14

241 21 12
                                    

lara

yavaşça gözlerimi kırpıştırmaya başlamıştım, dün çok içmemiştim belki ama üstümdeki yükle beraber fazla gelmişti bana, en azından hatırlıyordum her şeyi, geceyi kurtarabilirdik belki ama efe ve pelin e olan güvenim hiç e yakındı, deli miyiz biz bu devirde kime güvenilir? eski laraya benzemiyordum artık eskiden insanların iyi olduğunu düşünürdüm, eski dediğim ise gece ölmeden önce, gecenin ölümü ayrı bir dünyanın içine atmıştı beni

bedenimde hissettiğim yoğun acıyla yüzümü buruşturup ellerimi hareket ettirmeye çalışmıştım işte o zaman neden değiştiğimi tekrar anlamamı sağlamıştı insanlar, ellerim kollarım halatlarla bağlanmış şekilde yatıyordum, yuvarlanarak yatağın ucuna gidip barına baktım, can ve akay neredeydi? orospu çocukları götürmüş olamazdı değil mi? onlardan birine bir şey olursa çok üzülürdüm... pelin ve efe için

yataktan yuvarlanarak kendimi barının yanına attığımda onu uyandırmaya çalışmıştım, kafa attığımda gözlerini açmış direkt gözlerimin içine anlamsızca bakmaya başlamıştı

"barın! bu karaktersizler bizi bağlamış" barın ellerini hareket ettirmeye çalışıp başaramayanınca gözlerime tekrar bakmış sonra ise bağlanmış vücuduma bakmıştı

"hay ben böyle işin"

ayak sesleri duyduğumda gözlerim kapıya gitmişti, onlar gelmeden önce etrafımda sivri bir şey aramıştım ama sikeyim ki yatak odasında bir bok yoktu, adımlar bize ulaştığında kapıda dikilen efeye bakmıştık barınla

"ne yaptığını sanıyorsun sikik! can ve akay nerede" barın gürleyerek konuştuğunda acıdan gülmüştüm

" çok acizsiniz"

"biz mi siz mi? bir şey yapamayan sizlersiniz şu an ama istediğimiz bilgileri verirseniz, gideceğiz" bize yaklaşıp konuşmuştu, biliyordum bu şerefsizler geceyi öldürdüğünde onları karanlıklara boğarak öldürmeliydim, gecenin karanlığına bürünüp onların kabusu olmalıydım...

"can ve akay?"

"onlar mı onlar geceyi kurtarmaya gitti çoktan, akşam çıkmışlar sanırım" gülerek konuşup tuvalete doğru yürüdü, buradan azda olsa görebiliyorduk, silahını çıkartıp kapıda gezdirirken barın ellerini kurtarmak için çırpınmaya başlamıştı, geceye zarar verebilir miydi? o zaten gitmişti belki ama hala bir umudumuz varken onu bizden koparıp alabilir miydi, ayağa kalkmaya çalıştığımda yüz üstü gelip dizlerimi kırarak ayaklarımın üstünde durmuştum

"geceyi kurtaracak ilaç yalan değildi ama ortada gece kalmazsa her şey yalan olmaz mı?"

barına bakmadan yavaş yavaş yürüyerek kapıya ulaştım, geceyi öldürecekti? daha öldüğüne inanmadığım dostuma kıyacaktı, hızla zıplayarak yanına ulaştığımda , şaşkınca bana bakıyordu

"hırçın kız ha?"

"ne yediği belirsiz it ha?" kafa attığımda biraz sendeleyip gülmüştü, kafa atmaktan başka şansım yoktu şansım olsa bir kaşık suda boğardım hepsini, burnundan akan kanı silerken bedenimi kapıya yaslayıp gözlerim ile öldürmek ister gibi bakıyordum ona çünkü o benim son insanlık umudumu öldürmüştü , nereden geldiğini görmediğim pelin yüzüme yumruk attığında kapıya sertçe çarpmıştım

"dokunmayın lan! duyuyor musunuz!" barın kendini hırpalarken ayağa kalkamıyordu çünkü onu daha sıkı ve sanırım yatağın ayağına bağlamışlardı, elinden bir şey gelmediği için daha da parçalanıyordu sanki ama beni kurtarmasını istemiyordum onlara bir şey olmayacaksa bana olmasına razıydım

"sizi kendi ellerimle lime lime ederim!"

"sende bu hırçın kıza mı aşıksın ?" barına doğru konuşan efenin ne yaptığını anlayamıyordum amaçları neydi

JANMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin