(Yorobuuuun! Admin çok hasta ölüyorum ölüyorum ölüyorum. Korona testi verdim, sonuç daha çıkmadı. Bakalım ne olacak? Hadi kitaba geçelim!)
(1 gün sonra)
Bilgisayarın başındaydım. Kkami'nin kulakları ile oynarken seansın başladığını bildiren o bildirim sesini aldım. Başımı kaldırıp ekrana baktım. Evet...seans açılmıştı ama daha sandalyesine oturmamıştı. Kardeşi...tam o sırada kameranın çekim açısına girmiş, çekmecelerde bir şeyler karıştırıyordu.-Yha! Diye seslendim. Yerinden sıçrayıp arkasını döndü ve etrafını aradı. Beni görünce kameranın karşısına geçti.
-Ah! Se-siz! Hy-hyunjin bey. Şey...ablam şimdi gelecek.
-Biliyorum. Sigara içtiğini ablan biliyor mu?
-Ne? Sen nereden biliyorsun?
-Arkadaşlarınla birleşip camımı taşladığınız zaman öğrendim küçük hanım. Ailenden uzak durunca serserilik yapabileceğini mi sandın?
-Bakın! Lütfen ablama söyleme oppa! Gerçekten bir daha olmaz. Ona söyleme tamam mı? Söz ver. Söz ver bana tamam mı? Ben hiç bir şeyi dışarı sızdırmam rahat ol. Sadece ablama bir şey de-
-Hyun-ah! Ne yapıyorsun burada? Çekil! Diye hızla onu çekti ablası. Hemen sandalyesine oturdu.
-Kusura bakma Hyunjin, gebelik dönemim biraz zor geçiyor. Midem bugün çok bulanıyor bu yüzden seni bekletmek zorunda kaldım. Hyunmi'nin kusuruna bakma küçüklüğünden beri böyle meraklı bir kızdır. Hay Allah! Odaya girmemesini söylemiştim.
-Hiç önemli değil Bayan Lee. Rahatınıza bakın. Gebe olduğunuzu bilmiyordum. Mühim değil. Hyunmi ile de zaten tanışıyoruz.
-Ne? Nasıl? Dediğinde gözüm arkadaki Hyunmi'ye takılmıştı. Bana yavru köpek gibi zavallı bir şekilde bakıyordu. Kaşlarını havaya kaldırdı. Ona bakarak konuştum.
-Daha önce bir kaç kez karşılaşmıştık. Dedim. O rahatladıktan sonra ortadan kaçıp gitmişti. 40 dakika süren seansımızdan sonra Bayan Lee kapanış konuşmasını yapıyordu.
-...bu yüzden yarınki seansımızı bir kafede yapacağız. Bir kafeye gideceksin. Tek başına.
-Ne? Bu mümkün değil.
-Dışarı çıkarsan bir şey olmayacağını bizzat senin görmen lazım. İtiraz istemiyorum. Yarım kendini rahat hissedeceğin bir kafeye birlikte gideceğiz. Evden çıkmadan önce seansı başlatırız. Oraya gidene kadar birlikte olacağız. Rahat ol.
-Peki. Dedim ve sertçe yutkundum. Sonra seansı bitirip kapattık. Bir süre sonra resim yapmaya başlamıştım. Bu gerçekten bana iyi geliyordu. Annem odama girip ne yaptığıma baktı.
-Omooo! Çok güzel. Dedi ve gelip arkamdan sımsıkı sarıldı. Gülüştük annemle. Uzun saçlarımı okşamaya başladı.
-Saçların çok uzamış.
-Beğenmedin mi?
-Çok hoş görünüyor.
-Teşekkür ederim.
-Hadi yemek yiyelim.
-Peki. Hemen geliyorum. Dedim ve annem odadan çıktıktan sonra çizdiğim resme bakıp fırçalarımı bıraktım. Önlüğümü çıkarıp ellerimi yıkadıktan sonra saçlarımı toplayıp sofraya oturdum. Tam o sırada Chan hyung beni aramıştı.
-Alo?
-Hyunjin! Nasılsın?
-İyiyim hyung. Siz nasılsınız?
-Biz de iyiyiz merak etme. Sadece her şey yolunda mı merak ettiğim için aramıştım.
-Hayır her şey yolunda. Ben iyiyim. Teşekkür ederim.
-Peki. Önemli değil. İyi olmana sevindim. Benden bir isteğin var mı?
-Hayır. Şimdilik yok. Senin?
-Gelmeden önce annenin ttabbeokkilerinden getir. Yoksa seni eve almam.
-Anne! Duydun mu?
-Neyi?
