0.4

1.3K 87 53
                                    

'Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye üzülme! Nereden biliyorsun hayatının, altının üstünden daha iyi olmadığını?'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye üzülme!
Nereden biliyorsun hayatının, altının üstünden daha iyi olmadığını?'

~

Güz yaprakları sallanıyordu sert rüzgarların arasında, her darbede intihar ediyordu bir yaprak. Bırakıyordu insanların ayaklarının altına hayatını. Bulutlar anlaşma yapmış gibi siyahlaşmıştı hepsi birden, yağmur yağmıyordu ama haberini veriyordu önceden.

O yaprak gibiydim, ailemden koparılıp tanımadığım insanların ayaklarının altına düşmüştüm. Şimdi ise o insanlar acımadan eziyordu beni, un ufak oluyordum sanki.

Pürüzsüz beyaz tavana çevirdim bakışlarımı. Daha önce görmediğim bir odadaydım bu sefer, büyük ihtimal 'Camdan kafesimin' ardından gözüken evdi burası. Son hatırladıklarım o katilin kollarında sinir krizi geçirip ağlayarak bayılmamdı.

O bir ruh hastasıydı, asla iyileşmeyecek bir hasta. İnsanları acımadan öldüren kalpsizin tekiydi, iyi şeyleri hak etmiyordu. Onun yüzünden bir haftadır, ya da daha fazladır ailemden yalnızdım.

İstemiyordum.

Kapının tıklatılmasıyla yatakta oturur şekle gelip yorganı boğazıma kadar çekmiştim. Küçükken odamdaki karanlık canavarlardan korunmak için kullanırdım yorganları. Sokardım Kafamı yine karanlığa, yok olurdu tüm canavarlar.

Kapı yavaşça ve sessizce açıldı. Katil, elindeki tepsiyle bana döndüğünde bir an duraksamıştı. Sonra hemen kendini toparlayıp karşıma doğru adımladı. Sesim çıkmıyordu, gözleriyle öldürmek isteyen Avcı gibi hareketlerini izliyordum.

"Annen ile konuşmak ister misin?" Kurduğu cümle ile kulaklarım uğuldamıştı sanki. İdrak etmek niye bu kadar zordu 'Anne' kelimesini?
Efsunluydu.

Hızla yorganı üzerimden atıp ayağa kalkmıştım. Masanın üzerine yerleştirdiği tepsiyi inceliyordu. Tüm duyularının bende olduğunu biliyordum, hatta ensesinde gizli bir gözü olduğunu bile düşünüyordum.

"Evet.. evet isterim." Hevesli ve heyecanlı çıkan sesimin zıttına kısık gürültülerim vardı. Duymak zordu, o her türlü duyuyordu beni.

Ama unuttuğum bir şey vardı.

Bir katil çıkarı olmadan hiç bir şey yapmazdı. Hele de masum birine iyilik?
Hiç sanmıyordum.

Ama annemle konuşma umudu gözlerimi o kadar çok boyamıştı ki, bunların hiç biri aklıma gelmemişti. Annemin sesini bir kere bile olsa duymak ne de güzel gelmişti kulağıma.

"Benim istediklerimi demek şartıyla, konuşabilirsin. Belki de zamanı geldiğinde görüşürsünüz." Kalbim kanadı bir kez daha.

Bir yabancıdan şu sözleri duymak yüreğimin ortasına kocaman bir çizik atmıştı. Gözlerim hissettiğim yoğunlukla dolmaya başlamıştı. Onun karşısında ağlamak istemiyordum, kimsemdi o hiç bir duygumu görmeyi hak etmiyordu.

CANHIRAŞ KATİLİM |18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin