Bölüm 25

1.1K 66 4
                                    


Evde dönmüştük. Giray odada yatıyordu, bizde salonda oturuyorduk. Gözüm halıda ki desenlere takılmıştı. "Kızım iyi misin?" Başımı salladım. "11. yaş doğum günümdü. Babamın gelmesini bekliyordum. Bütün gün annemin peşinde etraf da dolandım. Beraber pasta yaptık. Doğum günüm diye okula da gitmemiştim. Zaten okulların kapanmasına 2 hafta falan vardı. Abimleri de deli gibi özlemiştim. Ama en çok da babamı. 3 aydır görmüyordum. Çok nadir telefonda konuşuyorduk. O da birkaç dakika. Çok değil. Ama babam söz vermişti bana. Doğum günümde yanımda olacağına dair." Gözümden bir damla yaş düştü. Yüzümde buruk bir tebessüm peyda oldu.

"Gelmedi. Gece saat 12' ye kadar beklemiştim ama gelmemişti. Sonunda uykuya yenik düşmüştüm. Sırf babam maviyi seviyor diye o gün mavi bir elbise giymiştim. İnce ip askılı, belinde ipi vardı. Üstü hafif dar altı fırfırlıydı. O elbisemi çok severdim. Çünkü babam maviyi seviyordu. Annemin gözleri maviydi. Babam hep annemi 'Okyanus Gözlüm' diye severdi. Beni de 'yeşillerinde nefes aldığım'. Anne kız aynı adama aşıktık. Ve bana hep bütün huylarını annenden almışsın derdi. Çok sevinirdim buna. Annemin kızı olmak gurur vericiydi. Gece saat 2 de gelmiş babam. Üstünü değiştirip, duş almış. Annem bana 'Benim yüzüme dahi adam akıllı bakmadı o gün. Tek düşündüğü sendin. Kızının doğum günün de söz vermesine rağmen olmayışı onu her şeyden çok yaralamıştı. Gözlerinde gördüm bunu. Üstünü değiştirip duş aldı eve girer girmez. 15 dakika sürdü hepsi. Hemen senin yanına yattı ve seni kucağına aldı. Sen de babanı hissetmiş gibi göğsüne sindin. O görüntü için canımı bile verirdim.' dedi." 

Başımı kaldırdım. Selim abim ile göz göze geldim. Abim dolu gözleri ile şefkatle baktı bana. "Biz beraber uyumuşuz bütün gece. Hatta sabah saat 12' ye kadar beraber yatmışız. Uykuya düşkün değildim hiçbir zaman. Ama babamla uyuduğum zaman bütün gün uyusam yetmezdi. Sonra ben uyandım. O tanıdık ferah ve tarçın kokusu burnuma geldi. Gözlerimi hızla açmıştım. Sanki rüyadaydım. Bütün gün babamı beklemiştim. Ve uyandığım da karşımdaydı. Hatta beraber yatıyorduk. Ayağa kalkıp yatakta zıplamaya başlamıştım. Babam geldi diye de bağırıyordum. Babam benim gürültüme uyanıp yerinden doğrulmuştu. Belimden tutup yatağa geri yatırmış ve beni gıdıklamaya başlamıştı.

Hiç olmadığım kadar mutluydum. Abimler ve annem bizi kapının önünde izliyormuş meğerse bizim boğuşmamız sırasında. Sonunda babam beni gıdıklamayı bırakınca nefeslendik bir iki dakika. Başımı kaldırdığım da annemleri görmüştüm. Yerimden doğruldum ve kollarımı uzattım annemlere. Benim bir huyum vardı. Babam ve annem şehit olana kadar annem ve babamın beni sürekli kucağına almasını isterdim. Annem yanıma yaklaşıp beni kucağına aldı. Abimler de geldi. Hep beraber sarıldık. O gün babam beni banyo yaptırıp üstümü giydirdi. Yine aynı elbisemi giymiştim. Babam gelmeden kesmem dediğim pastayı kesmiş ve bütün gün babam ile vakit geçirmiştim. Hatta gece babamın göğsünde yatarken ona eğer bir gün evlenirsem senin gibi birisi ile evlenicem demiştim. Aynı senin gibi asker olan birisi ile evlenicem demiştim. Babam da bana asker ile evlenme demişti. Bir ömür beklersin onu demişti. Sen nazlı büyüdün, nazın ile oynayamaz dağın tepesinde demişti. Babam ne kadar güçlü olsa dahi söz konusu ben olunca güçsüz bir adama dönüşüyordu.

Başımı sallamıştı. Seni bir ömür bekleyeceğim evleniceğim adamı da beklerim demiştim. Hem sen annemle nasıl ilgileniyorsan o da benimle öyle ilgilenir demiştim. Babam gülmüştü. Daha sıkı sarıldı ve öyle olsa dahi beni kimselere vermeyeceğini söylemişti. Şehit haberi geldiği gün bugün aklıma gelmişti ilk. Bir daha baba sevgisi göremeyeceğimi kimsenin babam kadar nazım ile oynamayacığını onun kadar sevmeyeceğini düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. Selim abim baba oldu ilk sonra da Egemen abim. Sonra bir şekilde hayatıma Talha girdi. O beni çok sevdi. Dağın tepesinde bile nazımla oynadı gün gelince." Sustum. Abimden gözlerimi çektim babama çevirdim gözlerimi. "Sonra hayatıma oğlum girdi ardından da siz. Ben tekrardan anne, baba sevgisi gördüm. Biyolojik babam babam kadar beni sevdi ilgilendi. Giray' ın lösemi olduğunu duyduğumda nefesim kesildi ve babama ihtiyacım olduğunu hissettim.

Giray' ın odasına girip yanına uzandığımda kendi kendime dedim ki. Baha sen bir babanı kaybettin ama. Senin bir baban daha var. Ona sığın. Onun kanatları altına gir. Bu sefer de o seni koruyup kollasın. Seni koruyacak kişisi arttı. Düştüğünde kaldıracak kişisi arttı. Bırak düş. Baban, eşin, abilerin seni kaldırsın. Ama şimdi daha çok nazımla oynaman gerekiyor baba. Haberin olsun." Hepimiz hafifçe güldük. Babam yerinden kalıp önüme geldi ve diz çöktü. Ellerimi ellerinin içine alıp öptü. "İste kızım. Sen yeter ki iste. Ben sana her şey olurum. Yanında durmamı istersen dururum, elini tutmamı istersen tutarım, sen ne istersen o olur, sen ne istersen onu yaparım. Seni büyüten babanın yerine geçemem hiçbir zaman, yerini de dolduramam ama senin istediğin gibi bir baba olmak için her şeyimi veririm. Canımı iste şu an veririm. Sadece senin için değil. Selim, Egemen, Talha ve Giray için. Benim üç oğlum daha oldu kızımla beraber. Bir de yakışıklı mı yakışıklı bir torunum."

Göz yaşlarımı daha fazla tutamamış ağlamaya başlamıştım. Kollarımı babamın boynuna sardım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. "Canım yanıyor baba. Canım yanıyor. Nefes alamıyorum. O daha çok küçük. Benim oğlum daha çok küçük. Kaldıramaz bedeni. Canı çok yanar. Daha çok küçük benim oğlum." Babam daha çok sarıldı bana. Saçlarımı okşuyordu bir yandan da. Ben ise hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum. Ama en son hatırladığım şey babamın kolların da ağlarken uyuya kaldığımdı. 





Uyyhh ben geldim uzun bir aradan sonra. 

Görmek istediğiniz bir sahne var mı?

Sizi seviyorum kendinize iyi bakın. Öpüldünüz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VATAN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin