Dün akşam yüklediğim bölümün bildirimi çoğu kişiye gitmemiş.. Okumayan varsa haberiniz olsun🤍 Bu bölümü bilerek kısa tuttum ve Mark'a odaklandım biraz. Keyifli okumalar🤎
***
"Gulf, her yerde seni arıyordum!"
Gulf duyduğu sesle irkilirken yolun ortasında olduğunu fark etmişti. Dalmıştı, hem de çok eskiye, maziye.
"Ne var? Eve gidiyordum." dedi umursamaz bir şekilde. Sesi, kendine bile yabancıydı. Mew derin bir nefes aldı.
"Yolun ortasında mı?" Elleriyle etrafı gösterdiğinde Gulf gözlerini devirdi ve arkasını dönüp ilerledi. "Tamam tamam, söz konuşmayacağım. Sadece seni evine bırakacağım."
Olduğu yerde durdu ama arkasını dönmedi. Belki de dönmeye cesareti olmadığındandı... Birkaç dakika önce yaşadıkları şey gözlerinin önüne geldiğinde yanakları kızarmıştı.
"Kendim gidebilirim." Yürümeye devam ettiğinde onunda peşinden gittiğinden adı kadar emindi. Nefes sesini ensesinde hissedebiliyordu..
"Yapma lütfen, hem geç oldu. Taksi geçmez buradan. Onca yolu yürüyecek misin?"
Yine durdu ve bu sefer ona döndü. Durmasıyla beraber bedenleri çarpıştı. Bu kadar yakınında olduğunu düşünmemişti.
"Hemen gideceksin." dedi katı bir sesle. Mew'un gözleri küçük çocuk mutluluğuyla parlarken başıyla onayladı.
Gulf yeniden onu arkasında bırakıp arabaya doğru yürümeye başladı. Tüm yol boyunca camdan dışarıyı izlerken onun ara sıra bakışlarının üzerinde olduğunu hissedebiliyordu. Yine de sesini çıkarmadı, çünkü enerjisi yoktu. Gözleri kapanmak üzere direnirken o da açık tutmak için direniyordu.
"Geldik, seninki camda bekliyor." Sesiyle beraber kendine geldi. Başını uzatıp baktığında Mark'ın camdan baktığını gördü.
"Senin kahramanlığın burada bitiyor, hoşça kal." diyip arabadan indi. Mew peşinde hızla indiğinde tek kaşını kaldırarak ona baktı. Resmen sabrını zorluyordu. "Mark'ı ziyaret edeceğim."
Açıklaması, ufak, alaylı bir kahkaha atmasına neden oldu. "Evine git Mew."
Sinirle homurdandı ve evine ilerledi. "Geleceğim."
Gulf sabır dolu bir nefes alıp apartmandan içeri girdi ve merdivenlerden çıkmaya başladı. Engel olacak kadar enerjik değildi.
Merdivenleri çıkıp evine vardığında Mark kapıda karşıladı onları. Ona omuz çarpıp içeri girdi ve ayağında ayakkabıları bir kenara fırlattı.
Arkasına dönüp baktığında Mew ve Mark'ın fısıltıyla bir şeyler konuştuklarını fark etti. Mark izin vermedi ama Mew onu ittirerek içeri girdi. Gözleri hemen Gulf'ı bulmuştu. Öyle bir şey ki, sanki çok kalabalık bir ortama bile girseler, ikiside başını kaldırdığı anda birbirlerinin gözlerini görebileceklermiş gibi.
"Mew, seni bıraktıktan sonra gideceğim demiştin ama hala burda mısın?" diyerek etrafı gösterdi Gulf.
Mew bir şey söylemedi ve gözlerinin içine baktı uzunca. Gulf yutkunmak zorunda kalmıştı. Mark hızla araya girdi. "Duydun, artık gitme vakti kardeşim."
Mew'un gözleri Gulf'ın gözlerine odaklıyken sanki bir anda renk değiştirdi koyu kahve gözleri. Sonra odak noktası Mark'a kaydı.
Gulf Mark'ın sinirli halini biliyordu ama, Mew'u ilk defa sinirli görmüştü. Yani.. Bu derece sinirli, ilk defa.
"Sen karışma!" dedi dişlerinin arasından. Sesinin soğukluğu Gulf'ın ürpermesini sağladı. Mark ona doğru bir adım attığında Gulf da onlara doğru bir adım attı. "Ben karışabilirim ama, sana söz hakkı düştüğünü hiç sanmıyorum."
"Niye? Kimsin sen? Sana bu hakkı veren ne?"
Gulf onlara yaklaşarak sinirle konuştu. "Hey, tamam. Çok yorgunum ve uyumak istiyorum. Kesin ikiniz de." dediğinde ikiside kısa bir an ona baktı ama hiç beklemediği bir anda Mark'ın yumruğu Mew'un suratında patladığında şaşkınlıkla bağırdı. "Mark! Ne yapıyorsun!"
Mark onu umursamadan geriye doğru sendeleyen Mew'un yakalarından tutup duvara yapıştırdı. "Sen terk etmedin mı bu çocuğu?! Sen yüz üstü bırakmadın mı! Nasıl onun peşindesin hala?!" Her cümlesinde biraz daha sarstı.
"Mark bırak lütfen!" Gulf'ın söylediklerini duymuyordu bile. Onlara doğru tam bir adım atacakken Mew'un Mark'a attığı yumrukla durmak zorunda kaldı. "Yeter! Sen de anne ve babamızı öldürmedin mi?! Sen nasıl yaşıyorsun bu vicdan azabıyla!"
Gulf duyduklarıyka donakalmıştı. Yer ayaklarının altından kayıyordu sanki. Çok hızlı bir baş dönmesi ve mide bulantısı. Titreyen elleriyle duvara tutundu.
"Gulf?" Mark seslendiğinde, Mew hızla ona döndü. Gulf Mark'ın yüzüne dehşetle bakmıştı. Bir yalanı daha kaldıramaz gibi hissediyordu. "Bakma bana öyle," Mark'ın ses tonu biraz sonra ağlayacakmış gibi çıkmıştı "Öyle değil, bildiğin gibi değil." Gulf onun yüzünü inceledi, moraran elmacık kemiğine ve patlayan dudağına baktı. Bir yumruk atmamak için zor durdurmuştu kendini.
"Doğru mu bu?"
Mark ona doğru uzanmak istediğinde Gulf elini kaldırarak durdurdu onu. "Anlatacağım her şeyi, gel otur böyle."
"Doğru mu dedim sana!" Az öncekine oranla sesi oldukça yüksek çıkmıştı. "Doğru.."
Mark pişmanlıkla fısıldadı. Gulf elleriyle yüzünü kapatıp derin derin nefes almaya çalıştı. Böyle giderse astım krizi kaçınılmazdı. "Ama kendimde değildim! Yoksa nasıl böyle bir şey yaparım? Çok öfkeliydim! O an herkesten nefret ediyordum!"
Gulf duyduklarıyka öfkeyle ellerini yüzünden çekti. "Nasıl olur? Nasıl yaparsın! Bilinçli ve ya bilinçsiz! Ne fark eder?!" Her sözüyle biraz daha kesiliyordu nefesi. "Çok pişmanım! Teslim olmak istedim! İyileşmek için tedavi oldum! Zaten çok pişmanım bir de sen yapma."
Mew hızlı adımlarla Gulf'ın ilacını bulup olası bir krizi engelledi. İlaçtan derin bir nefes çekip ciğerlerine doldurdu. "Daha iyi misin?"
Mew'u umursamayıp Mark'a döndüğünde pişman dolu bakışlarla kendisine baktığını fark etti. "Seninle rehabilitasyon merkezinde karşılaştığımızda sen sinir krizleri için orada değildin! Senin orada olma nedenin anne ve babanı öldürmendi değil mi?!" Bunu söylerken sesinde olan soğukluğa kendi bile inanamıştı. Kanı çekilmişti resmen. Mark "Evet.." diye mırıldandı çaresiz ve pişmanlıkla.
Gulf ikisini de orada bırakıp odasına ilerledi sarsak adımlarla. Eli istem dışı kapının kilidine giderken usulca kilitledi kapıyı. Uyuyacaktı. Bu olanların bir rüya olmasını diliyordu. Annesinin onu hiç düşünmeden kendini öldürmesini, babasını, Mew'u, Mark'ı... Tüm bu olanların bir rüya olmasını diledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream - MewGulf
General FictionHayatının en kötü günlerini rehabilitasyon merkezinde yaşamış olabilirdi.. Aynı zamanda en güzel günlerini de geçirmişti.. Nasıl mı..? Keyifli okumalar. 🤍