Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"B-Bay Jeon'un oğlu mu?"
Kadının sesi büyük bir şaşkınlık içeriyordu. Taehyung umursamaz yüz ifadesiyle kafasını sallamakla yetinmiş ve tekrar önüne dönüp sevgilisinin alnına bir öpücük kondurmuştu. Jungkook ellerini kaldırıp sevgilisinin ellerinin üzerine yerleştirdi. Taehyung elinin üzerine yerleşen ellerden birini kavrayıp gri koltuklara doğru yürüdü. Jungkook'ta peşinden giderken meraklı bakışlarıyla kadını inceliyordu.
Taehyung koltuğa kendisini atıp yayıldığında, Jungkook'ta oturmuştu koltuğa. Taehyung'tan biraz uzağa, koltuğun köşesine uzanmıştı. Bu hareketi esmer adamın kaşlarını çatmasına neden olmuştu. Sorgular bakışlarını ona yolladı. Jungkook onun bakışlarına karşılık vermeden sırtını koltuğun köşesine dayadı ve çıplak bacaklarını sevgilisinin kucağına uzattı. Taehyung, onun ne yapmaya çalıştığını anladığında çatılmış kaşlarını düzeltti. Elleri hızla kucağına bırakılan narin bacakları okşamaya başladı. Ellerini dün gece kendisi tarafından bırakılan izler üzerinde gezdiriyordu.
Eserinden gurur duyar bir tavrı vardı.
"Otursana Yeri." diye bir koltuğu gösterdi adam. Yeri yutkunarak kafasını salladı. Donuk hareketlerle tekli koltuğa oturup karşısındaki ikiliyi izlemeye devam etti. O sırada Jungkook denen çocuğun bakışlarına karşılık vermişti. Çocuğun bakışları ifadesiz gibiydi ama yüzündeki öfke ve merak okunuyordu. Gözlerini bir an bile olsun Yeri'nin üzerinden ayırmıyordu. Sanki karşısındaki kadını bakışlarıyla delip geçmek istiyordu. Yeri'nin içi titremişti bu bakışlarla. Kadın içinden kendisine lanetler okuyordu.
Bebek suratlı bir çocuktan korkmuştu az önce!
Boğazını temizledi kadın. Daha fazla bu rahatsız edici bakışlara ve sessizliğe dayanamayacaktı. "Siz," dedi kadın eliyle ikisini işaret ederek. Ancak cümlenin devamını getiremedi. Çünkü bebek suratlı çocuk söze aniden atlamıştı.
"Evet sevgiliyiz. Yakında evlenmeyi planlıyoruz. Değil mi Taehyung?" derken bakışları bu sefer ifadesiz değildi. Kadına meydan okuyordu.
Gözleri bir süre kadında oyalanmış ardından Taehyung'a kaymıştı. Taehyung'un ona kaşlarını kaldırmış bir şekilde baktığını görünce, tek kaşını kaldırdı Jungkook. Taehyung'un yüzündeki hin bir sırıtış peydah olurken ileri doğru eğildi. Sevgilisinin kolundan yakalayıp çekti. Tek hamleyle kucağına oturttuğu sevgilisinin boynuna kafasını gömdü ve derin bir öpücük kondurdu. Jungkook yanakları kızarmış ve ağzı aralanmış bir şekilde ona bakıyordu.
"Evet, çok yakında bu çocuk beni dünyanın en mutlu erkeği yapacak. Arkadaşım olarak seninde orada olman çok önemli Yeri." dediğinde Jungkook nefesini tutmuştu. Az önceki cesaretinden ve hırçın tavrından eser yoktu. Kedi gibi mayışmıştı. O sırada Yeri daha fazla dayanamayıp,"Ben gideyim artık Taehyung. İşim vardı da, unutmuşum." dedi ve kapıya yöneldi hızlı adımlarla. Taehyung sadece kafasını sallamakla yetinirken yerinden kalkma gibi bir harekette bulunmamıştı. Kapının, açılıp, kapanma sesi geldiğinde ikili, kadının gittiğini anlamıştı.
