Gulf sabah olmayan iştahıyla kahvaltı ederken düşünmeden duramıyordu. Dün olanlar, ona söyledikleri, hissettirdikleri, yabancı kaldığı o hisleri yeniden anımsadığında tüylerinin diken diken olmasına engel olamıyordu. Akşam onunla bulaşacağım için neden heycanlıyım ki? Alt tarafı Mew. Hala affedemediğim, belki de asla affetmeyeceğim Mew.Elindeki kahve fincanını sehpaya bırakıp arkasına yaslanacakken çalan telefonu tüm rahatlığını bozdu. Derin bir iç çekip telefonu eline aldığında Mark'ın aradığını gördü. Boğazını hafifçe temizleyip telefonu açtı.
"Alo, Gulf?""Efendim?" sesini sabit tutmaya çalışıyordu. Ona ne kadar kızgın olursa olsun, özlemişti. Mark bir süre sessiz kaldı.
"Görüşebilir miyiz? Seni görmem lazım." Ses tonu oldukça sessiz ve çaresiz geliyordu.
"Mark, ben-"
Mark onun itiraz edeceğini anladığında sözünü kesti hemen. "Lütfen itiraz etme. Kendimi iyi hissetmiyorum. Yanlış şeyler yapmaktan çok korkuyorum. O lanet şeyden uzaklaştıktan sonra, şimdi yeniden başlayamam. Ne olur.." Gulf'ın gözleri irice açılırken hızla ayağa kalktı.
"Kullandın mı? Hayır de Mark! Lütfen hayır de.. Kullandın mı!"
Ses tonu gittikçe yükselirken Mark'ın sessiz kalması onu daha da korkutmuştu.
"Kullanmadım. Seni görmem lazım."
Mark ağlamaya başladığında gözlerini sıkıca yumdu. Bu anlar çok nadir olurdu.
Gulf ne kadar sinirli olursa olsun onu kaybetmek istemezdi ve zar zor kurtulduğu o haplara yeniden başlamasına neden olmak istemezdi. O yüzden onunla buluşmayı kabul etti.
Hazırlanıp evden çıktığında içinde kocaman bir boşluk oluşmuştu. Kalbinin tam ortasında. Tişörtünü yakasını çekiştirip biraz daha nefes almaya çalıştı. Hızlı ve derin nefesler.
O günler aklına geliyordu ve sanki uyuşturucunun tadı aklına doluyordu. Elleri uyuşmaya başladığında yumruklarını sıktı. Kendini sakinleştirmek için kendi kendine konuşmaya başladı.
O günler geride kaldı.. bitti hepsi. Sen unuttun.. Uyuşturucuya ihtiyacın yok. Hayatın normale dönecek, belki biraz eksik olacak ama iyi olacaksın.. ona ihtiyacın yok. İyisin Gulf. Çok iyisin.
Kendi kendine telkinleri bittiğinde kafeye geldiğini fark etti. Kapıyı ittirip içeri geçti ve köşede oturan Mark'ı gördüğünde ona doğru ilerledi.
Mark onu görür görmez ayağa kalktı ve yanına gidip sıkıca sarıldı. Gulf çözülmemek için kendini zor tutuyordu.
"İyi ki geldin," Başına öpücük kondurup geri çekildi ve masaya ilerletti.
Dakikalarca hiç konuşmadan oturdular. Gulf'ın zaten kelimeleri bitmişti, onun ise anlatmaya cesareti yoktu.
"Gulf.. bak ben özür dilerim ama bunun hiçbir şeyi telafi etmeyeceğini biliyorum. Sen o gece kapıyı kilitlediğinde ben çok kötü oldum, sen bana güvenmediğinde ben öldüm, anlıyor musun beni? Benim için ne kadar değerli olduğunu tahmin dahi edemezsin. Belki işe yaramayacak ama özür dilerim." Gözleri her cümlede biraz daha doluyordu.
"Mark.. bu, bu çok kötü. Senin böyle bir şey yapabilme ihtimaline bile inanmak istemiyorum. Bunu nasıl yok sayabilirim bilmiyorum. Benim için birçok insandan daha önemlisin ama bu nasıl kabul edilir? Yenilir, yutulur bir olay değil.." Mark gözlerini kaçırdığında uzanıp omzuna dokundu. Dudaklarını ısırdı.
"Yine de kalbim seni seviyor ve görmezden gelecek tüm bu olanları.. Çünkü sen onun gibi değilsin." Mark'ın gözleri umutla baktı ona. Elleri titriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream - MewGulf
General FictionHayatının en kötü günlerini rehabilitasyon merkezinde yaşamış olabilirdi.. Aynı zamanda en güzel günlerini de geçirmişti.. Nasıl mı..? Keyifli okumalar. 🤍