-Chan hyung yurda geri döndüğümde senin ttabbeokkilerinden getirmezsem beni yurda almayacakmış. Dediğimde annem de bizim gibi gülmüştü.
-Peki! Chan oğlum ne isterse ona yollayacağım. Selamlarımı ilet. Dedi. Ben söylemeden Chan hyung onun sesini duymuştu.
-Teşekkürlerimi ilet. Ben şimdi kapatmalıyım. Sonra tekrar konuşuruz.
-Tamam hyung. İletirim. Kolay gelsin. Fazla yorulma.
-Pekiii! Görüşürüz.
-Görüşürüz. Dedim ve telefonu kapatıp yanıma koyarak yemek yemeye başladım. Yemekten sonra annemle birlikte televizyon izledik. O sırada kapı çalmıştı.
-Ben bakarım. Diyerek kalktım ve kapıya gittim. Babam gelmişti. Onu selamlayıp içeri aldıktan sonra kapıyı kapattım. Ardından o da yemek yedi ve bizimle televizyon izlemeye başladı. Tatlı bir sohbet dönüyor, Kkami evi turluyordu. Oldukça sakin ve huzurlu bir andı. Yavaş yavaş uykum gelince annemlerden müsaade isteyip odama gittim. Kkami benim odaya girdiğimi görünce yatağa atlamıştı. Ben de yanına uzandım. Onun tüylerini okşayıp bir şeyler mırıldanırken aklıma Hyunmi geldi. O kız...kafayı yemiş olmalıydı. Nasıl ailesinden böyle bir şeyi saklardı? Elimi telefona atıp Kakao'dan hesabını arattım. Onun olabilecek bir kaç hesap bulmuştum ama ona aitler miydi emin değildim? Daha da derinlere inince artık konumda yakın olanlar karşıma çıkmıştı. Onlara da bakınca karşımda Hyunmi'yi bulmuştum. 3km uzakta...ne? Yakınımda mıydı? Yoksa! O da mı beni takip ediyordu. Hemen yatağımdan doğrulup oturdum. Odamdan bakındım. Evimizin yakınlarında bir yürüyüş parkı vardı. Ama orayı görmek mümkün değildi. Evin etrafını pencerelerle kontrol ettikten sonra evin çevresinde değil de o parkta olduğunu tahmin etmiştim. Ama yine de rahat bi nefes alamıyordum. Yatağa bir oturup bir kalkıyordum. Daha fazla dayanamayacaktım. Hemen Bayan Lee ile olan Chat'e girip ona mesaj attım.
hhjinnie:
Bayan Lee!Kendimi iyi hissetmiyorum.
Birileri tarafından izleniyor gibi hissediyorum.
Aslında evin her tarafına baktım. Kimse yoktu.
Bayan Lee! Hyunmi evde mi?
lee333_:
Sakin ol. Pencerelerden bakıp kimseyi görmediysen kimse yoktur.Hem unutma, kimse sana zarar veremez.
Bu saatte insanlar derin bir boşluğa düşer ve çevremizi hissetmekte daha hassas oluruz. Evrt muhtemelen evinin çevresinde insanlar vardır fakat bunlar seni gözetlemek için orada değiller. Bundan emin olmalısın. Bak. Kimse yokmuş. Demek ki kimse seni izlemiyormuş. Basit düşün Hyunjin. Fazla detaya girmek bazen tehlikeli olabiliyor.
Bu arada evet. Hyunmi ile şu an kahve içiyoruz.
hhjinnie:
Öyle mi? Ama Hyunmi'nin Kakao hesabında 3 km ötede olduğunu söylüyor.Sanırım uygulama hata veriyor.
lee333_:
Sanırım öyle.Sakin ol ve uyu Hyunjin.
Yarın bizim için zor bir gün olacak.
Mesajını okuyup telefonu yanıma bıraktım ve kendimi geriye attım. Uygulama da hata verecek zamanı buldu. Tam da bu dönemde. Yarın zor bir gün olacaktı. Kalabalığın arasına karışacaktım. Biri o kalabalıktan istifade yanımdan geçerken ya bana bir şey saplarsa? Ya birileri beni dışarda görmeyi bekliyorsa? Kesinlikle kötü bir his vardı içimde. Kötü bir şey olacaktı.
Umarım tanıdık biri ile karşılaşır da onu yanımda siper olarak taşırdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE SESSION
Teen FictionZorba iddalarından sonra uzun bir süre medyadan uzak duran ünlü idol hakaret ve ölüm tehtidlerinin ardından psikolojik tedavi görmeye başlar. Pandemi nedeni ile online seanslara katılan idol, bir süre sonra kendini, psikoloğunun günlük yaşantısında...