Bir hafta oldu. Haziran bitti. Mark gitti. Mew gelmedi. Düşünceleri onu delirtirken kimse destek olmadı ona. Sadece Love bir gün önce uğramıştı. Mark'ın onu aradığını ve sesinin çok kötü olduğunu söylemişti.Gulf Love'a olanlardan tabii ki bahsedememişti. Love dayanamayıp aldı karşısına onu, derin bir iç çekti ve konuştu:
"Gulf...Yapma ne olur. Yine eskisi gibi bakıyorsun, gözlerindeki kırgınlık kalbime dokunuyor. Neden kendine işkence ediyorsun? Bir konuşsun, bir dinlesen onu."
Gulf hiçbir şey demedi. Sadece sustu. Anlatacak kadar ne gücü vardı ne de cesareti. Love, Gulf'ın konuşmayacağını anlayınca bir süre üzgün gözlerle onu izledi ve sonra başını sallayıp yüzünde buruk bir ifadeyle gitti.
Söyledikleri hala zihninde dolanıp duruyordu, tıpkı diğerleri gibi. Çok düşünmekten delirecekmiş gibi hissediyordu. Üstelik bugün onun doğum günüydü..Arkadaşları dışında arayan kimse olmadı. Mew ısrarla arar diye düşünüyordu ama o da aramadı.
Saat on ikiyi geçtikten sonra ilk arayan dedesi olmuştu. Onunla her konuştuğunda dolan gözleri dün gece de dolmuştu ama tek bir farkla. Dedesi telefonu kapattığında hıçkırarak ağlamaya başladı. Kendini durduramıyordu.
Küçük bir umut, çok küçük bir umut babasının onu aramasını beklemişti. Bilseydi eğer, çocukken pastasını üflerken bir an önce büyümeyi dilemezdi.
Telefonun titreşim sesi tüm salona yayıldığında doğruldu ve sehpanın üzerinden aldı. Babası arıyordu.. Şaşkınlıkla bir süre ekrana baktı. Demek şimdi aklına geldim?
Telefonu açtı ve hiç konuşmadan bekledi.
"Alo, Gulf?" Duymayı beklediği ses kulaklarına dolmadığında yutkunamadı.
""Gulf, duyuyor musun?" Kadın tekrarlandığında telefonu kapatmak istedi ancak kapatmadı.
"Duyuyorum." dedi net bir sesle. Derin bir nefes aldığını duymuştu.
"Baban kalp krizi geçirdi. Hastanedeyiz."
Hızla oturduğu yerden kalktığında ani kalkışından ve dün geceden beri uyuyamadığından dolayı başı dönmüştü. Bir an vardır ya hani, tüm tüyleri diken diken olur, sırtından aşağı soğuk bir ürperti dökülürken cayır cayır yanmaya başlar, ellerin titrer, dizleri tutmaz.. İşte öyle bir andaydı Gulf.
"Gulf? Merak etme, şu an ameliyatta. Birazdan biter ve çıkar, hemşireler iyi diyor. Panik yapma tamam mı?"
"Ha-hangi hastane?" Boğazında oluşan düğüm yutkunmasına bile izin vermiyordu. Adresi aldıktan sonra hemen odasına koştu ve üzerine bir şeyler geçirip evden çıktı. Bir taksiye atlayıp hastanenin ismini verdi ve arkasına yaslandı. Bazı zamanlarda, kötü olaylar olduğunda insanlarda saçma bir soğukkanlılık olur. Çok üzülür, çok perişan olur. Ne yapacağını bilemez, ağlamak ister ama ağlayamaz. Tüm hislerini içine gömüp güçlü durmaya çalışır. Bir o yana bir bu yana koşturup durur, unutur tüm acılarını ya da unutmuş gibi yapar.
Parayı verip taksiden indiğinde danışmadaki kadına babasının ismini söyledi. Kadın kontrol etti ve yerini söyledikten sonra koşa koşa merdivenlerden çıktı. Gulf kendini aptal gibi hissediyordu, insanlar elinin tersiyle iterken onu, o hayatının merkezine koyuyordu onları.
"Gulf." Koridor da duyduğu sesle başını kaldırdı. Üvey annesi ve dedesi oradaydı. Onu görmezden gelip dedesinin yanına ilerledi ve sıkıca sarıldı. Geri çekildiğinde ağladığını fark etti. "Yapma böyle dede, sen güçlü olmalısın." dediğinde burnunu çekti ve toparladı kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream - MewGulf
General FictionHayatının en kötü günlerini rehabilitasyon merkezinde yaşamış olabilirdi.. Aynı zamanda en güzel günlerini de geçirmişti.. Nasıl mı..? Keyifli okumalar. 🤍