I'm a soothing fire Chapter 18

348 45 1
                                    

Minho "Sonsuza dek benim ol" diye mırıldandı, elleri Jisung'un her iki tarafında baldırlarındaydı. Minho yalan söyleyemezdi. Genç adamın onu sarıp saçlarıyla hafifçe oynamasını ve nazikçe öpmesini seviyordu.

"Sonsuza dek seninim. Sonsuza dek seninle olmak istiyorum" Minho'nun yüz hatlarına bakarken sarışının gözleri parıldıyordu. Jisung'un sesi farklı geliyordu, gözleri belirgin bir şekilde parlıyordu ve Minho'ya verdiği öpücük de tamamen şaşırtıcıydı, daha önce paylaştıkları öpücüklerden farklıydı.

Sanki Jisung, Minho'nun tüm şüphelerini ve korkularını sadece birkaç kelime ve derin bir öpücükle yok ediyor gibiydi. Sözlerini yüksek sesle söylemeden kapatıyordu, dudaklarını uzunca bir süre için bir araya getirdi ve hatta dişlerini yumuşak bir şekilde Minho'nun alt dudağına geçirmeye cesaret etti.

Minho ellerini Jisung'un kalçalarından sırtına çıkardı - onu sıkıca tuttu ve kasıkları Jisung'unkine sürtündüğünde kazara inledi.

"Aşkım..." diye fısıldadı Jisung, nefesi Minho'nunkiyle karışıyordu. Jisung'un parmakları siyah saçları sıkıca tuttu - zaten sert olan- penisleri birbirine tekrar değdiğinde bir kez daha inledi.  

Büyük olanın parmakları küçüğün tişörtünün içinden teninde geziyor ve onu çıkarmaya çalışıyordu.

Jisung alçak sesle "çıkar şunu" dedi, Minho ise ona itaat ederek üstündeki bez parçasından kurtuldu. " Seninkini de çıkarmalısın bebeğim." Jisung'un dudaklarında dans eden bir sırıtmanın iması vardı.

Ancak giydikleri iç çamaşırları dışında giydikleri bir bez parçasının birkaç dakika sonra yerde yatmaya başlaması uzun sürmedi. Maceracı elleri, diğerinin vücudunu kendilerininmiş gibi tanımanın büyük arzusuyla açıkta kalan tenlerine dokunuyordu.

Minho tenindeki alevlerin onu tamamen yaktığını hissedebiliyordu, kafası şu anda altında olan adamı memnun etmesini söyleyen istek ve şehvetle dolup taşıyordu

Elleri hiç durmuyordu. Açıkta kalan her yerine dokundu, Jisung'un boynuna, Jisung'un omzuna, Jisung'un göğsüne, karnına adını yazıp kasıklarına bir kez daha yazdı. Jisung'un teninde şimdiden birkaç aşk ısırığı vardı; küçük ısırıklar yavaş yavaş çiçek açıyordu fakat o yıllardır kendisiyle Minho arasında yanan ateşle aynı hızda devam ediyordu.

Küçük olanın vücudu Minho'nun sıcak elleri ve deneyimli ağzı altında kıvrandı, dudaklarından yumuşak iniltiler taştı ve elleri büyük olanın siyah saçlarını sıkıca çekiştirdi. Başı dönüyordu ve gözleri baygındı, Minho'nun yaptığı şeylerden kaynaklı penisi seğiriyordu ve Minho'nun ağzından çıkan seslerle birlikte odayı iniltiler dolduruyordu. Minho durup Jisung'un daha fazlasını istemesine izin verdiğinde, dudaklarına karşı sırıtarak ona ne kadar iyi olduğunu söylediğinde paylaştıkları öpücük kadar özensiz sesler de vardı.

"Senin için... senin için harikayım." Jisung gevezelik ederken Minho boynuna ve göğsüne sulu öpücükler verdi.

"Evet bebeğim" Jisung'un hassas meme uçlarıyla oynadı, genç olanın titreyen vücudunu ve altındaki bronz, kusurlu ama pürüzsüz tenini süsleyen hickeyleri fark ettiğinde kendisiyle gurur duydu. "Sen en iyisin, en güzelsin, benim bir tanemsin. Değil mi?" Jisung başını salladı.

Jisung bir şey söylemeye çalıştı ama Minho günahkar bir şekilde ona dokunduğunda sözlerinin yerini alan gürültülü inilti yüzünden bitiremedi, bu kadar yüksek sesle inlemeyi durdurmak için alt dudağını ısırdı.

"Güzel sesler çıkarmaya devam et, kendini kasmana gerek yok." dedi Minho, başparmağı Jisung'un alt dudağını dişlerinden kurtardı ve Jisung'un emmesi için parmağını genç olanın diline bastırdı.

I'm a fire and i'll keep your brittle heart warm / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin