Sabah erkenden Ali uyanmış Nazlının odasına gidip onun güzel ve eşsiz saçlarından öpüp günlük rutinlerini yapıp. Aşağı kata indi mutfağa girip Ela ve Levent hocasına teşekkur manasında onlara kahvaltı hazırlamak istedi ve kahvalyı hazırlamaya başlandı . Nazlı ise aşağı kattan gelen seslerle birlikte uyanıp elini yüzünü yıkayıp mutfağa girdi ve kahvaltı hazırlayan Ali yi gördü
Nazlı: Günaydın sevgilim ne yapıyorsun
Ali: Günaydın Nazlım Ela ve Levent hocaya teşekkür manasında kahvaltı hazırlamak istedim
Nazlı: Beni neden uyandırmadın sevgilim yardım ederdim sana
Ali: O kadar güzel uyuyordunki uyandırmak istemedim
Nazlı: Yiaa Ali ben seni hak edecek ne yaptımda Rabbim seni bana verdi
Ali: Sadece sevdik nazlım o kadar
Nazlı: Bence bu kadar romantizm yeter kahvaltı hazırlamana yardım edim daha hızlı hazırlarız olurmu Alim
Ali: O-olur Nazlım
Ali ve Nazlı yarım saatte herşeyi hazırlamış masayı kurup ela ve leventi beklemeye başladılar beş dakika sonra ela kahvaltı hazırlamak için uyanmış aşağı inerken salondaki masayı görünce şaşırmıştı tam o sırada Ali ve Nazlı çayı ve bardakları mutfaktan getirirken elayı gördüler
Alnaz: Günaydın hocam
Ela: Günaydında neden erken kalktınız
Ali: Ben herzaman bu saatte kalkarım sizde uyuyunca size teşekkür manasında kahvaltı hazırlamak istedim
Ela: Ne teşekkürü Alicim herzaman burada kalabilirsiniz sakın unutmayın ben levent hocanızı kaldırıp gelim siz kahvaltıya başlaya durun
Ela gider leventi kaldırır leventte elini yüzünu yıkayıp kahvaltıya iner
Levent: Herkese günaydın
Alnaz: Günaydın hocam
Levent ve dığerleri kahvaltıya oturur bir kaç dakika sonra
Levent: Eline sağlık canım herşey çok güzel olmuş gibi
Ela: Ben hazırlamadım ki Ali ile Nazlı hazırlamış
Levent: Elinize sağlık arkadaşlar
Ali ve Nazlı: teşekkur ederiz hocam
Herkes kahvaltısını yapıp hazırlanmak için odalarına gitti ve on beş dakika sonra hepsi hazırlanmış hastaneye doğru gidiyorlardı
Berhayatta ise karamsar bir hava vardı.
Fermanın yapmış olduğu hatadan dolayı ve berhayatla ilgili bir kurul toplanacaktı ekip ise acilde hastalara bakıyordu.
Adil Hoca selvi ile birlikte kafeteryanın en tenha yerinde konuşuyorduAdil: Çoçukları çok özledim selvim burnumda tütüyorlar resmen
Selvi: Bende çok özledim en son otelde kahvaltı ederken aramıştım ondan sonra arayamadım
Adil: Dün ben aramıştım uzun zamandır sesleri o kadar mutlu geliyordu
Selvi: Yoksa barışmışlar mı
Adil: Evet selvim barışmışlar onlar için o kadar mutluyum ki
Selvi: Canlarım benim sonunda mutlu oldularya başka bir şey istemem
Adil: Benim gitmem lazım selvim kurul başlayacak birazdan
On beş dakika sonra kurul başlayacaktı
yavaş yavaş kuruldaki insarlar geliyordu son olarak beliz ve vuslatta geldi