(YOROBUUUUN! Ben geldim! Kardeşim çok hasta olduğu için biraz canım sıkkın ama ne yapabiliriz ki? İnsanlar hasta olur ve iyileşir. Hepsi budur. Korona olduğunu düşündük ama testi negatif çıktı. Doktor, boğazının biraz iltihap kaptığını söyledi. Her neyse! Hadi kitaba döneliiiimmm❤️❤️❤️❤️)
Sabah gözlerimi açtığımda Changbin hyungu göremedim. Gittiler mi diye kontrol etmek için kalkmıştım ama onu yerde buldum. O fazla uzun olmasa da iri yapılı bir erkekti. Yanyana sığamamıştık. Kendisini yere atmış, bu ılık havalarda yerde uyumuştu. Çok komik görünüyordu. Sanki yataktan fırlayıp odanın başka bir ucuna uçmuş gibiydi. Hemen telefonumu alıp fotoğrafını çektim. Sonra gidip elimi yüzümü yıkadım. Herkes yemek yiyordu.
-Hyunjin-ah! Sen de hazırlan.
-Ne?
-Gidip bi konuşalım. Git hazırlan işte. Dedi Chan hyung. Onu kırmak istemiyordum. Bizi bir araya o toplamış hepimizin hayatının değişmesine vesile olmuştu. O, Stray Kids adı altında bizi toplamasaydı şu an bu 8 üyeden en az 3 tanesi hala stajyerdi.
-Changbin hyung nerede? Dedi Seungmin. Ben güldüm ve onunla beraber Changbin hyungun odasına gittik. Onu öyle yerde görünce o da gülmüştü. Onun gülüşüne karşı Changbin hyung uyanmıştı. Onu da alıp kahvaltıya geçmiştik. Benden sadece 1 yaş büyüktü ama gerçekten saygı duyduğum bir abiydi. Bu yüzden ona Hyung demek bana hiç bir zaman ağır gelmemişti.
Bir kaç saat sonra toparlanıp çıkmıştık. Maske, gözlük, şapka ve bir de kapşonlumu takmıştım. Şirkete girene kadar kalbim hızla atıyordu. Şirkete girdikten bir süre sonra pd-nim ile özel olarak görüşmeye gittim. Durumu anlattım.
-Biraz sakin ol. Kimsenin sana bir şey yapmasına izin vermeyiz ki.
-Biliyorum. Ama elimde değil. Dediğim gibi. Biri beni izliyor gibi sık sık mesaj atıyor. Bahsedilen kişi ile soyisimleri aynı ve tüm antilerden çok o sinirlenmiş gibi. Kakaotalk hesabımı bile bulmuş. Kakao hesabımı neden yaymadığını bilmiyorum ama işi benimle. Belli. Belki de sözünü ettikleri kişi ile alakadar biridir.
-Kafanda kuruntu da yapıyor olabilirsin.
-Olabilir. Ama bu şey artık uykularımı bölmeye başladı. Kendimi suçlu hissediyorum. Hiç bir şey yapmadığım halde.
-Ama toparlanman gerek. Fanlar seni bekliyor.
-Fanlara iyi olduğumu bile söyleyemiyorum. Eğer bir paylaşım yaparsam hiç bir şeyi umursamadığımı söyleyip bu baskıyı daha da arttıracaklar. Onlara haber verememek çok daha kötü etkiliyor.
-O zaman hadi bir özür mektubu yayınlayıp bu olayı kapatalım Hyunjin.
-Ne? Diyerek başımı kaldırdım. Ağladığım yaşlı gözlerim muhtemelen kızarmıştı. Tamam. Her ne olursa olsun bundan kurtulmak istiyordum ama yapmadığım bir şey hakkında özür dilemek de benim gururumu zedelerdi.
-Özür dileyelim. Bir daha böyle bir şeyin olmayacağını anlatalım. Söyleyelim.
-Ama yapmadım ki! Neyin özürünü dileyeceğiz?
-Bu şekilde olayı aydınlatmayı beklersek uzun süre bunu çekeceksin.
-Bilemiyorum.
-Ağlıyor musun? Madem bir şey yapmadın neden ağlıyorsun? Bunu görmezden gelip bildirim yayınlayalım ve bitsin artık.
-Sanırım siz daha iyi bilirsiniz ama bu benim gururumu incitecek. Dürüst olmak gerekirse bu sefer de ezik bir şekilde karşılarına çıkmak istemiyorum. Milyonlarca fan var. İdolünüz tıpış tıpış özür diledi, sizin idolünüz bir zorba hatta özür bile diledi laflarını işitmelerine izin veremem. Ne kadar hayal kırıklığına uğrarlar. Sadece onlar değil. Üyeler de ailem de ailemin yakın arkadaşı ne düşünecekler kim bilir. Ben bu kadar rahat olamıyorum.
-Bir kaç gün konuşulur ve unutulur Hyunjin. Rahat ol.
-Bu mümkün değil. Bu mümkün değil. Mümkün değil. Gerçekten mümkün değil. Bu hiç mantıklı değil. Nasıl olur da bir çıkış yolu olmaz bu hiç mantıklı değil. Hayır! Hiç mantıklı değil! Diye sayıklarken Pd-nim de bana sesleniyordu. En sonunda yanıma gelip kollarımdan tuttu ve beni durdurdu.
-Hyunjin! Akıllı ol! Erkek adam bu kadar korkak olur mu?
-Nasılsa size ölüm tehtidleri, mide bulandırıcı mesajlar, milyonlarca insanların hayal kırıklığı gelmiyor. Neyseki üyelerinizi yarım bırakan siz değilsiniz! Siz tabiki de korkmazsınız. Dedim. Artık patlamıştım. Dehşet içinde bana baktı. Kızacağını düşünmüştüm. Azarlayacağını düşünmüştüm.
-Bak. İyi değilsin. Buna şu an ikna oldum tamam mı? Eğer istiyorsan bir psikolojik destek alabilirsin. Ailenin yanına gidip biraz tatil yapmalısın belki de tamam mı? Sana bir bilet ayarlayacağım. Hemen şimdi. Ve sen de bir psikoloğa randevu alacaksın tamam mı? Hemen.
-Ama-
-Emrediyorum. Dedi. Başımla onu onayladım. O bana bilet alırken ben de bir psikolog randevusu bakıyordum. Önce ben bir randevu bulmuştum. O da biletimi alıp bana bilet bilgilerini mesaj olarak iletmişti. Fazla değil, bu akşam yolculuk vardı benim için. Özel bir araba ve şoförle yine korka tırsa eve gitmiştim. Valizimi toplayıp yine aynı araçla otogara gitmiştim. Vakit gelene kadar arabanın içinde bekliyordum. Vakit gelince toparlanıp otobüse binmiştim. Otobüsün içinde kimse bana bir şey yapamazdı. Bu yüzden içim rahattı. Otobüsten indiğimde hava kararmıştı. Yine bir JYP görevlisi beni özel araçla almış, ailemin evine bırakmıştı. Çok kısa süren bu yolculuğun sonunda yaptığım yoğun stresten ötürü yorulmuştum. Eve girdiğimde annem bana sarılmak istese de izin vermemiştim.
-Yolculuktan geliyorum anne. Şimdi sarılma diyerek onu uzaklaştırmıştım. Virüs yüzünden anneme bile sarılamaz olmuştum. Ha hatta aldığım psikolog randevusu bile online olacaktı. Bu yüzden onun da işe yarayacağından endişeliydim. Duşa girip temizlendikten hemen sonra gidip anneme sarıldım. Yanaklarımı öpmüş uzayan saçlarımı okşamıştı. Bu yaptığım da doğru bir hareket değildi ama anneme olan özlemimden kendimi tutamamıştım.
-Neden kendine bu kadar yüklendin Hyun-ah!
-Sen nereden biliyorsun?
-Chan ile görüştüm.
-Anneee!
-Yapma böyle. Psikolog randevularına da başlamışsın bugün. Gerçekten çok mu kötüsün? Annecim, neşelen! Neler neler geçirmedin ki!
-Annemi görünce neşelendim. Dedim ve gülümsedim. Konuyu değiştirince o da gülmüştü.
-Kkami nerede?
-Babanla dışarı çıktılar. Yürüyüş için.
-Aaah anladım. Babamın haberi var mı? Yani olanlardan?
-Evet. Dedi ve işi ile ilgilenmeye devam etti. Ben de ona biraz yardım edip odama geçtim. Genelde siyah beyaz döşenmiş odamdaki beyaz yatağa atladım. İnsan nerede olursa olsun evi gibisi yoktu. Vücudumu gerip yatağımdan doğruldum. Şimdi uyusam iyi olacaktı.
Yarın, psikolog randevum vardı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE SESSION
Teen FictionZorba iddalarından sonra uzun bir süre medyadan uzak duran ünlü idol hakaret ve ölüm tehtidlerinin ardından psikolojik tedavi görmeye başlar. Pandemi nedeni ile online seanslara katılan idol, bir süre sonra kendini, psikoloğunun günlük yaşantısında...