Bölüm 8

5.2K 298 131
                                    



"Baha uyan! Baha hadi uyan güzelim hadi." Zorlukla gözlerimi açmıştım. Yattığım yerden hızla doğruldum. Ata omuzlarımdan tuttu. Derin derin nefes alıp vermeye başladım. Ata yanıma uzandı ve bardağa su doldurup verdi. Titriyordum. Suyu içmeme yardım etti. Endişeyle bana bakıyordu. "İyi misin? Abi diye sayıklıyordun. Doktora gitmek ister misin?" başımı iki yana salladım. "Ne olduğunu anlatmak ister misin?" yüzümü sıvazladım. Gözlerim ıslaktı. Hala gördüğüm kabusun etkisindeydim. 

"Agah Albay geliyordu. Arkasında sağlık ekibi ve bir grup asker ile. Bana Selim abimin şehit olduğunu söylüyordu. Ben yıkılıyordum. Talha, Egemen abim, siz, Tim ve daha birçok kişi vardı cenazede. Babamın yanına defin ediyorduk abimi. Çok gerçekçiydi. Bir gün gerçekten abimin şehit haberini getirseler ne yaparım bilmiyorum. Selim abim babamızın şehit olmasından bu yana hep bize baba oldu. Anne, baba, abi, kardeş her şey oldu bize. Babamdan sonra korktuğumda, üzüldüğümde, mutlu olduğumda ilk abime koştum ben Ata. Rüya olsa bile abimin ölüm haberi çok kötü." Gözyaşlarım tekrardan akmaya başladı. Ata beni kendine çekip sarıldı.

Başımı göğsüne koyup ağlamaya devam ettim. Bir süre öyle kaldık. İlk ben geriye çekildim. "Ata senden bir şey isteye bilir miyim?" Başıyla onayladı beni. "Benimle yatar mısın? Buna ihtiyacım var." Ata başta şaşırdı ama çabuk kendine geldi. "Ta-tabi yatarım. Neden yatmayayım ki?" heyecanlanmıştı. Bu haline kıkırdadım. Yatağın diğer tarafına kaydım. Ata da hemen yanıma uzandı. Ne tepki vereceğini bilmediğim için biraz çekinerek sarıldım. Başımı göğsüne koydum. Kasıldığını hissettim. Bir iki dakika sonra kollarını bana sardı. Bir eliyle saçlarımı okşuyordu. Mayışmaya başlamıştım. Kısa sürede uykuya daldım.


-Sabah-

Başımda birilerin dikildiğini hissediyordum. Kıkırtılar ve fısıldaşmalar duyuyordum. Kaşlarımı çattım. Elimi yastığın altında ki silahıma uzattı. Kabzasını kavradım. Gözlerimi açıp olduğum yerden doğruldum. Karşımda Yamaç, Yağmur, Barlas, Aslı yenge, Nazlı Hanım, Atalay Bey ve küçük Berk' i görmeyi planlamıyordum. Yastığın altında olan elimi yavaşça çıkardım. Ellerimle gözlerimi ovaladım. Aslı yenge tedirgince konuştu. "Biz mi seni uyandırdık?" Başımı hayır anlamında salladım. "Uykum derin değildir. En ufak sese uyanırım. Hem iyi oldu. Çok yatmak bana göre bir şey değil." Yanımda hareketlilik hissettiğimde oraya döndüm. Dün gece yaşadıklarım tek tek zihnime düşmüştü. Ata benimle beraber yatmıştı. Zor anımda yanım da olmuştu. İstemsizce gülümsedim.

Ata uyanıp yerinden kalkıp dikleşti. Uyku mahrumu sesiyle konuştu. "Ne oluyor burada? Neden herkes buraya toplandı?" Atalay Bey huysuz bir tonda konuştu. "Herife bak. Hem kızımla uyuyor. Hem de neden buradasınız diye soruyor. Nazlı ben bunu dinlene dinlene döverim." Atalay Beyin tatlı sitemine istemsizce kahkaha attım. Telefonumun çalması ile telefonuma uzandım. Herkes bana dikkat kesilmişti. Ata arayanın kim olduğunu görmeye çalışıyordu. Agah Albayın oğlu Samet abi arıyordu.

"Sen beni arar mıydın Samet Bey?

Samet abi kahkaha attı.

"Aşk olsun kız çiroz. Ben seni arayıp sormadan durur muyum?"

Güldüm ve yataktan kalktım. 

"Bir ben çiroz değilim Samet abi. İki hayırdır senin işin düşmediği sürece beni aramazsın."

Ata, Barlas, Yamaç üçlüsünün kaşları çatılmıştı abi deyince. Samet abinin konuşmasıyla ona döndüm geri. 

"Askeriyeye gelmen lazım. Acil bir durum varda."

VATAN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin