"Ai, buraya uyumak için gelmedin." Başımı sıradan kaldırıp etrafıma baktım, yine okulda uyuya kalmıştım. Hoca dersi anlatmaya dönerken sessizce konuştum;
"Kaçıncı dersteyiz?"
"Hâlâ ilk dersteyiz." Eren sorumu cevaplamıştı.
Kısa süre sonra zil çaldı, ayağa kalkarak üst kata çıktım. 12/E şubesinin önünde beklerken Floch gülümseyerek çıktı.
"Merhaba, beklediğin için sağol."
"Merhaba." Beraber sohbet ederek aşağı indik. Kantinin önündeki masalardan birine oturduk.
"Hey, kantinden bir şey ister misin? Kahve alacağım kendime."
"Bir şey istemiyorum teşekkürler."
Floch masadan kalktığında gözümü etrafta gezdirdim, üst sınıfların masasında oturan Eren çok eğleniyor görünüyordu.
Gözlerini gülerek etrafta gezdirirken beni de görmüştü, ona bakıyor durumuna düşmüştüm. Elini kaldırarak sahte bir gülümseme attı, sadece gülümsedim ve başımı çevirdim. Floch elinde iki kahveyle geldi ve oturdu.
"Hey, ben bir şey istemedim."
"Bir şey olmaz, en son neyden konuşuyorduk?"
"Naruto."
"Evet evet... Ne demiştin? Naruto'yu Itachi mi sanıyordun?"
"Naruto'yu Itachi, Itachi'yi Sasuke sanıyordum."
Aniden gülmeye başladı, bende aynı şekilde güldüm.
"Another izlediğini söylemiştin, ona benzer bir film çıkmış. Haftaya sinemalara düşecekmiş, beraber gitmek ister misin?"
Haftaya demişti, Eren ile anlaşmam bitiyordu o yüzden sorun olmazdı.
"Tabii, gidelim."
"Nereye, 'gidelim' ?"
Sandalye çekip oturan Eren'le beraber Floch'un yüzündeki sahte gülümseme kaçınılmazdı.
"Merhaba Eren! Bende tam gidiyordum, kusura bakma Ai-chan bir işim çıktı."
"Sorun yok Floch, görüşürüz."
Floch gülümseyerek masadan ayrıldıktan sonra Eren'e döndüm. Kendimi doll house'ta hissedeceğim şekilde olan gülümsemesini bozup ciddi bir şekilde bana bakıyordu.
"Ben sana Ai-chan diyemiyorum ama o diyebiliyor öyle mi? Neden ondan rahatsız olmuyorsun Ai-chan?"
Bir an sadece gerilmiştim, ama ona cevap vermek zorunda değildim. Gerçek sevgilim bile değildi.
"Keyfime."
Rahatça sandalyeye yaslanıp telefonumu açtım, açtığım gibi de elimden alındı.
"Eren ver şunu saçmalama."
Herkese rezil olmamak adına derin bir nefes alıp kurcalamasının bitmesini bekledim, telefonu bıraktığı gibi aldım.
"Kendine gel istersen, biz sevgili değiliz. Telefonumu istediğin zaman alıp kurcalayamazsın, hayatıma karışamazsın."
"İstediğim her şeyi yaparım." Eren ilk defa gösterdiği yüzünü kapatıp arkadaşlarının yanına ilerledi, bende yerimden kalkıp sınıfa ilerlerken gelen mesajlara baktım.