"Gerçekten iyi hissetmiyorum Mark. Yalnız kalmak istiyorum." Bitki çayınından bir yudum daha alıp sehpaya bıraktı."Ama güzel bir gece olacak, inan bana. İçeceğiz, eğleneceğiz." Gulf onun neşeli hallerini bile şu an çekecek durumda değildi.
"İstemiyorum, sen git."
Mark gözlerini devirip derin bir iç çekse bile bir şey söylemedi.
Dedesinin yanında döneli bir hafta olmuştu ve bir haftadır hiç tadı tuzu yoktu. Okul tatil olduğu için uğraşacak bir şeyi de yoktu. Bütün gün evde pinekleyip duruyor sürekli yemek yiyordu. Kilo bile aldığını düşünmüştü.
Mark hazırlanmak için lavoboya gittiğinde oturduğu koltuktan kayıp yatış pozisyonuna geçti. Büyük ihtimal birkaç dakika sonra uyuya kalacaktı.
"Cidd ciddi gelmiyor musun yani?"
Mark'ın son ısrarcı çırpınışları Gulf'ın gülümsemesine neden oldu. "Ciddi ciddi gelmiyorum, git ve benim yerime de eğlen."
Ona göz kırpıp koltuktan yan döndü.
Mark "Beni bekleme, geç gelirim." dedi ve sonunda evden çıktı.
Gulf sesini çıkarmadan gidişini izledi. Evin sessizliği ile baş başa kaldığında gözlerini kapattı ve bir süre öyle kaldıktan sonra tekrar açtı. Kimseler olmayınca kendini dinliyorsun, kendi dertlerine kulak veriyorsun, kısaca kendini anlamaya çalışıyorsun. Fakat sessizlik kimi zaman çok rahatsız ediyordu Gulf'ı. Bir bakıyor, onca şey üst üste gelmiş hayatında ama o öylece duruyordu. Canı yanıyor, yaraları kanıyor ama hala dik durma gayretinde. Sessiz olunca daha bir acı oluyordu gerçekler.
Yerinden kalkıp camdan dışarı baktı. Kapkaranlık gece dertlerin üzerine örtülmüş bir örtü gibiydi. Pislikleri gizleyen, dertleri gizleyen.. Hemen hemen her şeyi gizleyen bir örtü gibi. Ürkünç olmasına rağmen huzur verici. Güvende hissediyordu.
Işıklar titreştiğinde başını kaldırıp tavana baktı. Hayır..hayır lütfen tahmin ettiğim şey olmasın..
Salon karanlığa hapsolduğunda kalbi boğazından çıkacak gibiydi. Karanlığı çocukluğundan beri sevmezdi ve korkardı. En korktuğu şey karanlık olabilirdi belki de.
Pencerenin pervazına tutundu ve derin nefesler almaya çalıştı. Akşam esinsisi yüzüne çarparken tamamen karanlığa bürünmüş olan sokağa baktı.
Sakin ol, munlar biraz ileride. Git al ve yak. Çok basit.
Gökyüzünden yansıyan ay eşliğinde ve korku tüm bedenini sarmışken mumlara doğru ilerledi. Titreyen elleri çakmağı çakmaya çalışırken eğer biraz daha devam ederse yakamayacağını biliyordu. Gözlerini yumup derin bir nefes verdi ve kendini sakinleştirmeye çalıştı. Yeniden denediğinde nihayet başarılı oldu ve mum yandı.
Mumu sehpanın üzerine bırakıp geriye doğru yaslandı ve gözlerini yumdu. Hızla inip kalkan göğsü durulmaya başladığında gözlerindeki ıslaklığı hızla sildi. Bu aralar fazla sulu göz olmuştu ve artık ağlamak istemiyordu. Kendine bunu yakıştıramıyordu.
Kapının çalındığını duyunca gözleri hızla açıldı. Yerinden kalkarken tak tak sesleri arttı, gelen kişi oldukça ısrarlıydı. Kapıya vardığında delikten baktı ancak karanlık olduğu için kim olduğunu göremedi.
"Kimsin?" dedi. Bir süre ses gelmedi.
"Benim," tanıdık sesi duyunca tüyleri diken-diken olmuştu. Sertçe yutkundu.
"Ne istiyorsun?" ses tonunun dümdüz çıkmasına özen gösterdi.
"Buldum seni," derken sesindeki rahatlama alt dudağının titremesine neden oldu. "Buldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream - MewGulf
General FictionHayatının en kötü günlerini rehabilitasyon merkezinde yaşamış olabilirdi.. Aynı zamanda en güzel günlerini de geçirmişti.. Nasıl mı..? Keyifli okumalar. 🤍