip ,laranın da yanımda olduğunu görünce gazlanmışlara çevirmiştim bakışlarımı hepsini öldürdüğümde akayın güldüğünü duymuştum, fazla mı tutmuştum sıcak ellerini? hakkım yoktu belki de... çok mu saçmalıyordum bu sıralar?, larada yandan kolumu cimciklemeyi ihmal etmiyordu ama onlarla ilgilenecek vaktim yoktu akayın elini bırakıp, dolaba doğru hızlı bir biçimde gitmiştim, dolabı açtığımda barın ve canın sarılarak durduklarını görmüştük ama tuhaf olan bu değildi, tuhaf olan barın ve canın etrafında renkli ışıkların parlamasıydı

JANMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin