GünümüzGulf ağzındaki lokmayı çiğnerken elindeki çatalı tabağın kenarına koydu ve bakışlarını tabaktan dedesine çevirdiğinde onunda kendisine baktığını fark etti. Gözleri birbirlerine değdiği an o aşina olduğu gülücük belirdi.
"Çok büyümüşsün, en son gördüğümde küçücük bir çocuktun." Dedi ses tonundaki hüzne engel olamazken. Gulf duygularını bir kenara itip gülümsedi.
"Zaman hızlı geçiyor dede, sen neler yapıyorsun?"
Berm suyundan bir yudum aldı. Dudaklarını birbirine bastırıp bir süre uzaklara baktı. "Bir şey yapmıyorum, belki inanmayacaksın ama hep seni düşündüm. Başına gelenleri düşündüm oğlum, sen bunların-"
Gulf elini havaya kaldırıp gülümsemeye çalıştığında susmak zorunda kaldı.
"Bunları konuşmasak daha iyi olur, ben eskilerden bahsetmek istemiyorum. Geçmişin bir önemi yok tamam mı?" Yaşlı adam, genç çocuğun gözlerindeki hüzün bulutlarına rağmen gülümsedi. "Peki oğlum,"
Çatalını yeniden eline alıp yemeğe devam etti. İyi görünmeye çalışıyordu, aslında gerçekten iyiydi, ta ki onu görene dek. Dedesi ile yüzleşecek olmak fikri ilk başta çok güzel gelmişti, babasıyla arasında kalan tek bağ dedesiydi ve onunla görüşmediği anlarda kendini kötü hissediyordu. Dedesi ne zaman yardım etmek istediğinde onu elinin tersiyle ittiği için kötü hissetmişti.
"Daldın yine oğlum, yemeğini soğutuyorsun."
Dolan gözleri ile ona baktı. "Bana çok kızgın mısın?" dedi kendine engel olamazken. Biliyordu, kızgın olamazdı ona ancak ondan duymaya ihtiyacı vardı.
"Asla, sana asla kızgın değilim. Aksine sana bunları yapana kızgınım."
Gulf dudaklarını yaladı ve boğazında oluşan yumruyu yuttu. "Biraz hava almam gerek." Çatalı tekrar aynı yere bırakıp bahçeye çıktı.
Bahçenin kapısını açıp dışarı çıkarken akşam serinliği gözlerini yummasına neden oldu. Bu hissi seviyordu. Göz yaşları birer birer dizilirken gözlerine her zaman olduğu gibi yine ağlamamak için tırnaklarını avuç içine geçirdi.
Yıllardır unutmaya çalıştığı o anlar zihninde yeniden canlanmaya başladığında nefes alamıyormuş gibi hissetti. Birkaç sarsak adım atıp evden uzaklaştığında ortada duran sandalyelerden birine oturdu ve gözlerini ilerde duran koca ağaca dikti.
Ocak,2014
"İçmek istemiyorum! Buradan çıkmak istiyorum! Bırakın beni ne olur." Göz yaşları derin iç çekişlere dönerken bir krizin eşiğindeydi.
"Sakin ol Gulf, burası sana iyi gelecek sakin ol." Üç kişi birden kollarından tutmaya çalışırken çırpınacak gücü kalmamıştı.
"O iğneyi yapmayın bana ne olur," Damarlarında süzülen ilaç anında etki etmeye başlamıştı. Gözleri kararıyordu.
"Çıkarsınlar beni buradan, lütfen, Baba." Göz yaşları aralıksız gözlerinden süzülürken tüm gücü çekilmiş gibiydi.
Bilinci yerindeydi ancak ne konuşabiliyordu ne de haraket edebiliyordu. Bulanık gören gözlerini odada gezdirip beyaz duvarlara bir lanet daha savurdu.
"Git-gitmek," dedi zar zor. "İsti-istiyorum." Tarifi imkansız bir acı geziyordu tüm damarlarında.
Gulf'ı yok eden bir acı.
Günümüz
Arkasından gelen adım seslerini işitince gözlerini daldığı noktadan ayırdı. Kaç saattir ordaydı hiçbir fikri yoktu. O ağaca boş bakıyordu, zamanında kullandığı ilaçlar onu bu hale getirmişti. Bir an boşluğa takılıp kalıyor, öylece duruyordu. Dakikalarca, belki de saatlerce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream - MewGulf
Ficción GeneralHayatının en kötü günlerini rehabilitasyon merkezinde yaşamış olabilirdi.. Aynı zamanda en güzel günlerini de geçirmişti.. Nasıl mı..? Keyifli okumalar. 🤍