Gün boyu Eren ile çok konuşmamış, düşüncelerim ile eve gelmiştim. Yatağımda uzanırken, gecenin çoktan düşüncelerim arasında havayı değiştirdiğini fark ettim.
Telefonuma gelen mesaj ile elimi yana attım. Telefonumu açtığımda Eren'den geldiğini fark ettim.
eren : anlattıklarım yüzünden mi soğudun benden
Gözlerim hızla delice açıldı, hayır aptal tüm gün seni düşündüm. Eski Eren yerini bırakmış, çocuk gibi benim ailevi durumları yüzünden ondan soğuyacağımı düşünüyordu. Şu anda yanında olmak istiyordum.
Mesaja görüldü atıp hızla yerimden kalktım ve ceketimi giydim, annemleri uyandırmamaya çalışarak evden çıktım ve sokağa atıldım.
Bir taksi tutup adresi verdim. Her şey çabucak olsun istiyordum, Eren'in ondan soğuduğumu düşünmesini istemiyordum.
Taksiye fazlaca para bırakıp demir kapıdan içeri girdim, küçük merdivenlerden çıkıp kapıyı çaldım.
Ya depresyona girip evden gittiyse, ya duştaysa ve açmazsa? Beynimi saçma sapan düşünceler doldururken kapı açıldı, yüzü her zamanki gibi aynı duran Eren'in kaşları biraz çatılmıştı.
Hızla boynuna sarılıp olabildiğince parmak uçlarımda kaldım, kafamı saçlarına daha da bastırdım. Eren'e neden bu kadar bağlıydım, ona karşı sadece hoşlantı mı hissediyordum? Ona zarar gelmesi düşüncesi bile beni çıldırtıp üzmüştü, onun üzüldüğü düşüncesi beni ağlatıcak derecedeydi.
Hıçkırmaya başladığım zaman fark etmiştim bunu, iç çekişlerim kendimi ona gömdüğüm için rahat bile değildi.
Sevgilim, sana ne kadar vurdularsa, ne kadar üzdülerse Tanrı onlara bin katını yapsın. Yeter ki yanımda kal, kollarını sarmasan da olur.
Ai'nin de Eren'in de bu kadar değişmesinin sebebi hoşlantı hissinin kendini aşka bırakma süresinde olması. Şahsen Eren'e çok trajik bir geçmiş yazamazdım, Ai bunları anlattığı ilk kişi olduğu için duygusal açıdan çok belli etmese bile bağlandı. Ayrıca bölümleri değiştireceğim, en az 500 kelime olacaklar. Yatın artık amk. <3