Herkese merhaba. Uzun zaman sonra yine burdayım, sığınağımda. Çalışıp aynı anda yazmak benim için kolay olmuyor, bu yüzden bölümleri daha kısa tutmaya karar verdim. Zira, uzun yazmak beni yoruyor. Bu yüzden erken bölüm atmaya, ama kısa tutmaya karar verdim. Böylesi daha kolay geliyor bana. Umarım anlamışsınızdır, hepinize teşekkür ederim. Keyifli okumalar^^
Bütün bir günüm koşuşturmakla geçti. Akın için elimden gelenin en iyisini yapmak istiyordum, onu yalnız bırakmak ya da yalnız hissettirmek istemiyordum. Bu yüzden her işine ilk ben koşuyordum.
Ama sanırım fazla koşmuştum, zira bacaklarım felç olmuştu. Çok fena ağrıyorlardı, topuklulara çok güzel saydırıyorlardı. Kendi kendime bir daha işe topuklu gitmeme kararı aldım. Kesinlikle sağlığım daha önemliydi, topukluları siktir edebilirdik.
"Kırma amına koyayım geldim." Kapı yaklaşık on beş saniyedir art arda çalıyordu. Geliyorum dememe rağmen hâlâ çalmaya devam etmişti. İnşallah kiracı teyze gelmemiştir. Geldiyse en çirkef yüzümü görürdü, beni fazla sinir ediyordu zaten. Belki ona güzel bir ders verebilirim.
"Ne bu tantana kardeşim noluyo-" Aniden bana sarılan vücutla donup kaldım.
"İyisin." Saçlarımı okşuyor, bana sıkı sıkı sarılıyordu. Akın'ın nesi vardı böyle?
"Akın?" Dedim onu yavaşca kendimden uzaklaştırarak. "N'oldu?" Akın yutkunarak gülümsemeye çalıştı.
"Sadece seni özledim Nisan." Elbette inanmamıştım, özlese arardı. Başka bir şey olmuş olmalıydı.
"Benim alnımda enayi mi yazıyor Akın?" Akın çapkın edayla gülümseyerek dudaklarını yaladı.
"Cık." Dedi seksi edayla, "Kısmetse benim adımı yazıyor olacak." Pekâlâ, buna uygun bir zamanda düşebilirdim, ama şu an Akın beni açık bir şekilde geçiştiriyordu. Ne olmuştu ki böylesine?
"Akın lütfe-"
"Bir şey sorma sevgilim." Dudaklarıma güçlü bir öpücük kondurdu. "Seni merak ettim, hepsi bu." Dedi boğuklaşan sesiyle. Ardından omuzlarını düşürdü. "Seni korkuttuğum için üzgünüm, amacım bu değildi inan bana." Amacının beni korkutmak olmadığını anlamıştım, anlamadığım biz ayrıldıktan sonra ne olduğuydu.
Bir şey olmuştu ama, ne?
Akın sırıtarak elini kapı pervazına yasladı. Rahat görünmeye çalışıyordu ama gergin olduğunu biliyorum zaten. Ayrıca böyle oldukça seksi görünüyordu. "Beni içeri almayacak mısın?" Gözlerimi devirerek kenara çekildim. Akın yüzündeki gülüşle içeri girdi, iyi ki evde kimse yoktu. Babanın iyi ki işi çıktı Nis. İşine sonsuz kere teşekkür ediyorum, beni bir felaketten kurtarmıştı.
"Aç mısın?" Diye sordum Akın'a. Akın başını hayır dercesine salladı. Keyfi bilirdi, ben kurt gibi açtım. "Oysa suşi sipariş etmiştim ama," Dedim Akın'ın suşiyi ne kadar sevdiğini bildiğimi saklamayarak. "Sen aç değilim diyorsan." Akın'ın yüzünde vay be bunu da mı görecektim ifadesi yarandı. Kendisi aç olmadığını söylemişti benim suçum neydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Belalı Aşk
Fiksi RemajaBabam tarafından evden atılmanın ardından İstanbul'a taşındım. Benim hikâyem, bir aşk hikâyesi mi? Belki. Ama bu hikâye benim babama kavuşma hikâyem. Benim âşık olma hikâyem. Benim, Nisan Arslan olma hikâyem. Hayallerimden asla vazgeçmeyeceğim, sevm...