Keyifli okumalar^^
Çocuklardan nefret ediyorum, tüm benliğim ve içtenliğimle. Zira Alya denen zilli tüm İstanbul'u dolaşmaya karar vermişti sanırım.
Utku holdinge gelmiş ve Akın'la tekrar küçük çaplı bir tartışma yaşamışlardı. Aralarında tam olarak ne olduğunu ben de bilmiyordum maalesef, Akın'a sormaya da çekiniyordum. Zira seni ilgilendirmez derse, ne diyeceğimi bilemiyordum.
Utku'yla Akın'ın arası ne kadar kötü olsa da, Alya amcasına düşkündü. Bu yüzden Utku kızına bakınca bakışları yumuşuyor, ve ona itiraz edemiyordu. Bana eğer istemiyorsam Alya'yı alıp götürebileceğini söylemişti. Ağlardı. Çocukların ağlamasına dayanamazdım, ama sevmezdim de.
Utku abisine kötü bakışlar atarak kızına gülümseyerek, "Nisan ablan gezdirsin mi seni bebeğim?" Ne ara ablası olduğumla ilgili hiçbir fikrim yoktu.
Alya bana bakarak dudaklarını büktü. Sanırım beni sevmemişti, hiç sorun yoktu. Duyguları karşılıklıydı. İstemeyerek de olsa başını salladı Alya. Utku kızının yanaklarına öpücük kondurarak bana bir kere daha teşekkür etti. Utku'yu ilk gördüğümde pek sevmemiştim, baba olduğunu da bilmiyordum. Ama kızına olan sevgisi çok saf, çok masumdu. Bu da ona sempati duymama neden oluyordu. Baba olan bir kişi ne kadar kötü olabilirdi ki? Belki de Utku, Akın'dan önce evlendi diye küsmüşlerdi? Küsmek mi? Ne alakası var Nis, ayrıca hiç küs gibi durmuyorlar kesin daha büyük bir şey var. Olabilirdi. Ama bunu nasıl öğrenecektim? Dedikodu Nis, insanların ağzını ara biraz. Dedikodu ayıptı bi' kere, ama pekâlâ başka kimden öğrenirdim ki? Akın'a sorsam? Şansını dene tabii. Deneyecektim. İlk Akın'a soracaktım, anlatmasa da irdelemeyecektim, kendisi bilirdi.
"Dondurma istiyorum ben." Dedi sayın Alya Uyar tüm gıcıklığıyla. Sabahtan beri yemediği bir ben kalmıştım sanırım, çok yorulmuştum.
"Pekâlâ," Dedim pes ederek. Zira istediği her şeyi yaptırıyordu. Bir veletin köpeği olmuştum! Akın yeğenine velet dediğini duysa ne der acaba? Bilemiyorum, ağzıma sıçma ihtimali de var tabii. Ya da pişkin pişkin sırıtırdı, ki bence, bu daha sinir bozucuydu. Lunaparktan bile soğutmuştu beni!
"Atlıkarıncaya binelim." Dedi.
"Şimdi bindik ya?" Dedim hayretle.
"Yine istiyorum ben."
Ağzımın içinde, "Para beleş bokunu çıkar tabii." Dedim.
"Efendim?" Dedi yüzüme bakarak. Tırnaklarımı yüzüne geçirmeyi düşünsem de Akın için vazgeçtim. Hepsi senin için Akın.
"Binelim diyorum." Alya neşeyle ellerini birbirine çırptı. Böyle tatlı halleriyle oldukça sevimli görünüyordu, ama görüntü aldatıcıydı. Şımarıktı. Açgözlüyüdü bi' de. Pekâlâ, daha çocuk olabilirdi ama yine de sinirlerimi bozuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Belalı Aşk
Genç KurguBabam tarafından evden atılmanın ardından İstanbul'a taşındım. Benim hikâyem, bir aşk hikâyesi mi? Belki. Ama bu hikâye benim babama kavuşma hikâyem. Benim âşık olma hikâyem. Benim, Nisan Arslan olma hikâyem. Hayallerimden asla vazgeçmeyeceğim, sevm...