Biraz hüzüwnlü ucundan kaoslu bi bölüm olduGenç adam gözlerini inanılmaz bir baş ağrısıyla açtığında yüzünü buruşturdu. Direkt gözlerine vuran beyaz ışık, gözlerini açmasında hiç yardımcı olmuyordu. Elini kaldırıp, gözüne siper etmek, rahatsız edici ışıktan korunmak istedi ancak elini kaldıracak hali yok gibiydi. Bir süre gözlerini açıp kapattı. En sonunda ışığa alıştığında rahatça gözlerini açtı. Beyaz ışığa artı olarak beyaz tavanı görünce kusmak istedi. İlk defa beyaz renginden tiksinmişti. Midesini rahatsız eden sadece beyaz tavan değildi. Burnuna dolan antibiyotik ve ilaç kokusuda midesini zorluyordu. Nerede olduğunu anlamak için bakışlarını tavandan çekti. Beyaz, yumuşak yastığın üzerindeki başını rahatça hareket ettiremediğinden sadece gözlerini oynattı. Gözlerini odada gezdirdiğinde bir hastane odasında olduğunu fark etti.
Neden burada olduğunu hatırlayamazken içine işlenen korku tohumlarıyla gözleri odada bir kişiyi aradı...
Hemen yatağın yan tarafında deri koltukta aradığı kişiyi bulduğunda rahat bir nefes verdi. Sanki yıllar sonra onu ilk kez görmüş gibi hissetti o an. Gözleri anlamsız bir hasret çeker gibi üzerinde dolaştı sevdiği adamın. Sırtını koltuğa yaslamıştı, kollarını önünde çarplazlamış dururken başı, yere doğru eğilmiş vaziyette uyuyakalmıştı. Huzursuz bir uykuda olduğu çok belliydi. Kaşları sürekli çatılıp, gevşiyor, dişlerini sıktığı için çenesi kasılıyordu. Saçları dağılmış, beti benzi atmıştı. Göz altı çukurları uzun süredir uyumadığını gösteriyordu. Üzerini bile değiştirmediği belliydi. Sadece lacivert ceketini çıkarmış, her yeri kan olan beyaz gömleğiyle kalmıştı.
Jungkook onun bu halini görünce boğazında bir yumru hissetti. Hissettiği acı yumruyla birkez daha yüzünü buruştururken yutkundu. Yutkunmasıyla birlikte daha da acıyan boğazı yüzünden küçük bir inleme kaçmıştı ağzından. Koltukta gergince uyuyan Taehyung, duyduğu sesle anında gözlerini açarken yatağa baktı. Jungkook'un uyanmış olduğunu görünce hemen oturduğu yerden kalkıp yatağa ilerledi. Her yeri tutulmuştu ve ayağa kalkarken inanılmaz bir acı hissetmişti ama bu şu an umurunda bile değildi. Hemen yatakta uzanan sevgilisinin elini tutup eğildi. Jungkook'un solmuş, hasta yüzüne öpücükler kondururken, "Bebeğim iyisin değil mi? Sonunda uyandın." diye boğuk boğuk mırıldanıyordu.
Jungkook, yüzüne kondurulan öpücüklerle az önceki huzursuz ruh halinden kurtulurken zorlukla güldü. Elini asla bırakmayacakmış gibi tutan ele güçlükle karşılık verirken, "İyiyim. Ne oldu bana?" diye sordu. Sesi o kadar güçsüz ve titrek çıkmıştı ki Taehyung'un içi yanmıştı. Gözlerini kapatıp, sevgilisinin alnından öptü. "Lavaboda fenalaşıp bayılmışsın. Doktorlar bayılırken başını çarptığın için küçük bir travma geçirdiğini söyledi. İki gündür uyuyorsun." derken sesi zorlukla çıkmıştı. O kadar korkmuştu ki bebeğine bir şey olacak diye...
Şu iki günde yaşarken ölmüştü resmen.
Jungkook'un alt dudağı büzülürken,"Seni korkuttuğum için özür dilerim." dedi. Taehyung onu birkez daha alnından öptü. "Böyle düşünme bebeğim. Sen iyi ol yeter." derken yatağın başucundaki düğmeye basıp doktorları çağırdı. Taehyung doktorlar gelene kadar Jungkook'un yanından ayrılmadı. Her fırsatta onu öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KTH's Baby || Taekook
FanfictionO, Kim Taehyung'un meşhur bebeği. ¦mpreg¦ düzenleme tarihi(27.08.23-29.08.23)