16.Bölüm

166 15 10
                                    


Mew ve Gulf deniz kenarında yürürken denizden gelen ferahlık yüzlerine çarpıyordu ve bu birazda olsa serinletiyordu. İkiside suskun, ikiside sessizce ilerliyordu. O mevzuları bir daha hiç konuşmamışlardı. Zaten soğumuş olan kahvelerini içmeden oradan ayrılmışlardı.

Mew tıpkı masada oturdukları gibi Gulf'ın elini sıkıca tutuyordu. Yanlarından geçen bazı insanların tuhaf bakışlarını umursamıyorlardı.

İkisininde içinde derin kesikler, derin yaralar vardı. İki erkeğin el ele tutuşmasına tuhaf gözlerle bakan insanlar umursayacakları en son şeydi. Aynı yerleri kanayan, aynı yerleri sızlayan bir çiftti onlar. Sıradan insanlardı, sıradan çiftlerdi.

Gulf elini ondan ayırarak koluna girdi ve başını omzuna yasladı. Mew'un kokusu deniz kokusuna karışırken hiç olmadığı kadar huzurlu hissediyordu. Derin bir iç çekerek kokusunu ciğerlerine doldurdu. Başının üzerinde dudaklarını hissedince gülümsemeden edemedi.

Birkaç dakika sonra başını kaldırıp düşünceyle dolup taşmış yüzüne baktı.

"Bir şey mi oldu?" Kolundan çıkarak karşısına geçti ve gözlerini onunkilere dikti. Mew bir şey söylemiyordu ancak Gulf onun gözlerinden anlayabiliyordu. Aklında dönüp duran şey neydi merak ediyordu.

"Bilmiyorum," Söylediği tek şey bu olurken kaşları havaya kalktı. "Her şey eskisi gibi.. ama bir değişiklik var sende ve ben bunu çözemiyorum."

Gulf gözlerini ondan kaçırmamak için kendisi ile büyük bir savaş verirken umursamaz bir şekilde omuz silkti. "Düşünme artık, bir şey yok. Ayrıca düşünmek için çok genciz," diyerek bir adım attı ona. Bedenleri birbirine değerken birbirlerinin nefeslerini hissedebiliyordı. "Yeteri kadar üzülmedik mi?" dediğinde Mew dudaklarındaki acı gülümsemesiyle onayladı onu.

"Artık gülelim." diyerek baş parmağını dudağının kenarında gezdirdi. Mew anında ellerini tutup avucuna sıcak bir öpücük kondurdu. "Gülmeyi hak ediyoruz."

Mew onu tekrar ederek "Gülmeyi hak ediyoruz." dedi. Aralarındaki mesafeyi tamamen kapatıp dudaklarını dudaklarına bastırdı. Sol eli usulca ince belini tutup kendine çekerken ikiside aynı anda gülümsedi.

Mew alnını alnına yaslayıp, burnunu burnuna sürttü, dudaklarından kaçan nefesler dudaklarına karışıyordu. Gulf'ın gözleri usulca kapanırken onun nefeslerini solumaya bir süre daha devam etti.

"Akşam dedemin yanına gidelim mi?"

Mew başını aşağı yukarı sallayarak onu onayladı ve dudağına küçük bir öpücük daha kondurdu.

Birbirlerinden ayrıldıklarında ellerini tekrar kenetleyip deniz kenarındaki huzurlu yürüyüşe devam ettiler.

Yürüdükleri tüm yollar, aldıkları tüm nefesler, kalplerinin her atışı ve daha bir çok şey anlamlı oluyordu ikisi içinde. Yürümek gibi basit bir eylem bile romantikleşiyor, anlam kazanıyordu..

***

Akşam üzeri olduğunda hazırlanıp yola çıkmışlardı hemen. Gulf dedesine sürpriz yapmak istediği için haber vermemişti gideceklerini. Kapıdaki bahçıvan onları gördüğünde oldukça şaşkın bir şekilde Mew'u selamladı ve daha sonra Gulf'a döndü.

"Hoş geldiniz, dedeniz çok sevinecek."

Gulf onu kibarca selamlayıp içeri geçtiler. Yemyeşil bahçeyi aşıp çiftlik evine vardılar. Gulf Mew'u arkasında bırakarak kapıyı tıklattı. Bahçıvanın karısı tıpkı kocası gibi şaşkınlıkla kapıyı aralamıştı, Gulf işaret parmağını dudağına bastırarak susmasını işaret etti.

Scream - MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin