twenty-six // sorun ne?

292 17 5
                                    

Cevap vermem gerektiğini biliyordum ama kalbim buna engel oluyordu. Aynı zamanda durmuş, aynı zamanda küt küt atıyordu. Heyecan, üzüntü, şaşkınlık, karmaşa, öfke. Hepsi bir arada idi.

"Ne?"

Her saniye görmek istediğim gözlerini bana çevirdi, karşımda somut bir şekilde duruyordu. Dokunabilirdim, çünkü benim sevgilimdi. Öpebilirdim, çünkü benim sevgilimdi.

Ama sevgilim olmadığı zaman, bunu yapabilir miydim? Ona eskisi gibi dokunamazdım, dokunuşlarımın bir anlamı kalmazdı. Bana eskisi gibi gülümsemezdi.

Kendi kendimi sakinleştirmeye çalıştım oturduğum yerde, ondan hala etkileniyor ve hoşlanıyordum. Bu hislerle beraber düşünmem zorlaşıyordu. Bir an sadece kendime "Boşver, gelip geçiciydi zaten." demek istedim ama kabullenemedim.

"Uyumlu değiliz."

Duymaya hazır değildim. Bu cümleleri duymak istemiyordum.

"Nasıl yani?"

"Birbirimize zarar veriyoruz, birisiyle ilişkiye girmek istemediğimi yeni fark ediyorum."

Eskiden söylediği şeylerin tam tersine davranıyordu. İstemiyorum, istemiyorum, istemiyorum. Tam şu an kalkıp gidecektim ama annesi konusunda zorlandığı için buraya geldiğimi hatırladım, hala onu düşünmeme lanet ediyordum.

Aşağıdan kapı sesi gelmesi ile annesinin çıktığını düşündüm, ayağa kalkıp hızlı bir şekilde aşağı indim. Ayakkabılarımı giydiğim gibi dışarı çıktım, yürüyerek eve gitmem uzun sürerdi ama beni takip etmesini istemiyordum. Geleceğini biliyordum, o yüzden istemiyordum.

Hızlı adımlarımı evden uzaklaşınca yavaşlattım, bir an önce evime gitmek ve ağlamak istiyordum. Kendime dürüst olmaktan kaçınamıyordum.

Yoldan geçen bir taksiyi durdurdum ve nefes nefese bindim. Kısa süre içinde eve gelmiştim zaten.

Kapıdan içeri girdiğim gibi arkamdaki sesleri aldırmadan odama çıktım ve kapıyı kapadım. Kapadığım gibi kendimi yatağıma fırlattım.

Rezil mi davranmıştım, ya da haklı mıydım? Kendimi rahatlatmam uzun sürecekti ve uğraşmak istemiyordum. Telefonum ile lambayı kapadım ve yatağıma girdim. Gözlerimi kapayıp bir süre uyumaya çalıştım ama hıçkırıklara boğulmam az zaman almamıştı.

Sadece lisede olduğumu ve böyle şeylerin zaman zaman gerçekleşeceğini biliyordum, onunla sonsuza kadar beraber olamazdık. Ama yine de içimde öyle bir his vardı ki ayrılmayacağımızı biliyordum.

Şu zamana kadar duyduğum "ara" cümlelerinden farklıydı, veda eder gibi konuştuğuna göre ayrılmak istiyordu. Neden olduğunu bilmiyorum, sanırım asla bilemeyeceğim, gözünde küçücük bir şeyden başka değildim galiba.

Ona hala yardım etmek istiyordum ama o benden ayrıyken yapamazdım, bir anlamı kalmazdım. Uyurken düşündüğüm tek şey, Eren idi.

highschool // eren jaegerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin