4

73 6 3
                                    

(YOROBUUUUUNNN! Okuldasınız değil mi? Biz hala sınıfça karantinadayız. Cuma günü karantinamız bitiyor. Siz okuldan gelince tatlı tatlı bu kitabı okuyun diye sizin için yazıyorum. Sonrasında gidip ders çalışacağım❤️)

Sabah gözümü açtığımda kolumda ufak bi ağırlık hissettim. Kkami yine yanıma kıvarılıp uyumuştu. Kolumu kaldırıp Kkami'yi yatakta tek başına bırakarak banyoya gittim. Ufak bi duş alıp belime havlu bağlayıp çıktım. Yarım saat kadar sonra randevum başlayacaktı. Kurulanıp üstümü giyindim. Saçlarımı havlu ile kurularken bahçede birini gördüğümü sandım. İçim titremişti. Kalbim yine hızla atmaya başlamış, terlemeye başlamıştım.  Perdemi hafiften sıyırıp bahçeye bakındım. Kimse yoktu. Perdemi sonuna kadar tekrar çekip masama oturdum ve bilgisayarımı açıp internete bağladım. Sonra chat odasına girdim. Seans başlayınca kendisi otomatikmen bağlanacaktı. Arkamda duran yataktan Kkami görünüyordu ve yatağım biraz dağınıktı. Kkamiyi rahatsız etmemek adına yatağımı toplamamıştım. Pek önemli değildi. Bu evdeki odam tam olarak böyleydi: odamın girişinde kapının karşısında dolabım vardı. Dolabın hemen karşısında kitaplığım ve kitaplığın sol tarafında ufak bir komodinim vardı. Komodinin de solunda çift kişilik büyük yatağım duruyordu. Yatağın sağ tarafında olduğu gibi sol tarafında da ayrı bir komodin vardı. Odanın tam ortasında duran yatağımın karşısında çalışma masam vardı ve bilgisayarım da onun üstündeydi, tüm seansları burada geçirecektim.

Yatağımın sol tarafında duran komodinin hemen diğer yanında da çekmecelerim duruyordu. Ve çekmecelerin yapışık olduğu duvarda da pencere vardı. Pencerem de bahçeye bakıyordu. Yerimden kalkıp bir kaç atıştırmalık alarak odama geri geldiğimde bilgisayarda seansın başladığına dair bildirim aldım. Saat 10.30'du.

-Hyunjin Bey? Diye seslendi. Sandalyeme otururken biraz gerilmiştim.

-Pardon. Biraz geciktim.

-Önemli değil. Öncelikle hoşgeldin. Seninle tanışmak ne kadar güzel bir duygu.

-Teşekkür ederim. Dedim ve güldüm. O da gülmüştü.

-Olanlardan haberim var. Seansımızdan önce şirketin ile bir görüşmemiz oldu. İlk olarak söylemeliyim ki için rahat olsun. Durumun hassasiyetini öğrendim ve mesleğim gereği senin hakkında hiç bir şey söyleyemem dışarıya. Merak etme. Zaten bizler yeminli psikologlarız. Hasta mahremiyetini korumak adına yeminliyiz. O yüzden seninle yapacağımız seanslar boyunca rahat kalmanı istiyorum. Bir arkadaş gibi benimle dertleşirsen beni çok mutlu edersin. Ev adresimi ve bana ulaşabileceğin numaraları hesapları sana mail olarak ulaştırdım. Ben doktorun Lee Minjae.

-Memnun oldum efendim. Ben Stray Kids'ten Hyunjin.

-Ben de memnun oldum Hyunjin. İstersen ilk seansımızda seni biraz daha yakından tanıyalım. Birbirimizi daha iyi tanımamız, sohbet sırasında daha iyi olacaktır. Değil mi?

-Pe-peki. Dedim ve kendimi tanıtmaya başladım.

-20 Mart 2000'de Seongnae-dong'da doğdum. Yani...doğma büyüme Seul'lüyüm. Sanırım ortaokul çağlarında olmalı, seçmelere girdim ve JYP'de stajyerliğim başladı. 25 Mart 2018'de "I am Not" ile resmi bir debut yaptık ve kariyerim resmi olarak orada başladı.

-2018 mi? 2017 sanıyordum. Görüşmeden önce biraz araştırdım ve 2017 olduğu yazıyordu.

-Aslında, kariyer başlangıcımız 2017'ydi. Debuttan öncesinde "Hellevator" diye bir single yayınladık. Stray Kids reality showu bittikten sonra insanlar artık bizi tanıyordu ve debutumuz yaklaşmıştı. Bu yüzden, debut öncesi bir single yayınlayıp zaten bizi tanıyan fanlar sayesinde gelişimizi haber vermek istedik. Yani "Hellevator" bizim debutumuz değil. Debut öncesi promosyonumuzdu. Zaten "Hellevator"un debut öncesi ve debut sonrası iki versiyonu var. Yani resmi olarak 2018.

-Aaah! Anladım. Bu bir çeşit reklam gibi?

-Evet evet. Biraz ona benzer bir durum.

-Biraz karışık ama anladım. İdol olmak senin için zor olmalı değil mi? Bu senin en büyük hayalin olmalı.

-Gerçekten dışardan bakılınca çok eğlenceli havalı geliyor ve bunu hayal edip deneyimlemek istiyorsun. Yani sahnede mikrofon tutmak, şarkı söylemek, ödül almak, insanlar arasında popüler olmak bunlar ilk bakışta mükemmel şeyler oldukça havalı. Ben de bu yüzden idol olmak istemiştim. Müzik ve sahne bana her zaman çekici gelmişti. Mesleğimi hala da seviyorum ama havalı görünen şeyleri bizzat yaşayınca bazen kabusa dönüşebiliyor ve bir çok alanda bir kısıtlamaya maruz kalıyorsun.

-Bazı alanlarda disipline maruz kalmak gerçekten baskı hissettiriyor olmalı değil mi?

-Evet. Biraz öyle. İdol olduktan sonra yoğun bir hayata başladık. Bazen bizi çok yıktı ama bazen de iyi geldi. Hala da bazen idol olarak doğru mu yaptım? Diye düşünüyorum.

-Bunu sadece idoller değil. Tüm meslekler düşünür. Çünkü her mesleğin kendine has bir zorluğu var. Bazen biz psikologlar da doğru bir meslek mi seçtik? Ya daaa insanların problemlerini çözmek doğru bir karar mıydı? Gibi şeyler düşünüyoruz. Bunu herkes düşünüyor. Hayat her zaman keşkelerle doluyor. Memnun olmadığımız şeyler adına her zaman keşkelere sığınırız. Ama zaman geriye alınmayacağı için hatalarımızdan ders çıkarmamız gerekiyor değil mi?

-Öyle.

-Bu yaşadığın son olay gibi mesela. Kimseye zorbalık yapmadın ama bu iftira ve iftiranın getirdikleri seni oldukça sarstı diye düşünüyorum. Bana bu olayı daha da ayrıntılı anlatabilir misin?

-Beni öldürmek istediler...

THE SESSIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin